Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meltem Sarsılmaz

Ait olmak
Hakiki aidiyet ancak özgün, kusurlu kişiliğimizi dünyaya sergilediğimiz zaman elde edilir; ait olma duygumuzun düzeyi kendimizi kabul etme duygumuzun düzeyinden daha fazla olamaz.
Sayfa 31 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Zaman keskindir. Geri döndürülemez, tamir edilemez, her şeyden ve herkesten bağımsız halde sadece kendinde bir akışla dünyaya açar kendini.
Sayfa 147 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsan bir başkasını kendinden çok sevemezdi. İnsanı başkası değil, ancak kendisi kurtarabilirdi.
Sayfa 24 - Sia YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düzenin mutluluğunu keşfediyorduk. Kişisel projelerin -resim, müzik yapmak, yazmak- gitgide uzaklaştığını görmenin getirdiği mekankoli, aile projesine katkıda bulunmanın tatminiyle telafi ediliyordu.
Sayfa 85 - Can YayınlarıKitabı okudu
Dijital hafıza
Mekanlar, karşılaşmalar, sahneler, nesneler, hayatın tamamının muhafazası. Dijital teknolojiyle birlikte gerçekliği tüketip bitiriyorduk.
Sayfa 207 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İyileşmek
Hiçbirimiz iyileşmedik. Çünkü erkekler sevgi göstermeyi, kadınlar yetinmeyi bilmez ve hayat çocuklar için hep zordur. Babası iyileşmeyen, annesi giden çocuklar için, benim için.
Sayfa 103 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Juliet
Başlangıcı seçebilmek zor. Yaşadığım sırada parçalanışım ani görünüyordu, sanki eskiden bütündüm de sonra gerçekliğim hızla dağılıp kuma dönmüştü. Kuma bile değil, balçığa, çaresiz ve sızıntılı be hastalıklı bir şeye. Ama eskiye dönüp baktığımda - en nihayetinde infilak eden, usul usul yanan bir alevdim.
Sayfa 13 - KONUKitabı okudu
İnsan denen tür
İki ayağı üstünde dimdik yürümek o kadar büyük bir şey mi ki kendine insan diyen şu tür, dört ayağı üstünde daha güvenli bir dengeyle yürüyen bizlerin üstünde hakimiyet iddia edebiliyor? Ama sebebini biliyorum, kafalarının içinde olduğu söylenen ve akıl dedikleri büyük bir şeyden ötürü gururlanıyorlar.
Sayfa 66 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kışla duvarları, kuleler, kuru ot yığınları vals yapıyor, direkler doludizgin koşuyordu; eflatun çiçekler trenin çıkardığı rüzgarda eğiliyordu. Toz ve güneş ışığı gözlerini yakıyordu, taşkömürü dumanından bir kez öksürdü. Çevresinde her şey dönüyordu.
Sayfa 9 - Nebula YayınlarıKitabı okudu
Yaptığın en cesurca şey ne? Yola kanlı bir balgam tükürdü. Bu sabah uyanmak, dedi.
Sayfa 179 - İthaki ModernKitabı okudu
Reklam
Ödünç alınmış zaman ve ödünç alınmış dünya ve ona üzüntü içinde bakmak için ödünç alınmış gözler.
Sayfa 80 - İthaki ModernKitabı okudu
Daha zamanı olsa da insan acelesi olduğu hissine kapılır; geride bırakılan kıta geçmişi temsil eder, gelecek, geminin yanında, ağzını açmış beklemektedir. Gürültüsü, patırtısı ve olanca karışıklığıyla rıhtım şimdiki zamandır.
Sayfa 267 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yıllardır içinde kaybolduğu labirentlerde döne döne yol aldıkça kocaman, muhteşem bir gül ağacı gibi çiçeklendiği izlenime kapıldı.
Sayfa 371 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsan bir yerden ayrılacaksa, sevdiği insanlara, nesnelere ve yerlere veda etmek için zaman ayırır. Bense ülkemden ayrılmadım, ondan kaçtım. Kapıları ardımda ardına kadar açık bırakıp gittim ve bir daha dönmedim.
Sayfa 173 - Kafka KitapKitabı okudu
Okuyabileceğim ve okumadığım kitaplardan oluşan bir yığın, ahizesini kaldırabileceğim ve kullanmadığım bir telefon, çalabileceğim ve çalmadığım bir piyano, görebileceğim ve görmediğim insanlar ve sen, sevmem gereken ve sevmediğim sen. Oysa kitaplar olmadan, çiçekler olmadan, piyano olmadan ve sen, sevgili dostum, sen olmadan ne kadar çok ağlarım ben!
Sayfa 67 - Telemak KitapKitabı okudu
Güneş ışığından ya da yağmurdan daha çok sevdiğim adam. Pat Madigan. O, hava durumunu anlamak için göğü seyrederken yüzünü seyrettiğim adam.
Sayfa 134 - Yapı Kredi Yayınları