Merhaba kitap 18. yüzyıl Fransa'sında geçiyor, kitabın ana karakteri olan Jean-Baptiste Grenouille talihsiz bir şeklide dünyaya gelir, Grenouille doğmadan önce annesinin doğurduğu tüm çocuklar ölmüş. Kadın bu doğuracağı da ölü olur diye düşünüyor. Balık tezgahının başında kendi kendine doğuruyor, sonra bayılıyor. Etraftaki insanlar kan revan içinde görüyor ama balıklardan gelmiştir kan, pis kokudan bayılmıştır diye düşünüyorlar. Sonra bir ağlama sesi. Grenouille bağırıyor. Grenouille bağırınca millet buluyor çocuğu, anneside bebeği ölüme terk etmekten idam ediliyor ve ana karakterin macerası başlıyor.
Karakter'in burnu konulara çok hassas, hatta koku konusunda bir deha kimsenin göremediği karanlıkta bile koku duyma özelliği sayesinde yolunu buluyor, her kokuyu ayırt edebiliyor, hatta kendi kokusunun olmadığını fark edince kendine insan kokusu bile yapabiliyor, tabi bu kokuyu yapabilmesi için cinayetler işliyor. Koku alma dışında hiçbir duygusu olmayan, insancıl hisleri oluşmamış Grenouille'nin ilginç hikayesi.
Kitabı çok beğendim diyemem, belki de okumadan önce yapılan yorumlara göre beklentimi yüksek tutmama sebep olduğu için hayal kırıklığına uğramışındır.
Beni halyal kırıklığına uğratan konu, yazar herşeyin ayrıntısına girerken işlemiş olduğu cinayetleri yüzeysel olarak geçmiş, kese biraz ayrıntı olsaydı. Kitapta koku kelimesi o kadar çok geçiyorki buda belli bir yerden sonra sıkıcı bir hal alıyor.