Öncelikle Sylvia ile tanışma sürecimden bahsetmek istiyorum.
Her şey Tezer Özlü okumam ile başladı. Tezer'in derinden etkilendiği yazarlar ( Svevo, Kafka ve Pavese) ile tanıştım. Bu yazarları inceleyip araştırdım ve
bir kısmının ortak noktasını öğrendim. Hayatlarına kendi elleri ile son vermek. Bu durum beni çok sarstı. Çünkü sonradan sevdiğim yazarların ölümlerini de araştırdım. Sonuç tüylerimi ürpertti. Çünkü sevdiğim yazarın tamamına yakını bipolar bozukluk yaşamışlardı ve hayatına kendileri son vermişlerdi. Ardından aynı durumda olan diğer yazarları araştırdım. İçlerinde Sylvia da vardı. İşte bu şekilde tanıştım.Sırça Fanus'u okuduğumda ise ona hayran kaldım. Kendi hayatını inanılmaz bir şekilde gözler önüne seriyor kitapta. Yaşadığı bipolar dalgalanmalarını, intihar girişimini, hayal kırıklıklarını, aşk maceralarını, arkadaşlık, dostluk, samimiyetsizlik kavramlarını çok iyi ifade etmiş.
Kitap içerisinde eşsiz cümleler, çıkarımlar ve tespitler bulunmakta. Okudukça cidden kendinizi bir sırça fanusta hissedebiliyorsunuz ve bu sizi boğabiliyor. Nefesimin daraldığını hissettiğim zamanlar oldu okurken. Sylvia'nın elinden tutup, çekip çıkarmak istedim yer yer. Ölümün kıyılarında yürüdüğünü bariz şekilde görebilirsiniz.
Kitap bittikten sonra bir süre donup kaldım. Çünkü Sylvia'nın hayatını da okumuştum ve bu kitap aslında tamamen kurgu değildi. Biyografik bir tarafı vardı.Yaşananları bu kadar içten ve çarpıcı anlatmak için sanırım hepsini yaşamak gerekir.
Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Ve Sylvia'yı seviyorum.
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,6bin okunma
Biliyorum, tüm incelemelerimde "çağımızda da öyle değil midir?" temalı yazılar yazıyorum ve bu temaya değinmeden duramıyorum. Sylvia'nın tabiri ile bir Sırça Fanus'tan sesleniyorum sizlere bu harflerin arasından. O güzel insana değinmeye çalışacağım naçizane yazımdan... Kendi Sırça Fanus'umdan... Gerçekten de (hadi bir kez daha yapalım
Retro'nun Gözünden Sylvia diyelim adına..
Hayatınızda daha önce hiç manik depresif bir hayata şahit oldunuz mu? Bu depresif bozukluk bir insanın hayatında neleri ne derece etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü? Peki ya bu bozukluğun bir insanı şair yapabileceği gibi, aynı insanın intihar sebebi olabileceği geldi mi hiç aklınıza?
Tüm bu soruların
"Nefes almak da zor gelecek miydi bir gün bana?"
Evet öyle anlar gelir ki nefesiniz bile sizi boğar. Aldığınız her nefes acı verir. Elinizden de bir şey gelmez o an. Mecbur almak zorundasınızdır o nefesi. Kendiniz için olmasa da başkaları için. Hep başkaları için olmadı mı zaten bu? Ne zaman kendimizi düşündük ki? Kendimizi düşünmeye
Kitabı aylar önce hediye olarak almıştı bir arkadaş. Ama nedense kitaba her baktığımda beni sıkacağını düşündüğüm için bir türlü başlayamadım. Oysa Fahrenheit 451 kitabından öğrenmem gerekirdi kitaplar ve insanlar hakkında kapaklarına bakarak yargıya varmamam gerektiğini. Bu ön yargı yüzünden geç okuduğum bir kitap olmasına üzüldüm. Ama hiç bir
Slyvia Plath, yazarı, şairi Nilgün Marmara ' nın intiharını bir dergide okurken tanımıştım. 30 yaşında intihar etmiş olan Slyvia Plath ' ın , 29 yaşında hayatı hakkında tez hazırlayıp , etkilenen ve sonucunda intihar eden Nilgün Marmara dolayısıyla. Sırça Fanus üç yıldır okumayı ertelediğim bir kitap. Kendi manic depresyonundan kesitler verdiği yarı otobiyografik kitabı. Kitap başta sıradan liseli aşkları anlatacak eğlenceli bir kitap seyrinde gidecek sanıyorsunuz. Ama birdenbire Esther ' in darmadağın psikolojisi içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Feminist kimliğiyle sıkça ismini duyduğumuz yazar, kendisi gibi feminist bir karakter oluşturmuş kitapta da. Karakter iflah olmaz bir akıl hastası diye düşündürtüyor. Yalnız kitaptaki ani duygu geçişi rahatsız etti beni. Bunun dışında akıcı, güzel bir kitaptı. Kendimden çokça parçalar buldum ve keşke okumayı bu kadar geciktirmeseydim. Tavsiye ederim...
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,6bin okunma
Hiç kendinizi kapana kısılmış gibi hissettiniz mi?
Ya da gerçekten sizi sevdiğini söyleyen insanların sadece sözde kaldıklarını ve aslında onların işine yaradığınız sürece sizin yanınızdaymış gibi göründüklerini?
Hiç sizi sevabınızla günahınızla sevecek biri olduğuna inandınız mı?
Bu sorulara belki evet diye yanıt vereceklerimiz olacaktır
Nereden başlanır ki buna?
Kitap bitti. Bomboş duvara baktım. İzledim...
Müzik falan da yok bu sefer. Sessizlik istiyorum sadece. Gözyaşlarım ve sessizlik. Bu evde mümkün değil tabiki bu. Yazmak için geceyarısını bekleyeceğim dedim. Ama işkenceydi bu kendime. Ruhum bedenimden ayrılıyordu sanki. Nefes alamadım. Gerçekten alamadım. Tuvalete
Bazı yaralar yararlıdır buna inan,
Bazı yaraların ortasından küçücük bir el,
Sanki geçmişine çiçek uzatır,
Bazı yaralardan sızan kanla,
Tüm geleceğin yıkanır.