Okuduğum üçüncü bavul dergisi, Ursula K. Le Guin kapaklı... Aylar önceki dergileri okumam bir yana, hatırladığım kadarıyla ilk defa bir sene öncesini aşkın bir dergiyi okudum(PDF formatı dışında). Alıp bir kenara koyduğum ve ha bugün ha yarın okuyacağım diye ertelediğim dergilerden biri. Sanırım bu yüzden birkaç aydır edebiyat dergileri almayı da bıraktım. Tabii bir sene sonra ne oldu da tekrar gittim elime aldım? Sanırım uzun zaman önceki edebiyat dergilerini geceyarısına kadar okuyan o kişi olmaya dönmek istiyorum. Bunun için de ilk evimdekilerden başlamak istedim.
Eveeet! Yine bir Bavul dergisi ve yine bir Doğuş Şahin kalemi. Kesinkes kararlıyım, bu yazarın yazdığı kitabı ve gelecekteki kitaplarını takip edeceğim. Okuduğum üç Bavul dergisinde de hep en sevdiğim kısımlar yazara aitti. Genellikle hikayelerinden geçmişin, çocukluğun tadını alıyorum. Büyük ihtimalle bu yüzden bir başka güzel ve okunası. Dili çok güzel. Duyguları desem... Gerçekten hissediyorum, oturduğum yerde. Ben mi abartıyorum acaba, onu da bilmiyorum. Tabii, sadece onun kalemi değil içinde çok güzel yazılar vardı. Ayşe Şahin yine ne okuyorum derken son paragraflarda tüm duygularımı darmaduman etti. Cengiz Bozkurt'a gelince o da yine en güzel açılışı yapmış. Gökhan Horzum yazısında da yaşamadığım 80-90'lı yıllarda bir çocukmuşum gibi tadı damağımda soluksuz okudum. Derken, derken dergi bitti. Geç de olsa elinize sağlık demek isterim. Birçok yazısı keyif verdi. Esen kalın...