Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müderris İdris

Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir.
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Anlıyorum ki, zalim ve kıyıcı bir gerçekten kurtulmanın tek çaresi, reel dünyadan kitaplar dünyasına sığınmak.
Sayfa 20 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bir adamı tanımak için, düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmemiz lâzım hiç değilse.
Sayfa 19 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen birbirinden kopuk gibi duran, bazen birbirini izlercesine devamlılık gösteren, ana çizgilerini belirtebilmek için ara başlıklarla donatıp kaynaştırmaya çalıştığımız bu metinler bütününü, şöyle bir toparlayarak özetlemek istersek, önce, karşımıza "yalnız”, “tedirgin” ve “küstah” bir Cemil Meriç çıktığını görürüz.
Sayfa 15 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bu çalışma, yukarıda da belirttiğimiz gibi, belli bir hayat akışı, belli bir fikrî gelişme süreci içinde, Cemil Meriç’in düşüncelerinden, izlenimlerinden, duygularından, anılarından, en önemlisi, şuurlu bir kendini sigaya çekme gayretinden kaynaklanan, değişik vesilelerle, değişik yer ve zamanlarda kendini anlamak ve anlatmak için kaleme aldığı, yayımlanmış ya da yayımlanmamış yazılarının kronolojik bir sıra içinde, derlenmesi çalışmasıdır.
Sayfa 14 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gıybet; önemsemediğîmiz, basite aldığımız, hatta en takvalı addettiğimiz insanların bile çok rahatlıkla yakalanabildiği bir rahatsızlık...Bir kişilik ve karakter sorunu...Konuşmaya cesaret edemeyen kaypak insanların başvurduğu bir eleştiri yolu... Bu hastalık eğer tedavi edilmezse, İslam’dan uzak insanlar arasmda problemler meydana getirdiği gibi, Müslümanlar arasında da çok ciddi problemler meydana getirmeye devam edecektir. Bu hastalığa bir an önce neşter vurulmalı ve en kısa yoldan tedavi edilmelidir. Aksi halde kardeşler arsına ayrılık sokmaya ve onların gücünü kırmaya devam edecektir.
Sayfa 9 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Okumayı ciddiye alan kişiler neden "Ne okumamı tavsiye edersiniz" sorusunu sormazlar? Çünkü kitaplar insanı kitaplara götürür. Kitapların kendileri zenginliklerini ve yetersizliklerini ele verirler. Okumanın rehberi okumaktır.
Sayfa 12 - Şule YayınlarıKitabı okudu
İnsanoğlu yeryüzündeki uyanışına yaratılmış olduğunu farkederek varır. Ama iş burada bitmez, burada başlar. Çünkü yaratılmış olmayı kavramak aynı zamanda kişinin noksanını bilmesi demektir.
Sayfa 8 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Baksanıza: Komünistler komünist olmadıklarını, Türkçüler Türkçü olmadıklarını, Şeriatçılar Şeriatçı olmadıklarını ispat edebilmek için nasıl da büyük bir çaba sarfediyorlar. Kendi kıymetlerinin birer kıymet olduğundan şüpheye düşmüş bir yığın insan, bundan böyle kendilerine kıymetli diye sunulan bazı şeyleri elde etmenin telaşında
Sayfa 7 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Vahim olan bir şeyin eksik olduğunu bilmek, bir şeyi aramak gerektiğini hissetmek ve giderek onu aramak; lâkin neyin eksik olduğundan, arayacağı şeyin ne olduğundan habersiz kalmaktır.
Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tembelliğin; yerine, adamına ve çağına göre girmediği kalıp yoktur. Herkesin mizacına göre tavır alır ve konuşur. Dilimizde aldığı çeşitli isimler de onun bu sinsiliğini gösterir. Tembelliğin adı uçarılıktır. Bir adı gevşeklik, bir adı hoppalık ve züppelik, bir adı uyuşukluk, üşengeçlik, keyfine düşkünlük, bencilliktir.
Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Gerçek şu ki başarılı olmak, mutlu olmak demek değildir. İnsan başarılı olur, sosyal hayatta özlediği yerin daha üstününü bile alır da, mutlu olmayabilir. Servetin, güç ve şöhretin son noktasına varmış nice insan vardır ki, içi daima mutluluk dünyasının hasretiyle yanıp tutuşur. Gösterişli apartmanlarda, göz kamaştırıcı bir konfor ve lüks içinde yaşayan insanlar görürsün ki, bunların hepsini bir günlük mutlulukla değiştirmeye hazırdırlar. Çünkü, mutluluk tamamıyla gönül işidir. Ve içimizdedir. Onu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve mutluluğu sırf servet, güç ve şöhrette görmek çölde serabı su zannetmektir.
Sayfa 20 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Birkaç yıldır bu fakir, başka bir Akif'in varlığına daha dikkat çekmeye çalışıyor; yalınız, tek, çaresiz, mahzun, mağdur, derviş bir Akif'e... Ruhundaki -o her büyük adamda rastlanılan- yıkıcı fırtınaları, yakıcı kasırgaları devlet, millet meselelerinin arkasına atmaya çalışan, asıl trajedisini, insanlığından kaynaklanan gerçek derdini her defasında ertelemek, bastırmak, yok etmek için, benini bizde eriten Akif'e...
Sayfa 20 - Kapı Yayınları
Şimdi gelin, birkaç ayetle Kur’ân’ı, kendi dilinden tanımaya çalışalım: Kur’ân, âlemler için bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir. (68/Kalem, 52) Bu Kur’ân, onunla uyarılsınlar, tek bir ilah bulunduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara tebliğ edilmiştir. (14/İbrahim, 52) Âlemlere uyarıcı olsun diye kuluna hak ile bâtılın arasını ayıran ölçüyü (Furkan’ı) indiren (Allah) ne yücedir! (25/Furkan, 1)
Sayfa 31 - Neda Yayınları
Unutulmamalıdır ki Kur’ân, tamamıyla anlaşılması için indirilmiş bir kitaptır. Eğer halktan birisi bir ayeti anlayamıyor ve ne demek istediğini hakkıyla idrak edemiyorsa, hemen kitabı terk etme yoluna gitmemelidir; aksine anlayamadığı o ayeti bir bilenine havale etmeli ve Allah’ın kitabı ile olan ilişkisini kesintiye uğratmaksızın sürdürmelidir. Üstte zikrettiğimiz Bu Kur’ân, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.(38/Sâd, 29) ayeti bu bağlamda son derece önemlidir. Ayette zikredilen “öğüt alma” eylemi, ancak hitabın anlaşılmasından sonra mümkün olabilir. Kendisine ne söylendiğini anlamayan birisi nasıl öğüt alabilir ki?
Sayfa 24 - Neda Yayınları
392 öğeden 361 ile 375 arasındakiler gösteriliyor.