Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor. Ingmar Bergman
a divinis!
Quia pulvis es et in pulverem reverteris.
#52799308
Aramızda bir yakınlık duygusu yok. Birbirimize benziyoruz sadece. Benim gibi o da yalnız, ama yalnızlığın içine daha çok batmış. Kendi bulantısını ya da ona benzer bir şeyi bekliyor olmalı. Demek beni tanıyan insanlar var artık. Yüzüme baktıktan sonra, “bu da bizden,” diyen kimseler var.
İnsan ilişkilerinden yoruldum. İnsanların oyunlardaki rollerine kendilerini gereğinden fazla kaptırıp o olmalarından da yoruldum. Herhangi bir insanın, ailesinin istediği gibi bir evlat, patronunun istediği gibi bir çalışan, öğretmeninin istediği gibi bir öğrenci, arkadaşlarının istediği gibi bir dost, ev sahibinin istediği gibi bir kiracı, sevgilisinin istediği gibi bir kişi olmaya çalışıp kendi kişiliğini yok saymasından, bir de yetmezmiş gibi bunları etrafına dayatmasını görmekten, bunları bana dayatmasından yoruldum.
Ey mutsuzlar! Kardeşlerinizi boğazlıyorlar, göz yumuyorsunuz. Çığlıklar duyuluyor, ama siz susuyorsunuz. Aramızda dolaşıp kurbanını seçiyor zorbanın teki, sessiz kalırsak bize dokunmaz diyorsunuz. Halt ediyorsunuz! Ne tuhaf yer burası, sizler nasıl insanlarsınız! Haksızlık varsa bir yerde eğer ayaklanmalı insan. Ayaklanma olmuyorsa batsın o şehir yerin dibine batsın, bitsin, kül olsun karanlıklar basmadan!
Varoluşumuzun, uçup giden şimdiki zaman haricinde dayanabileceği bir temeli yoktur. Bu yüzden, biçimi, esas olarak kesintisiz harekettir ve peşinden koştuğumuz o sükunet haline kavuşma ihtimalimiz yoktur. Durum dağdan aşağı koşan bir adamın gidişatına benzer; adam durmaya çalışırsa düşer, ayakta kalmanın tek yoluysa koşmaya devam etmektir. Bu nedenle hareket ve kargaşa, varoluşun temelidir.