Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kamile Kuzucu

Kamile Kuzucu
@KamileKuzucu
30 okur puanı
Ekim 2022 tarihinde katıldı
Bizi yaratan şey baskıdır ama. İlk başta kömürsündür, basınç sayesinde elmas olursun. Nora, Neil’in elmas hakkındaki yanlışını düzeltmedi. Kömürün de elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiçbir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söylemedi. Bilimsel olarak kömürseniz, kömür kalırdınız.Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.
Reklam
O anda aşkın yokluk deryası olduğuna kanaat getirdim. Meğerse aşk aklının ayağı yokluk deryasının içinde kırıkmış. İşin doğrusu aşkın bir mezhebi de yokmuş. Hatta aşkın mezhebi yetmiş iki dinden bile ayrıymış.
Kitabın 109. sayfasında der ki Ayşe Kulin yetmişli yıllardan itibaren dayağı hep solcular, devrimciler yedi; kendini muhafazakar diye tanımlayan dayakçılar ister derin ister sığ olsun, devlet tarafından hep kollandı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nicedir kendimi bunca yürekli bulduğum olmamıştı. Bunca yorgunken bunca kahraman. Bunca acı çekerken bunca iyimser, bu kadar hüzünlüyken böylesine mutlu.
Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli…
Reklam
Sevinç ve üzüntü aynı anda yaşanabilir mi? Tabii ki evet. Bazen sevinirken üzülür, bazen de üzülürken sevinirsiniz. En iyisi sevinirken sevinmektir ama galiba bu yalnızca çocukluk yıllarında olur… En beteriyse tahmin edeceğiniz gibi üzülürken üzülmektir.
Hayat bir hikaye gibidir. Ne kadar uzun olduğu değil ne kadar güzel olduğu önemlidir
Hayattan öğrendiğim bir şey var. Her yerde kötülük çok kuvvetli ve zor yeniliyor. İyilik daha zayıf kalıyor.
Adonis
Bilemediği tek şey; gurbeti illa bir insanın yurdundan uzakta yaşadığını sanmasıydı. Oysa gurbetlerin en ağırı, gurbet acısını sılada çekmektir. Vatanı vatan yapan değerlerin, her gün biraz daha yıpranmasına seyirci kalmaktır.
Reklam
Ne gördün ey ama? Ne kadar az imiş dünya ve ben ne kadar az imişim orada!
İfade edilmemiş duygular asla ölmez. Canlı canlı gömülmüşlerdir ve sonradan daha çirkin şekillerde ortaya çıkarlar…
Bak baba, şuraya bak, dedi Fiko, Milaçka nehri kıpkırmızı. “Boşnakların asırlardır akıttıkları kanın hatırına gün doğarken bu rengi alır Milaçka, oğlum” dedi Burhan.
Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor.