Ve işte büyük yazar Dostoyevski... Kumarbaz adlı eserini mali durumunun kötü olması sebebiyle 25 günde tamamlamış usta yazar. (Bu bilgiyi vermeyince kürek cezasına çarptrılıyormuşsunuz aman dikkat ;)) Aslında bu kadar kısa bir sürede bu kadar derinlkli bir eser vermesi onun çağının aşkın bir yazar olduğu net bir şekilde ifade ediyor bize...
Her yönden aşk, ihtiras, tutku kavramlarını kitabındaki karakterlerle o kadar özdeşleştirip betimliyor ki hayran olmamak elde değil.
Her karakter kolay yoldan para kazanmak ve aynı zamanda bir saygınlık kazanmak istiyor ama bunlar için çaba sarfetmeyip başta da dediğim gibi kolay yoldan olmasını istiyorlar bunların olmasını sağlayacak şey ise tabi “Kumar” ve “Miras”... Bide bunlara Rus , Fransız, İngiliz ve Alman kültür ve tarzlarının karşılaştırılması da eklenince oldukça güzel bir eser çıkıyor karşımıza.
Kitabın çevrimi oldukça güzel yalnız bazı yerlerinde Rusça cümlelere yer verildiğinden anlamak biraz sıkıntılı oluyor ama dediğim gibi keyifle okunacak bir eser.
Keyifli okumalar.
Stefan Zweig severlerin muhakkak okuması gereken bir kitap olmuş. İçerisinde üç öykü yer alıyor ve betimlemeleri oldukça çarpıcı, kendiniz yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz, bu da kitabı okurken ki hazzınızı katlıyor adeta. Duygu yüklü öyküler adı gibi unutulmuş düşler, bastırılmış gerçekler, hayaller, istekler... Kısaca Zweig den beklenilen her şey... Keyifle okuyacağınız bir eser, kitapla kalın.
Kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki gibi; “En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider...
Uzun zamandır bu kadar etkileyici, gerçekci bir roman okumamıştım. O kadar ki bitirene kadar elimden bırakamadım. Birbirine zıt karakterlerde olan iki tarım işçisini konu ediniyor. İnsanca yaşamanın hayaliyle kendilerini ayakta tutan iki adamın romanı. İnsanı insana insanca anlatmayı amaçlayan Steinbeck daynışma ve dostluğu şiddetle vurguluyor romanında, sade bir anlatımla ilahi bakış açısıyla yazılmış bir kitap. Boğazınızda bir yumruyla okuyacağınız sonu duygu yüklü muhteşem bir eser. Herkesin okuması gereken bir roman. Keyifli okumalar.
Hırs, iktidar, bilginin kötüye kullanılması... Tarihte de bir çok öğreğini gördüğümüz, yakın zamanda da yeni bir örneğine tanıklık ettiğimiz devletlerin Covid-19’a karşı devlet çıkarlarını insanların iyiliğinin önünde tutması gibi, sonuçlarının ne olacağını bilmeden devletlerin takındıkları tutumlara yapılan bir sistem eleştirisi. 1924 yılında yazılmasına karşın okurken bana 1986’da yaşanan Çernobil’i anımsattı ve tabi ki günümüzü.. Ne acılar ne aymazlık ne vicdansızlık... Bilimde ilerleme ve bu sayede düşmanlarla rakipleri geride bırakma düşüncesi ile beraber sonu kaçınılmaz bir felaketin ilk tohumları atılmış olur. Kitabın ana fikri bu, kısa zamanda okuyabileceğiniz, günümüzle çok paydaşları olan evrensel bir eser. Güzel bir çeviri olmuş. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Gerçekçilik akımının öncülerinden olan müthiş yazar Gogol...Dostoyevski’nin hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık demesi zaten yazarın olağanüstü başarısını ortaya koyar nitelikte. Kitabı incelemeye geçicek olursak yozlaşmış bürokratları alaya alması kitabın genel konusunu oluşturuyor. Oyun tarzında yazılmış, sade anlaşılır bir çeviri olmasıyla birlikte keyifle okunacak bir eser olmuş. Güçlü betimleriyle kitabı okurken aynı zamanda hayalinizde oyunu oynuyorsunuz. Çok keyif alarak okuduğum bir kitaptı. Keyifli okumalar.