Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kronik okur

"Daha o gün Dr. Ramiz'in hoşnutsuzluk denen şeyin ta kendisi olduğunu anladım. Hiçbir şeyin üzerinde duramayan ancak zaruri bir şekilde bir iş yaparken veya şikayet ederken mesut olan insanlardandı. Bu yüzden çok güzel bir mesleği cemiyet içinde bir yeri olduğu halde kendisini biçare, her hakkı yenmiş, gelecek için ümitsiz sanıyordu. Belki beni de kendisi gibi bir gayri memnun zannettiği için sevmişti."
Reklam
Bir defa olan bir şeyin ikincisi başına gelmez ama ikinci defa başına gelen bir şey mutlaka üçüncü defa da gelir.
Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hâla küpedir kulağıma. "Ne zaman" demişti, "birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarınla gelmemiştir dünyaya!"...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü ey Cemil! Halkın anlamadığı bir dille konuşuyorsun, kendine yeni kelimeler buldun. Okuma yazmayı bilmeyenler ülkesini yazılarla doldurdun. Şimdi hayat sellerinin ortasında kendi ıssızlığının çölünde yaşıyorsun. Kendi kendine oynadığın oyunlarla avunmaya çalışıyorsun..
Hayat, onu ne kadar anladığımızdan bağımsız bir gerçekliktir..
Reklam
İnsanlık adına yahut hakikat, adalet ve iyilik yolunda mücadele etmek hayatın tekdüzeliğini sonunun olduğu fikrini reddetmek anlamına gelir. Ahlak ilkelerine itaat etmek uğruna hayatın özgürlüğünü, huzurunu yitiren insanlar, hayatın sonsuzluğuna ve üstün manasına dair en çarpıcı örneklerdir.
İnsan yaradılışı kusurludur. En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır. Miss Scatcherd'inki gibi gözler yıldızların parlaklığını görmezler de ancak bu ufak tefek lekeleri seçerler..
Derslerde öğretilen şeyleri sevsen de sevmesen de kafana iyice yerleştir. Kendini turnusol kağıdı gibi düşün. Neleri tutup neleri atacağına sonradan karar versen de olur.
Beni kötü yetiştirdiler. Annem de babam da bana gerekli eğitimi vermediler. Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler, yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler. Başka türlü bir itinayla tutmadılar beni. Daha fazla değil farklı. Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım, bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım. Onlara biraz olsun benzeyebildiğim ölçüde kendimi mutlu sayıyordum. Kendimi onlardan ayırmasını beceremedim. Hitler genel yatakhanelerde işçilerle kalırken bile onlardan ayrı olduğunu hisseder, onlara yaklaşmazmış. Bende böyle bir içgüdü yoktu. Duyduğum bu yabancılığı onlardan geri kalmak diye nitelendirdim ve nefes nefese onlara yetişmeye çalıştım. Bu bakımdan yakınmaya hakkım yok. Onlar gibiydim..
İyi niyetlerle iyi eserler verilemeyeceğini neden hatırlatmıştı albayım?
Reklam
Eşyalarınıza alışamadım, yadırgadım onları. Salonsalamanjeyi deniz gibi büyük ve kauçuk yatağı olan karyolayı, aynı takımın yaldızlı gardrobunu ve gene aynı takımın şifonyerini ve gene aynı takımın tuvaletini sevemedim. Evinizde Türkçe bir şeyler kalmamıştı. Bana anlayış gösterecek yerde büfeyi gösterdin.
Yine de sıkıntılarının üstünde durup kuruntu yapmak onun karakterinde yoktu. Görevini yaptığından emindi, önlenmesi kendi elinde olmayan aksilikler için kaygı duymak ve bunları gözünde büyüterek vesveselere kapılmak onun tarzı değildi..
Gerçekten sevdiğim insanlar çok değildir, beğendiklerim ise daha az. Dünyayı görüp tanıdıkça memnuniyetsizliğim artıyor, insan karakterinin ne kadar tutarsızlıklarla dolu olduğunu faziletli veya akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç güven olmadığını gün geçtikçe daha iyi anlıyorum.
Bir kere başladık bitireceğiz derdi. Bir kere doğduk, yaşayacağız.
Hadiseler unutulmaz. Onları unutturan, tesirlerini hafifleten varsa kabahatlerini affettiren daima öbür hadiselerdir.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.