Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammet Şahin Aydınlıoğlu

Muhammet Şahin Aydınlıoğlu
@Mikmikk
Kafamın içi dışından da karışık..'
Niçin bir tarafın şükranla karşıladığı iyilik, diğer tarafı küfrâna sevkediyor? Aynı şey bir tarafı minnetttar ediyor da, neden öteki tarafı gazaba getiriyor? Fakat bunda anlaşılmayacak bir şey yok ki.. Rüzgar, baharın cisminden ne hayatlar ne tarâvetler, ne çimenler ve çiçekler çıkarıyor; fakat gene o rüzgâr, sonbaharın cisminden ne kıyâmetler ne harâbîler ne ölümler meydana getiriyor. Şu halde, renksiz olan güneşin renkli camlardan geçince, ziyâsının da muhtelif renklerle boyandığı gibi, Ahmet'in, Mehmet'in de cisimleri camına çarpan renksiz mânâ, o cismin kâbiliyet ve istîdâdı ile boyanarak ortaya çıkıyor. Bunda, kayıt memuruna kızmaya sebep yok. Güneş, ondan siyah renkte görünmek istemiş, vesselâm. - Semiha Ayverdi , Ateş Ağacı
Reklam
Afrikada bile böyle şeyler olmuyordur, diye düşündü.. Ne biçim bir milletiz biz? Nereye gidiyoruz böyle? Ölüler konuşmaz.. Ölümün güzelliğini kuşanmış halde, onca tomurcuğuyla hiç bir ilkbaharın bize açıklayamayacağı sırları da yanlarına alıp giderler.. Buz tutmuş kemiklerin üzerine gelip oturan tuz gibi, keşfedilecek olup da keşfedilemeden kalan
Sayfa 44
"Başlangıçta terbiyelerine, efendiliklerine diyecek yok.. Söz dinliyor, ne denirse yapıyor ve karıncayı bile incitemez gibi görünüyorlar.. Ama sakalları çıkar çıkmaz terbiyeleri bozuluyor,"
Sayfa 174Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadının biri Hasan-ı Basrî'ye (rh.a) gelir ve şöyle der: Benim genç bir kızım vardı, vefat etti. Onu rüyamda görmeyi çok istiyorum. Kızımı rüyada görmeme yardımcı olacak bir şeyleri bana öğretmen için sana geldim! Kadına, kızını görmesini sağlayacak bir şeyler öğretti ve kadın da kızını rüyasında gördü. Kızının üzerinde katrandan bir elbise, boynunda bukağı, ayaklarında pranga vardı. Durumu Hasan-ı Basrî'ye (rh.a) haber verdi, o da bu duruma üzüldü. Aradan zaman geçti, bu sefer Hasan-ı Basrî kızı rüyasında cennette gördü. Başında bir taç vardı ve şöyle dedi: - Ey Hasan, beni tanıdın mı? Ben, sana gelerek şöyle şöyle ricada bulunan kadının kızıyım! Hasan-ı Basrî, "Seni bu duruma getiren nedir?" diye sordu. Kız şu cevabı verdi: "Adamın biri bizim mezarlığın yanından geçerken Hz. Peygamber'e bir defa salâtü selâm getirdi. Biz beş yüz elli kişi mezarlarımızda azap görmekteydik. Bunun üzerine, " Şu adamın getirdiği salâtü selâm hürmetine bu kabirdekilerden azabı kaldırın!" denildi. Kalplerin keşfi, İmam Gazâlî, sf 44
Reklam
Günahlarıma ağlamaz mı gözlerim! Anlayamadım, elimden uçtu gitti ömrüm!
Bakışı benden yana, ama beni görmüyor, gözleri şimdiden yaklaşan ölümle örtülü; bununla birlikte gülümsüyor, tüm düşüncesi, tüm ruhu size ait, bundan eminim.
Sayfa 220Kitabı okudu
Siz gelseniz iyileşirim gibi geliyor. İyileşmenin ne gereği var?
Sayfa 216Kitabı okudu
Ruhlarının yalnızlığı ve hasta odalarının karanlığında çabucak ölmeyi dinleyenler... Nasıl olur da diğerlerinin hayatları ve mutlulukları onlara yaşamak arzusu aşılar?
Sayfa 216Kitabı okudu
Babanızın asil bir kalbi var, onu çok sevin dostum ; çünkü sevilmeyi hak eden çok az insan var bu dünyada.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
Beden ruhu yıpratmış, hisler kalbi yakmış, sefahat sevgiye karşı duyarlılığı yok etmiştir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Ruhum tümüyle kalbime, kalbim de gözlerine geçmiş gibiydi.
Her ihtimale karşı, elveda dostum; size daha uzun yazamadığım için affedin, iyileştireceklerini söyleyenler tedavi ederken aldıkları kanlarla beni tüketiyorlar, elim daha fazla yazmayı reddediyor.
Gökyüzünü örten kara ağaçların altında gezinen insanlar azalmış gibiydi.
Sevinçle umutsuzluk, öfkeyle kızgınlık karışımı çığlıklar!
Onu hep ruhumda saklayabilmek için bütün gücümü harcamalıyım.
Reklam
Yazdıklarımla, yaşadıklarımın akıl almazlığını biraz olsun anlatabilecek miyim?
Alan görevini yerine getirmiştir. Elini bırakıyor birden!
Sayfa 141Kitabı okudu
Her saman her seyin bir çözümü bulunur. Hiçbir zaman umutsusluğa kapılmamak gerekir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Onun yanında yaşam, kemanla çalınan bir ezgi sanki.
Sayfa 124Kitabı okudu
-... Yatacağım. Mesele şu ki, yarın gene yaşamak gerekecek..
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Ah, bu çocuk bu iyimserliğiyle çölde çiçek aç­tıracak...
-Alan!... Kaç kez söylemek gerekiyor sana bunu? Buradan çıkan müşterilere "görüşmek üzere" denmez. "Elveda" denir çünkü bir daha gelmeyecekler.