Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Librarian

Librarian
@Librarian
330 okur puanı
Temmuz 2014 tarihinde katıldı
304 syf.
8/10 puan verdi
Her şey iyiydi hoştu da bir de o yersiz küfürlü konuşma üslubu olmasaydı... Pek çizgi dışı olmayan bir başlangıç, zorlama bir gelişme ve mutlu bir son... E bunun neresi iyiydi hoştu derseniz; tüm o şikayet ettiğim -bence yersiz olan- küfürlü iletişim şekline rağmen karakterlerin iyi betimlenmesi ve ilişkilerindeki doğru ruhların birbirlerini bulmuşlukları hissiydi diyebilirim. Gereksizce uzatılmayan bir akıcılıkla kaleme alınmışlığı da hoştu bence. Kısacası Soraya ile Graham'i ve hikayelerini sevdim.
Narsist
NarsistVi Keeland · Yabancı · 2018909 okunma
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Çok üzgünüm ama yazarın performansını bu romanda oldukça düşmüş buldum. Bence, yazarın önceki romanlarını kriter alarak, bu romanı vasata yakındı ne yazık ki. Kurgu, genişletilemeyecek bir olaya dayandırılmış ya da bu yönde bir çaba hiç harcanmamış, yan konular eklenmemiş ve bu nedenle de kadın ve erkek kahramanın fiziksel çekimine odaklı bir çekiştirilmeyle uzatılmaya çalışılmıştı. Evet, Hunter'ın romanlarını sıkılmadan her şartta okursunuz ve bununla ilgili bir sorun bu romanda da yoktu. Ama en son sayfayı kapattıktan sonraki bir müddet aklınızda kahramanlar, yaşadıkları ya da onların hikayesinin etkisi hissediliyor muydu? Hayır! Hatta son bölüm bile şahsen içimi daralttı. Kısacası; Alison ve Tristan bende bir nebze olsun iz bırakmadan çekiiipp gitttiler.
Bahar Kokusu
Bahar KokusuRita Hunter · Epsilon Yayınevi · 2019128 okunma
399 syf.
10/10 puan verdi
·
51 günde okudu
Okuyacağım kitapla ilgili kumar oynamayı sevmeyen birisiyim. Bu nedenle niyetine girdiğim kitapla ilgili genellikle bir öncül araştırma yaparım. Buna rağmen son birkaç yıldır oldukça fazla hüsran yaşadığımı da itiraf etmek durumundayım. Buna sebep olan şey ise; özellikle bizim ülkemizdeki yayınevlerinin satışları garantiye alma amacıyla olduğuna
Geçmişten Gelen Cellat
Geçmişten Gelen CellatNurhan Işkın · Karina Yayınları · 201790 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
464 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ölüler Diyarı... Benim adıma hüsran yaratan bir roman oldu açıkçası. Grange değil de bambaşka bir yazarın romanı olsaydı belki bu cümleyle başlamazdım yorumuma ama söz konusu Grange olunca... Yazdığı romanların büyük bir kısmını okudum ve Grange'i sevme nedenim daha ilk cümleden sizi alıp o sislerle kaplanmış diyara ışınlanmanızı sağlayarak vermek istediği tüm gerilimi damarlarınıza yudum yudum akıtabilme becerisidir. İster kahramanın, ister kurbanların isterse katledenin gözünden olsun dört bir taraftan sizi romanın kokusu tadıyla sarmalar. Ama ölüler diyarında hep bir tereddütlük, hep bir iğretilik... Sanki Dan Brown'un bir romanının kırmasını okumuşluk hissi yaşadım (buradan Dan Brown'u sevmediğim mesajı çıkmasın aksine). Ne polisimize sempati duyabildim ne kurbanlara ne de katil ya da katil namzetlerine. Tüm romanda sivrilen ve kendisiyle bir şeyleri peşinde sürükleyebilme becerisine sahip tek şey Corso'nun yardımcısı olan kadın polisti ama o da geri planda tutulduğu için enerjisini romana yayamamıştı. Okuyun okumayın diyemem ama Grange koleksiyonunuzu zenginleştirmek adına satın almak zorunda hissetmeyin diyebilirim. Birinden ödünç alıp okuyun mesela<:)
Ölüler Diyarı
Ölüler DiyarıJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20193,293 okunma
384 syf.
7/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Yazarın okuduğum ilk romanı "Oyunbaz".Önce "Şizofren"i okumam gerektiğini bilsem de elimde olanla başladım. İlla ki bu durumun yarattığı bir yoksunluk hissi romanın akışında kendini belli etti ama olmazsa olmaz da değildi. Yazarın tarzı fena değildi. Hikaye ilerledikçe tatlı tatlı bir gerilme hissi ruhunuzda gezinmeye başlıyor. Ama tabi ki alanın lideri bir King'e yaklaştığı asla söylenemez. Bu tarzın iyiliğini kanımca en belirleyici unsur kötü kimliği yazarın saklayabilme becerisi. Okuyucuyu tahminler içinde debelendirirken son anda vurgun gibi sürpriz şahsın ortaya çıkışını mantık hatasına yer bırakmadan sergileme başarısı. Dorn bu romanında bunu yakalamaya oldukça yaklaşmıştı! Davranışsal, düşünsel ve iletişimsel bakımdan beni duraksatan anlar oldukça fazlaydı roman karakterleri arasında. Bunu Alman toplum yapısına mı vermeliyim yoksa yazarın kabiliyetine mi fatura çıkarmalıyım bilemedim. Yeni tanışmışlığın şerefine bu anlara fazla takılmamaya çalıştım. Geriye dönüp romanı düşündüğümde belki de fazlasıyla yağışlı bir dönem anlatıldığından olsa gerek iç karartıcı bir atmosfer canlanıyor gözümün önünde. Sonuca gelecek olursak; roman biraz daha detaylandırılabilirdi. Duygu eksiklikleri giderilebilirdi. Şüpheli şahıs ortalarda o kadar fazla gezinmeyebilirdi. Ve romanın sonuna biraz daha fazla anlam ve heyecan katılabilirdi.
Oyunbaz
OyunbazWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20164,633 okunma
Reklam
344 syf.
7/10 puan verdi
Tarryn Fisher'ın okuduğum ikinci romanı. İlki "S*ktir Et Aşkı" idi. Sanırım bu ikinci romanla birlikte yazarın karakter ve kurguya psikolojik bir etki katma eğilimiyle yaklaşmayı sevdiğini söylemek yanlış olmayacak. Romanla ilgili yoruma gelecek olursak (bakış açınıza göre biraz spoiler içereceğini söyleyebilirim); Siyah Damar, bende
Siyah Damar
Siyah DamarTarryn Fisher · Aspendos Yayıncılık · 2014268 okunma
133 syf.
6/10 puan verdi
Bilenler bilir Nora Roberts, fanı olduğum yazarların başında geliyor Eve Dallas serisi nedeni ile. Ama ne yazık ki Eve Dallas serisi yayıncıları bana göre yüzyılda bir serinin bir romanını ülkemize getirdiği için tadı damağımda bekliyorum... Bekliyorum.... Bu yüzden de bekleme sürecinde buldum mu okuyorum yazarın romanlarını elimde ne olduğuna bakmaksızın. Romantizm ve karakter betimlemelerinde oldukça yetenekli bir yazar bence. Ama okuduğum bir kaç Harlequin serisi kapsamında çıkmış romanına bakınca kesinleşen bir şey var ki aynı zamanda Roberts ayrıntılar kraliçesi. Yani; kısa roman tarzı ona göre değil. O ince ince yazmalı hikayeyi, karakterlerin evrimleşmesini nakış gibi işlemeli... Şimdi bu dediklerimden Aşk Senfonisi'ni beğenmedim sonucu çıkabilir puanım da böylesi düşükken. Hayır tabi ki de:) Yazarın zirve performansını bilmenin getirdiği bir gaddarlıktı benimki. Yoksa Natasha ve Spence'in hikayesi de çok tatlıydı. Sadece... Kısaydı!
Aşk Senfonisi - Melek Yüzlü (2 Roman Bir Arada)
Aşk Senfonisi - Melek Yüzlü (2 Roman Bir Arada)Nora Roberts (J.D. Robb) · Harlequin Türkiye · 201359 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Katiller Çetesi 1 ve 2 için nezdimde genel bir değerlendirmedir (Zaten serinin başka bir kitabını da okumaya hiç niyetim yok açıkçası) Sarai ve İzabel olarak giden serinin ilk romanında çıkış noktası olarak enteresan bir konu bulunmuştu. Dünya genelinde insan kaçakçılığının dolu dizgin gittiği ve hatta ülkemiz adına ancak Amerikan polisiye filmlerinde şahit olabileceğimiz olayları yaşar hale geldiğimiz bir dönem adına hatta çarpıcıydı bile denebilir. Ama iki romanın toplamında bundan başka da -tabir caizse- numara yoktu. Hatta ikinci romandaki performansa bakarak söyleyebilirim ki küfür, gel git akıllık içinde bir mantıksal bütünlük kurma çabası ve en ürkütücüsü de vahşet duygusunu insani bir duygu gibi gösterme gayreti... İşte bu noktada en başta belirtmiş olduğum serinin çıkış noktasındaki hassas dokunuş anlamını tamamen kaybederek toplum üzerinde hiç mi hiç ihtiyaç duyulmayacak bir tesir yaratma sürecine girmiş. Kontrolsüz silah kullanımının arttığı, şiddetin iletişimde çözüm yolu halini almış olduğu, insani değerlerin ederinin azaldığı bir dönemde bu tarz vahşetin makul gösterilişlerine hiç ihtiyacımız olmadığı kanısındayım. İnsanoğlu olarak sorunumuz kötülerin yok edilmesi olmamalı! Bir tek bu seride mi böyle bir duruma şahit oldun denebilir. Tabi ki hayır. Ama bu denli "doğallaştırılmış" olarak okuduğum ilk romandı. Takdir tabi ki size ait.
Izabel
IzabelJ. A. Redmerski · Ephesus Yayınları · 20162,359 okunma
328 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Anne Mallory'nin okuduğum ilk romanıydı. ve ne yazık ki olaylara en sondan balıklama atlamış olmama sebep olan seri sonu romanıydı. (Romanı okurken hissettiğim olayların gidişatı hakkında bir türlü bağlantı kuramama sorunumun sebebinin de bu olduğuna inanmak istiyorum. ) Yukarıdaki girizgahı öncelikle unutmanızı rica ediyorum. Hayatımda okurken en çok güldüğüm hatta bazı anlarda koptuğum bir ilişki vardı her şeyden önce bu romanda. Dünya olayın ortasında damdan düşercesine Andreas'ın yaşamına giren Phoebe! Uzun bir süre gerçekten kişiliği konusunda Andreas'ın sorguladığı kadar saf ya da deli mi diye düşünmenize neden olacak bir karakter. Andreas ise acının dibine vurarak o günlere gelmiş duygu yoksunu bir adam. Andreas'ın iç sesiyle Phoebe'nin asla durmak ve sınır bilmeyen konuşma meziyeti muhteşem diyaloglara sebep olmuş. Phoebe'nin ince ince Andreas'ın ruhuna işleyişi çok güzel kaleme alınmış. Bayıldım. Ama başta dediğim gibi olayların akışında karşıma çıkan karakter ve detaylar çoğu anda "sayfa mı atladım acaba?" dememe sebep olan bir muamma içerip durdu. Her şeyin çözüldüğü anda bile duraksama yaşadım. Bu tarz seri romanlarda genelde yazarlar okurlarının bir önceki romanlarını okumamış olma ihtimaline karşı geriye dönük açıklamalar atarlar aralara. Bu romanda bence bu eksikti diye düşünmek istiyorum. Bunu da ancak daha önce yazdıklarını okuduğumda netleştirebileceğim. Phoebe'nin sevgisindeki taviz vermezlik herşey sonuca bağlandığında bir tık beni duraksatmış olsa da bunu da sadakat konusundaki seçici taviz vermezliğine bağlayabilirim. Oldukça keyifli bir romandı kısacası.
Ruhunu Aşka Teslim Et
Ruhunu Aşka Teslim EtAnne Mallory · Nemesis Kitap​ · 201579 okunma
493 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Uzuuun bir süreden sonra okuduğum en harika romandı Balayı. Yazarın daha önce de romanlarını okumuştum ve karakter zenginliği ile kurgudaki yerleşimlerini çok beğenmiştim ama bu roman en azından okuduklarımı ezip geçti. Pek çok yorumda da belirtildiği gibi adı ile roman, hakkında bir fikir sahibi olmadan okumaya başlayanlara bir ters köşe illaki
Balayı
BalayıSusan Elizabeth Phillips · Epsilon Yayınları · 2012161 okunma
Reklam
88 syf.
1/10 puan verdi
Ne yazık ki çocuğumun okulunda seçilmiş bir kitap olması sebebi ile onun vesilesiyle okuduğum bir kitap Burada listeme dahil etmezdim bile ama ola ki çocuklarının karşısına okumaları için çıkarılan veliler olur ise diye belirtmek zorunda hissettim. Çocuklarımın okuduğu neredeyse tüm kitapları okudum. Hangi dünyalarda gezindiklerini bilme ihtiyacı nedeni ile. Ama inanın ki bu kitap gibi sınıfında olmaması gerekene denk gelmedim. Bir okurun da belirttiği gibi ne içerik olarak ne kurgu olarak ne de bütünlük olarak kesinlikle bir çocuğa uygun bir kitap değil. İnsanlar puanlamayı neye göre yapmış onu da anlamış değilim. Ödev olması ve bir sorumluluk olmasına rağmen çocuğumu bu kitaptan muaf tuttum her sonucu göze alarak. Naçizane bilgilerinize
Sevgi Masalı
Sevgi MasalıSamed Behrengi · Can Çocuk Yayınları · 20232,295 okunma
392 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Yazarın dilimize çevrilen ilk romanı ve serisinin de ilki Hırsız ve Güzel(Victorian Rebels). Yazarın tarzını da romanı da oldukça beğendim. Güzel ve Çirkin, Notre Dame'ın Kamburu gibi hikayelerin lezzetiyle modern yaşama bir nebze geçiş evresine denk gelen bir zaman diliminde işlenmiş tarihi aşk romanlarının muhteşemliği vardı. Kadın karakterin (Farah) güçlü duruşu ve insanlık dışı acıların yoğurduğu bir ruha sahip erkek karakterin (Dorian) hiçbir mertebeye sığmayacak derinlikteki aşkı güzel kaleme alınmıştı. Ucundan birazcık polisiyenin de girdiği romanda bu parçanın biraz daha genişletilip derinleştirilmiş olması ihtiyacı eksiklik yarattı. Ama buna karşılık duygu ve sahne tekrarları ile uzatılmaya çalışılmamış bir akışla romanın devam etmiş olması da yazara artı puan kazandıran bir yazı kimliğiydi nezdimde. İnşallah en kısa zamanda yazarın diğer romanları da çevrilir ve üslubundaki gelişme ve değişimleri daha objektif bir gözle analiz etme şansımız olur.
Hırsız ve Güzel
Hırsız ve GüzelKerrigan Byrne · Yabancı Yayınları · 2017171 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
Romantik romanlarla beni tanıştıran yazardır Barbara Cartland. Henüz lisede olduğum dönemlerde yaşadığım şehirde şans eseri keşfettiğim bir sahafta tanıştım kendisiyle. Ders kitaplarının arasına sıkıştırarak roman okuma alışkanlığını geliştirmeme vesile olmuştur romanları. Şimdi geriye dönüp baktığımda romanlarını yazdığı dönemde güçlü kadın karakterler oluşturma becerisine bir kez daha hayran olmadan edemiyorum. Evet günümüzde romantik eserler yazan muhteşem yazarlar var ama benim için hala tek kraliçe odur.
Büyülü Gözler
Büyülü GözlerBarbara Cartland · Kelebek Yayınları · 197535 okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
Olaya pat diye giren romanları severim. Maskeli aşk da böyle başlayan bir romandı.Kurgu ve akıcılık oldukça başarılıydı ama neden bilmem çok saramadı beni roman. Marina ve Nick'in ilişkisi çok daha tutkulu ve zorlayıcı ilerleyebilirdi mesela. Bir de yazarın o onun gözlerine baktı bu bunun gözlerine baktıları çoook fazlaydı. Bu anlar bambaşka tasvirlerle dile getirilebilirdi. Taşlar biraz havada kalmış hissi ağırdı kısacası.
Maskeli Aşk
Maskeli AşkNicola Cornick · Pegasus Yayınları · 201535 okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Sabrina Jeffries'i, hikaye akışını sürükleyici kılmakta oldukça başarılı bir yazar olarak buldum. Karakterleri okuyucunun zihninde ağır ağır oturturken, olaylara ve kişilere karşı olan içsel irdelemelerini insanı boğmadan vermiş. Kurgunun ilerleyişi sırasında dahil olan diğer karakterler, kahramanların kimliklerini pekiştirici bir şekilde işlenmiş. Ki seriler halinde yazan birisi olarak, bu özellik diğer romanlarını okurken çok daha anlamlı bir hale gelecek gözüküyor. Minerva ile Giles'ın hikayesinin anlatıldığı bu romanda tek eksikliğini hissettiğim biraz daha macera ve gerilimdi açıkçası. Ülkesi adına casusluk yapan bir avukat olan Giles ile baktığı, duyduğu, hissettiği her şeyi irdeleyici bir kimliği olan hayal dünyası engin Minerva'nın ilişkisine de bu giderdi gibi geliyor. Ama bunun dışında su gibi akıp giden tatlı bir romandı.
Sır Gibi Sakladım
Sır Gibi SakladımSabrina Jeffries · Epsilon Yayınları · 2012161 okunma
126 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.