Acaba?
… Büyük bir mutluluk yaşamak için küçük bir tehlikeyi göze almak gerekir …
Sayfa 156Kitabı okudu
… hücresini aydınlatan ve gittiği zaman yokluğunda yetecek kadar ışık bırakan o tatlı görüntü belirmedi.
Sayfa 132Kitabı okudu
Eskiler bir fatih ile korsanın yüzü arasında ne fark vardır diye sorar ve bunu kartal ile akbababın yüzleri arasındaki fark diye yanıtlarlardı.
Sayfa 19Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Günümüzde Hollandanın ulusal rengi “oranj”, Willem van Oranje’nin isminden gelmektedir.
Sayfa 2Kitabı okudu
Nice güzel olmayanlar vardır ki birtakım güzel duygularla hislendikleri, yüce düşünceler düşündükleri zaman hoş ve güzel olurlar. Tavırlarına o anda düşündükleri ve hissettikleri şeylerin büyüklüğünün şanı ve heybeti yansır.
Sayfa 28Kitabı okudu
Yetkinlik, ekibin yaptığı her konuda her şeyi bilmek değil, sağlam kararlar alacak kadar işten anlamak ve yeterli bilgiye sahip olmadığında soru soracak cesareti gösterebilmektir.
Üstelik, onu yeniden aramaya çıkmak kayboluşunu büsbütün derinleştirirdi.
Sayfa 37
Darağacının devrimlerin yok edemediği tek anıt olduğunu söylemiştik. Gerçekten de toplumu budamak, dallarını koparıp, kellesini uçurmak için gelen devrimlerin insan kanına doyduklarına nadir rastlanır, ölüm cezası ellerinden kolayca bırakamadıkları bir bıçaktır.
Sayfa 8Kitabı okudu
Karar verirken yalnız olanlar gerçekten yalnızdırlar. Asıl can yakan da budur.
Sayfa 154Kitabı okudu
“İnanacağı ve kendini uğruna feda edeceği hiçbir kutsalı olmayan bahtsızların aksine, Allah’a vasıl olmanın gereği olarak inandığım bütün değerler manzumesinin bana yüklediği görevimi büyük bir titizlikle yapacağıma söz vermiştim.”
Sayfa 52Kitabı okudu
Kanunlar ne kadar çok ve sıkı olursa olsun bir cemiyetin örf ve adetleri çözülmüşse milli terbiye de cemiyetin temelleri de çözülür.
Sayfa 22Kitabı okudu
Sokaklar cemiyetin hayat-ı içtiması hakkında ne çok şey anlatıyordu aslında.
Sayfa 19Kitabı okudu
Kendi kadar usta ve becerikli olanlardan daha üstün görünmenin esrarı çeviklikte, acelede, aşağı yukarı sporda, yani gençlikteydi.
Memnundu, zira sonra nedamet edeceği bir vakaya meydan vermemişti, fakat aynı zamanda müteessirdi, zira aczini duyuyordu.
