O devirde kadın demek bir eşya demekti. Kadın cemiyet içinde hiçbir değeri yoktu. Kadın, Efendi’nin nezdinde bir böcekten farksızdı hele o kadın bir de kız çocuğu dünyaya getirirse yüz karasıydı artık. (Peygamber efendimiz Muhammed (s.a.v) dünyaya teşrif etmeden önce. Cahiliye devrinde
“Zavallı Fletch. Gözünle gördüğüne sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını da daha iyi öğreneceksin.”
“Hatırlar mısın Jon ,uzun süre önce sevmenin, sürüye geri dönüp onlara yardım etmeye yeteceğini söylüyordun.”
“Evet ,kesinlikle.”
“Seni öldürmeye kalkışan bir kuş sürüsünü hala nasıl sevebildiğini hiç anlamıyorum”
“Off Fletch tabii ki sevdiğim bu değil. Kin, nefret ve düşmanlığı sevmekten söz etmiyorum ben. Gerçek martıları ,onların her birinin içindeki güzellikleri görmeye çalışmalı, bunu onların da görmesine yardımcı olmalısın. Sevgiden kast ettiğim şey bu benim. Bu işin sırrını çözdün mü ,gerçekten sevebilirsin.”
•Bir yağmur damlasını ele alalım. Toprağa düşme hızı mı? Saatte 800km. Fizik yasalarına göre; kafamızı delip tabanımızda çıkması lazım gelirken, her bir yağmur damlası adeta saçımızı okşuyor. Nasıl oluyor peki bu? Rabbim onu zarar vermeyecek hale getirecek kanunları da beraberinde yaratıyor.
Peygamber efendimiz (a.s.m )çocukları yetiştirilmesi önemli tavsiyelerden biri de çocuklara yalan vaatlerde bulunmayı  yasaklamasıydı. Evet “Aldatan bizden değildir.”diyen bir peygambere tabi olan kişi, karşısındaki çocuk da olsa aldatmaması gerekir.
Necip Fazıl ne veciz özetlemiştir bakış açısını ve unuttuklarımızı:
“Ayağın taşı takıldığında ‘Allah kahretsin ‘bile deme, dua et ki taşa takılan bir ayağın var.
Sonuç : Aslında iyisin.Sadece çabuk unutuyorsun.
“Bu asrın bir hassası şudur ki ; Hayat-ı Dünyeviyye’yi ,hayatı bakiyeye bilerek tercih ettiriyor. Yani kırılacak bir cam parçasını Baki Elmaslara bildiği halde tercih etmek bir düstur hükmüne geçmiş.”