Ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum ama bir süredir boş boş tavanı izliyordum
ya ben bakmasını bilmiyordum ya da tavanlar bir şey anlatmak istemiyordu bana...
yüksekkaldırım'da bir akşam
maria missakian'ı düşündüm
eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdİm yağardım
kasım' da bir çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikriınce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni koliarına aldı mı
fetiketim olurdu ağlardım
“Buraya hayatımı kurtarmak için değil, ölmek için geldim,” dedi Veronika,
hemşirelerden birine.
“Gene de güneşe çıkmanız gerek.”
“Asıl deli sizlersiniz. Güneş müneş yok.”
“Ama ışık var, bu da hastaları yatıştırmaya yardımcı oluyor."