Dünya haksızlıkla doludur. Ödülleri ve cezaları verecek konumda olanlar da bu haksızlıklardan yarar sağlayanlardır. Ödüller eşitsizlik için çok ustaca gerekçeler bulanlara, cezalar ise ona çare arayanlara verilir.
Sayfa 130 - TÜBİTAK POPÜLER BİLİM KİTAPLARIKitabı okudu
-Kalender-
Gafil!.. San ki bilinmez bir kuvvete esirsin. Çelimsiz varlığınla neyine güvenirsin?.. Hiçiz... Sadece hiçiz... Kulaklarına girsin:
Yularımız tutan mukadderin elidir.
Hayat ki akıp gider bulanık bir su gibi, Korkulu rüyalarla geçen bir uyku gibi...
Çabalama... Kabul et bunu olduğu gibi!
Hayattan fazla bir şey bekleyenler delidir...
Hakikat, sanat, ilim masaldan ibarettir,
Aşk iki cins beyninde tutkaldan ibarettir.
İnsanlar ki bir sürü aptaldan ibarettir;
Gülmeli, kahkahayla bunlara gülmelidir..
1928
Dünyanın bana teklif ettiği eğlenceler enayiliğe veya deliliğe, tiksintiye veya ölüme götürüyor. Lafının bile edildiğini duymak istemiyorum. Fakat yeni bir zevki, duyulmamış bir sevinci bizzat kendim veya kendi kendimde bulmalıyım. Başarılı olacak mıyım?
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kendime aşk duymanın günahıyla dopdolu Gözlerim ve yüreğim, varlığımın her yeri;
Yoktur ki bu günahtan kurtulmanın bir yolu:
Can evime sımsıkı sarılmıştır kökleri.
Hoş değildir kimsenin yüzü benimki kadar, Benden yakışıklısı, benden vefalısı yok;
Ölçüp biçiyorum da, bende ne değerler var.
Ben herkesten üstünüm, her bakımdan, hem de çok.
Ama gerçek yüzümü aynada görür görmez Pörsümüş, benzim uçuk, şerha şerha ve köhne, Kendime duyduğum aşk, ters düşer bana bu kez:
Kötü şeymiş insanın aşk duyması kendine.
Sensin öbür benliğim, varlığımda övdüğüm,
Yaşımı gençliğinle, güzelliğinle örttüm.
Sayfa 62 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yorgun argın, alırım yatağımda soluğu:
Yatak, yol yorgununa en hoş dinlenme yeri,
Ama bu sefer başlar aklımın yolculuğu,
Kafam çırpınır gövdem bitirmişken işleri; Depreşen duygularım gurbet elden o zaman Sana varmak isteyip uğrunda hacca çıkar, Baygınlaşmış gözlerim açıldıkça durmadan
Sırf körlerin gördüğü karanlıklara bakar:
Hiç değilse ruhumda düş kuran bir göz var da Görmeyen bakışıma senden hayal getirir,
Hayalin karanlıkta elmas gibi parlar da
Korkunç geceyi süsler, ona taze yüz verir.
Gündüz bedenim, gece aklım huzur bulamaz,
Gövdeyle baş senden de benden de kurtulamaz.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yazık! hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye. Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye. Öldüren bir nefrettir yüreğindeki şeytan: Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu, Çekinmezsin güzelim can evini yıkmaktan Onarmak olmalıyken asıl amacın onu.
Sen tutum değiştir de cayayım düşüncemden, Yumuşak bir sevgi koy nefret yerine bir yol; Göründüğün gibi ol: cömert, sıcak, sevecen;
Hiç değilse kendine yumuşak yürekli ol.
Aşkım uğruna bir "sen" daha yarat kendine:
Güzellik onda veya sende yaşasın yine.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kısacası, şiirsiz bir yoksulluk egemendir
burada; çirkef değil, lekelerle, deliklerle, paçavralarla değil, saçak saçak bir çürümüşlükle belirlenen, tutumlu, özenli, lif lif olmuş bir yoksulluk.
"En büyük mutluluk, kişiliktir."
İnsan her konuda esas olarak yalnızca kendisinden zevk alır: Benlik pek uygun değilse bütün zevkler safra tadı yayılmış bir ağızdaki lezzetli şaraplar gibidir.
Hiçbir şey dış zorunlulukla açık seçik bilgi kadar sıkı sıkıya uzlaşmaz. İyi özelliklerimizi ve güçlü yanlarımızı olduğu gibi hatalarımızı ve zayıf yanlarımızı da açıkça gördüğümüzde hedefimizi buna göre belirleyip ulaşılamaz olanı kabullenerek kendi bireyselliğimize ilişkin bilgisizliğimizin, yanlış kibrin ve bundan kaynaklanan haddini bilmezliğin kaçınılmaz sonucu olan tüm ıstırapların o en acısından, kendimizden duyduğumuz memnuniyetsizlikten kişiliğimizin izin verdiği en güvenli şekilde kurtuluruz.
"... Eğer yeterince ister- sen, zengin de olsan fakir de olsan aynı hayatı yaşayabilirsin. Kitaplarını ve fikirlerini koruyabilirsin. Sadece kendi kendine, 'Burada özgür bir adamım,' demen lazım; o zaman sorun kalmaz."
Can sıkıntısını, acı zorlukları ve açlığın başlangıcını keşfediyorsunuz keşfetmesine ama aynı zamanda yoksulluğun, bunları telafi eden en önemli özelliğini de keşfediyorsunuz: geleceği yok ettiği gerçeğini.
Yoksullukta insana büyük bir teselli sağlayan bir başka his daha var. Dara düşen herkesin bu hissi tecrübe ettiği kanaatindeyim. Bu, nihayetinde kelimenin tam anla mıyla meteliğe kurşun attığınızı bilmenin getirdiği rahatlık, neredeyse mutluluk hissi. Beş parasız kalmaktan kadar çok bahsetmiştiniz ki; eh, işte beş parasız kaldınız ve hâlâ ayaktasınız. Bu birçok endişeyi gideriyor