Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Independent
Independent
@Ozqur_
45 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
282 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta yaşananlar fantastik olsa da insanı içine alan tılsımlı bir konusu var. Kitabın kahramanı yarım kalan yaşanmışlıklarını, pişmanlıklarını, yanlıs karar verdiğini düşündüğü anlarını tekrar o güne giderek yaşama fırsatını buluyor. Geçmişe gittiği çoğu yaşamında ise iyi ki olmamış dediği sahnelerle yüzleşiyor. Hayatta yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımız adına ahlanıp vahlanmanın bir anlamı olmadığını görüyoruz. Olsa da olmasa da bir hayır vardır demeyi bilmeliyiz. Diyor ya Mevlana ‘Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?’ diye. Bu yüzden her şeyin hayırlısını dileyip, tevekkül etmekte fayda var.
360 syf.
·
Puan vermedi
Kurgusu ve isminin altında yatan hikayesi ile harika bir eser.
Vera Ray adlı anne gece çalıştığından ötürü 3 yaşındaki oğlunu eve bırakıp işe gitmektedir. Bir gün mayıs ayında karlar altında kalan Seattle’de , işten dönen Vera oğlunu evde bulamaz ve olaylar burada başlar.
80 sene sonra aynı şekilde zamansız bir kar fırtınası meydana gelir. Bir gazetede muhabir olan Claire ise bu doğa olayını araştırıp haber yapacaktır. Araştırmalar sonucunda Claire bir doğa olayından, küçük bir çocuğun hâlâ sonuçlanmamış kaçırılma davası ile karşı karşıya gelir. Kendisi de bir kaza sonucunda evladını kaybeden bir anne olduğundan dolayı bu durum daha çok dikkatini çeker, bir dedektif titizliğinde araştırmalara başlar. Her çözdüğü düğüm onu Vera’ya ve oğluna ne olduğuyla ilgili sonuca hazırlar. Olaylar o kadar merak duygusunu tetikliyici ve akıcı dille ifade edilmiş ki; bizzat içinde gibiydim.
152 syf.
·
Puan vermedi
Gökyüzü durağı, asla umudumuzu kaybetmemeyi, zorluklara göğüs gerebilmeyi, dünü - yarını değil, ânı yaşayabilmeyi, kendimizi sevebilmeyi ve kendimize değer verebilmeyi, acı deneyimler karşısında düştüğümüzde yeniden kalkabilmeyi, yapmak istediğimiz şeyleri ertelememeyi, kalp kırmamayı, aşkın güzelliğini ve ona sahip çıkmamız gerektiğini, 'Aşkın, milyarda bir, kıymette bin' olduğunu, bu dünyadan sağ çıkamayacağımız için en azından mutlu ayrılabilmeyi söylüyor bize.
Bunları aktarırken de birkaç tane hikaye ile destekliyor yazar. Okudukça içimde garip bir mutluluk ve pozitif enerji hissettim. Tek solukta bitirebileceğiniz, kendinizden bir şeylerin var olduğunu hissedeceğiniz, okumaktan tat alacağınız leziz bir kitap. Sondaki hikâye ile de yüreğimize dokunan..
Okur Takip Önerileri
240 syf.
·
Puan vermedi
Ferzan Özpetek, Roma’daki arkadaşlıklarını, dostluklarını, kayıplarını, aşklarını dile getiriyor romanda. Sürekli aynı tipte ilişkilerden bahsederek ve heyecanın olmadığı durağan, sıradan şeyler anlatılıyor. Uzun zaman önce okumuştum. Tekrar okuyayım dedim ama bitiremedim. Çok sıktı. Kimseye de okuması için tavsiyede bulunacağımı sanmıyorum.
128 syf.
·
Puan vermedi
İlk bakışta aşka dair bir kitap olarak görünse de öyle değil. Askeriyede görev yapan Ahmet, arkadaşı Kürşat’ı görev yerine bir konuda yardımcı olması ve araştırma yapması adına çağırır. Konu ise; bir erkek çocuğuna köyde hatta köyün camisinde yapılan cinsel istismardır. Onlarca kişinin tacizine (bir imamın bile) uğrayan küçücük bir erkek çocuğudur Sencer. Köyde muhtarın da dahil olduğu bu olayı reddeden, çocuğun deli olduğuna dair laflar çıkaran, inanmayan, umursamayan insanlar vardır. Herkes gerçeği bildiği halde susar. Pedagog Kürşat gelmesine rağmen onu da bu işten vazgeçirmeye çalışırlar ama ne Ahmet ne de Kürşat bu işin peşini bırakmaz. Bu yüreği güzel evlat Sencer’in annesi ve üvey babası da ortaya çıkan olayları reddeder ve üzerine düşmez. Bu durum karşısında Kürşat çok öfkelenir ve Sencer’i evlatlık almak ister.
Kitabın bazı kısımlarında Kürşat ile sevgilisi Umay arasındaki yazışmalara ve birbirlerine sarfettiği güzel sözlere de şahit oluyoruz.
Ne yazık ki günümüzde bu tür olaylar hâlâ yaşanıyor. Sözde müslüman bir ülkede bunların hâlâ yaşanılıyor ve yaşıyor olması da ayrı bir acı.
232 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta, Mert isimli gencin sevgilisinden ayrıldıktan sonra , bir gün sevgilisi Elif'in ondan talep ettiği bir durum sonucunda Mert'in yaşadığı olaylar ve babasının oğlu için yaptığı araştırmalar anlatılıyor.
Mert'in babası komiserdir ve oğlunun bir suça karışıp karışmamasından emin olmadığı için de işi emniyete ya da resmi kurumlara bildirmeden
235 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta, Pal Sokağı çocuklarının oyun oynadıkları alanı , başka sokaktaki çocukların futbol sahası yapmak istemeleri sonucunda , kendi vatanları gibi koruyup kolladığı ve canlarını verme pahasına da olsa savaştıkları bir hikaye anlatılmaktadır.
Boka, yönetici bir ruha sahip cesaretli ve adil bir çocuktur. Nemeseck, arsayı korumak için olusturulan grupta,bir rütbesi olması adına çaba sarfetmekte, verilen her işi yapmakta olan ürkek, kendine güveni yüksek olmayan bir çocuktur. Ama hikayenin sonunda göreceksiniz ki içlerinde en cesuru, en yüreklisi, rütbelerin en yükseğini hakeden birisi. Pal Sokağı çocukları yaptıkları planlar doğrultusunda canları uğruna savaşarak oyun alanlarındaki egemenliği ele alırlar. Nemeseck rütbesini elde eder etmesine ama hastalığı sebebiyle hayatını kaybeder. Bu olaylar sonucunda uğruna canını bile verdikleri arsaya ev yapılmaya başlanmıştır. Böylelikle değer verdikleri oyun alanları, hayalleri, anıları ve özgürlükleri öldürülmüştü.
Gencinden yaşlısına herkesin okuması gereken, karakter ve olaylarla, içinde çok güzel mesajlar barındıran bir kitap olduğunu düşünüyorum.
276 syf.
·
Puan vermedi
‘Kalp Ağrısı’... Anlamı ve altında yatan hikaye o kadar manidar ve etkili ki, kitabı okuyanlar bunu çok net hissedecektir.
Hikaye, Zeyno’nun babasına güncesinden bahsetmesiyle ve yaşadıklarını gerek mektuplaşmalar gerekse aradaki o ana bağlı diyaloglar ile aktarmasıyla bizlere sunulmuştur.
Zeyno, doktor olan bir adamın kızıdır. Nişanlısı Saffet
360 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta eşitsizlik,haksızlık, dil, din, ırk ayrımı ve önyargının var olduğu bir hikaye anlatılmaktadır. Amerika’da ‘Zenci’ bir bireyin iftiraya uğraması sonucunda Atticus her riski göze alarak avukatlığını yapar. Tüm olaylar ise bizlere avukatın çocuk yaştaki kızı olan Scout tarafından sunulmuştur.
Bir başkasının dili,dini,ırkı,mezhebi, siyasi görüşü ne olursa olsun önyargı ile yaklaşmamalı, dışlamamalı ve ikinci sınıf insanı olarak görmemeliyiz. Her şeyden önce karşımızdakine insan olarak bakabilmeyi bilmeliyiz. Sevgi,saygı, hoşgörü çerçevesinde yaklaşmalıyız. Aksi halde ne birlik,beraberlik ne de barış sağlanabilir. İşte bu yüzden mühim olan insan olabilmek ve insan kalabilmek..
302 syf.
·
Puan vermedi
Kitaptaki olaylar her bir kahramanın gözünden bizlere sunuluyor. Ailesi,arkadaşları,çevresi tarafından önemsenmeyen ve dikkate alınmayan Tyler isimli karakterin öğrencileri konferans salonunda rehin alıp 39 kişinin ölümüne sebep oluşuyla sonuçlanan bir hikaye.
Ölenler arasında öğretmenler, dostlar, arkadaşlar, sevgililer..Autumn isimli ,Tyler’in kız kardeşi rehin alındıkları esnada arkadaşlarını korumak maksadı ile erkek kardeşini konuşmaya tutar. Bir yandan içerideki Autumn ile birbirini seven Sylv,(ikisi de kadın) dışarıdan konferans salonunun zincirlerini kesmeye gelen Fareed ve kardeşi Thomas ile iş birliği yaparak içeridekileri sessiz,sakin şekilde dışarıya çıkarmaya çalışır.
Bir yandan rehinelerin iletişim kurduğu polis ve kurtarma ekipleri de olay mahalinde planlar yaparak içeriye girmeye çalışmaktadır.
Tyler’ın asıl amacı Autumn’in sevgilisi Sylv öldürmektir. Hatta onu önemsemeyen herkestir. Olaylar sonucunda Tyler kız kardeşini ve Thomas’ı da vurur ardından kendi kafasına sıkar.
Autumn yaralanmış Sylv bir an olsun yanından ayrılmamıştır. O kadar ölümün ise bir kişi tarafından resmen katliam seklinde gerçekleşmesi çok kötüydü. Bir insanın hayatındaki olumsuzluklar bakış açıları ve yalnızlık duygusu maalesef bu sonucu doğurmuştur. Etrafımıza bakalım ailemizi,arkadaşlarımızı, çevremizi önemseyelim, değer verelim. Ama maalesef bugün Tyler gibi binlercesi hâlâ içimizde..
256 syf.
·
Puan vermedi
Kitaptaki ana karakter Ömer, baştan sona değişken bir yapıdadır. Eşini çok sevmesine rağmen, ama arkadaş çevresi ama parasızlık onu bu hale sokmuştur. Ve tüm bu olumsuzlukları ise içindeki şeytandan ötürü olduğunu dile getirmiştir. Halbuki kendi kararları olmayan, başkalarının düşünceleri ve yönlendirilmesi ile hareket eden Ömer bu gerçeğin de bir yandan farkındadır. Arkadaşı Bedri, tam aksine her şeyin farkında olan, Ömer'in etrafındaki arkadaşlarının emellerinin idrakında olan birisidir.
Ömer'in eşi Macide ise , ağırbaşlı gayet anlayışlı bir kadındır.
Sabahattin Ali, romanda Ömer ve arkadaşlarının ,Macide'nin , Bedri'nin yaşadığı olaylar üzerinden mesajlar vermektedir. Günümüzde de aynı şeylerin mevcut olduğunu inkar edemeyiz. Bir yandan baskıcı , diğer yandan ise güçsüz ve ezilen taraf.. Tüm bunların sonucunda hep suçladığımız ve kendimizi aklamaya çalıştığımız başka bir taraf..
'İçimizde şeytan yok...İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey; hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...'
163 syf.
·
Puan vermedi
Kalabalığın içinde yalnızlaşan, anlaşılmayan ve içindekileri yazıya döken bir Raif efendi.. Kaleme aldıklarını ise Raif Efendi’nin ölüm döşeğinde iken defterine ulaşan iş arkadaşı sayesinde okuyoruz.
Resim sanatına ilgisi olan Raif Efendi’yi , yaşadığı yerde birtakım karışıklıklar ve huzursuzluklardan dolayı babası, Almanya'ya sabunculuk mesleğini
224 syf.
·
Puan vermedi
Halide Edib Adıvar, Yakup Kadri'nin yazacağı bir Anadolu romanının adı olan 'Ateşten Gömlek' ifadesini çok beğenip, ben de bir 'Ateşten Gömlek yazacağım.' diyerek, kitabın isminin hikayesini bu şekilde dile getirmiştir.
Peyami annesi tarafından akrabaları olan Ayşe ile evlendirilmek ister fakat o reddeder ve o zamanlardaki iç karışıklıklardan da
272 syf.
·
Puan vermedi
Anlatımı ve kurgusu ile altında mesajlar barındıran bir kitap.. Maalesef günümüzde de akıllı telefonların, teknolojinin insanların özel hayatına kadar girdiği ve egemenliği altına aldığı bir çağdayız. Eskiden mahallede cocuklarla gecelere kadar oynar, dolu dolu yaşardık her anı..Korku nedir bilmezdik. Ailelerimiz gönül rahatlığı ile bizlere izin verirdi. İşte Momo geçmişteki o çocukları temsil ediyor. Duman adamlar ise bizlerin bugünkü içler acısı hallerimizi gözler önüne seriyor. Bir şeylerin esiri olmaktan başka bir hayatımız yok. Sürekli bir kısır döngü içindeyiz. Zamandan tasarruf edelim derken muhabbetten, sevgiden, merhametten, insanlıktan uzak kaldık.Zaman denilen kavramı yüreğimizle yaşayamaz olduk. Vay halimize..
192 syf.
·
Puan vermedi
Doğuştan beyin felçli olan Christy adlı bir erkek çocuğu, hayatının ve bedeninin tüm engel ve kısıtlamalarına rağmen öncelikle annesinin, ardından kendisinin inancı, sabrı ile bu zorlukları göğüslemiştir. Üstelik bunu sadece sol ayağını kullanarak gerçekleştirmiştir. Romanı okurken ne kadar çok şeye şükretmemiz gerektiğini ayrıca Christy'deki azim ve inancın çeyreği bizde olsa idi neler yapmazdık diye düşündürdü. Sevginin varlığının ise her şeyin üstesinden gelmemiz için en kıymetli anahtar olduğunu tekrar görmüş olduk. Bedendeki değil inanç ve yürekteki engeller olmasın yeter ki..
216 syf.
·
Puan vermedi
Öğretmenlik mesleğini icra etme aşkı ile tutuşan genç bir öğretmen Aliye.. Görev yerinde ona kol kanat gerip, aile olan Ömer Efendi ve Gülsüm Hanım.. Küçük bedeni ama kocaman yüreği ve cesareti ile öğretmenine yardımda bulunarak kitabın kahramanlarından birisi olan Durmuş..Dini hususları kullanarak halkı galeyana getiren, çıkarları ve zevkleri uğruna Yunanlılar ile işbirliği yapan vatan haini Fettah Efendi ve Hüseyin Efendi..
Romanda Aliye öğretmenin görevine, vatanına, milletine olan aşkı ve cesareti takdire şayandır. Bu kadar zulmün ve entrikanın içerisinde ise Tosun Bey ile olan aşkı da bir o kadar dile getirilmesi gereken bir husus..
Öte yandan roman eğitimin önemini ve halkın kendi iradesi olmaksızın koyun gibi sürüldüğünde ne duruma düştüğünü gözler önüne sürüyor. Keşke böyle bitmeseydi dediğim bir sondu ama buna rağmen kurtaracaksa bizi Aliye öğretmenin cesareti, vatanına olan aşkı ve tertemiz yüreği kurtaracaktır.
Kitapta birçok kelimeyi okurken sözlük kısmına bakmam gerekti, dolayısıyla bazen olaylara odaklanamadım. Bu yönden dilin daha da sadeleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
304 syf.
·
Puan vermedi
‘Her Yerde Kan Var’ Sultan Abdülaziz’in tahtta olduğu dönemi, sonrasında yeğeni V. Murat’ın, Serasker Avni Paşa, Mithat Paşa, Ahmet Paşa ve Şevkefza Valide Sultan’ın çıkarları ugruna ve çeşitli entrikaları ile tahta getirilmesi , ardından ise yaşananların kaleme alındığı bir tarihi romandır. İlk başlarda sıksa da sonlara doğru yasanan olayların nasıl sonuclanacağı merakı ile kitabı bitirdim. Maalesef tarih kitaplarında bu kadar detaylar olmuyor. Hangi padişah tahta geçti ise yaptıgı ıslahatlar konusuluyor. Aslında Tarih kitaplarında da kişi ve olayların bu yönden dikkat ve ayrıntı ile ele alınması gerektiği kanaatindeyim.
208 syf.
·
Puan vermedi
Bir genç kızın üniversite yıllarında genç bir delikanlı ile birbirlerini Allah için sevdiklerini anlatan saf,temiz,samimi ve bir o kadar da naif hikaye.. Bu devirde böylesi bir sevgi yaşamak çok zor ve ender. Dilerim herkes böylesine aşkı yasayacağı bir yüreği ve öyle bir yüreğe düşeceği bir nasibi olur.
372 syf.
·
Puan vermedi
Üç kız kardeş bir aile hikayesi, iyiliğe dönüşün hikayesi, iyileşmenin yolculuğu..Severek ve merak ederek okuduğum, üç kız kardeşin hayatındaki iniş çıkışları samimi bir dille anlatan kitap..İçinden çıkarmamız gereken vefa, arkadaşlık, dostluk, kardeşlik gibi daha bir çok değerli şey.. Okumanızı tavsiye ederim. 2. Kitabı da en kısa zamanda tedarik edip okuyacağım.
232 syf.
·
Puan vermedi
Cezaevinde dünyaya gelip büyüyen Hayat...Yıllar sonra avukat mesleğini eline alıp, suçsuz olan kadınların özgürlüğüne kavuşması için hayatlarına dokunuş yapan bir genç kız..Ve bir yandan yaşadığı aşk üçgeninde vereceği kararlara yönelik yüzleşeceği gerçekler..
