Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kolera

İbrahim inanmıştı ve şüphe etmiyordu. O, akıl olmaz olana inanmıştı ve o yaşlı adam inancı uğruna orada, yanında biricik oğluyla doğruldu fakat şüphe etmedi. Kaygıyla sağa sola bakmadı. Herhangi bir ağıt da yakmış değildi. Biliyordu ki onu sınayan Tanrı'ydı. Biliyordu ki bu, ondan istenecek en zor kurbandı ve yine biliyordu ki Tanrı, dilediğinde hiçbir kurban zor olamazdı. İbrahim inanmamış olsaydı eleminden donuklaşırdı şüphesiz. Tanrı'nın dileğini yerine getirmeye memur edildiğini anlamaz, buna bir gençlik hülyası der, güler geçerdi fakat o inanmıştı. Demek ki gençti. Hep en iyisi için umut taşıyan dünyadan yaş alır. Hep en kötüsüne hazır olan çabucak çöker ama inanan, daimi bir gençlik sürer. Öyleyse methedilsin bu öykü…
Reklam
Kimse duymadan ölmeliyim Ağzımın kenarında Bir parça kan bulunmalı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnançlı insanı iyi bir insandan daha değerli gören tüm öğretiler sahtedir.”
Ey kör! bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Reklam
Oyuncak bebeklerin ülkesinden geliyorum ben Bir resimli kitap bahçesinde Kâğıt ağaçların gölgesi altından Toprak yollarında geçip giden Kurum mevsiminden, kısır aşk ve dostluk deneylerinin Sıralarında veremli okulların Alfabelerin soluk harflerinin büyüdüğü yıllardan Ve karatahtaya taş sözcüğünü yazar yazmaz çocuklar Ulu ağaçlardan sığırcıkların çığlık çığlığa kanat çırparak Uçup gittikleri O andan Etobur bitkilerin köklerinden geliyorum ben Ve hâlâ başım Dopdolu Bir deftere toplu iğnelerle Çakılan O kelebeğin yabancı sesiyle
Kalp için, günah üstüne günahın getirdiği mutsuzluk ve yalnızlık hissi kadar acı verici bir şey yoktur."
Rasulullah ص bir adamdan bahsetti. Uzun bir sefere çıkmış saçı başı dağınık toz içinde 'Ya Rab! Ya Rab!' diyerek ellerine göğe kaldırıyor. Ama yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, haramla beslenmiş. Buna nasıl icabet edilsin? (Müslim)
sokulsan rahmanların şeyho dağ rüzgârı kokardı öpsen kıl'dı şeyho, koklasan duman bilmezdi şalvarının renginin neden değiştiğini ve kentte duvar yazılarının neden eksildiğini…
ilk mayıs sabahlarının güzelliğini bozkırı yağmuru ve nal seslerini
Reklam
İnsan itiraf edilmemiş bir şeyi affedemez ki
ABD ye göç etmeliydim diye düşündüm , bir yelkenliyle dünyayı dolaşmalıydım , bu olay olduğunda okyanusun ortasında bulunmalıydım , her şey bittikten sonra iki liman arasında bir e-posta yollanırdı ve okyanus , küçücük hayatlarımızı , küçücük ölümlerimizi bir perspektife oturturdu
Kendi felaketime koşmak için zorlayıcı bir dürtü vardı içimde
Yıkıntı elçiliğini, peygamberler Kendileriyle birlikte getirmediler mi çağımıza? Ve yankıları değil mi o kutsal metinlerin Bu patlamalar art arda Bu zehirli bulutlar? Ey dost, ey kardeş, ey herkes! Yazın tarihini gül soykırımının Aya vardığınızda!
Oyuncak bebeklerin ülkesinden geliyorum ben Bir resimli kitap bahçesinde Kâğıt ağaçların gölgesi altından Toprak yollarında geçip giden Kurum mevsiminden, kısır aşk ve dostluk deneylerinin Sıralarında veremli okulların Alfabelerin soluk harflerinin büyüdüğü yıllardan Ve karatahtaya taş sözcüğünü yazar yazmaz çocuklar Ulu ağaçlardan sığırcıkların çığlık çığlığa kanat çırparak Uçup gittikleri O andan Etobur bitkilerin köklerinden geliyorum ben Ve hâlâ başım Dopdolu Bir deftere toplu iğnelerle Çakılan O kelebeğin yabancı sesiyle
6,4bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.