Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Uğur Aykaç

*Spinoza
"İnsanın gerçekleştirebileceği en yüksek eylem, anlamak amacıyla öğrenmektir, çünkü anlamak demek özgürleşmek demektir."*
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
Muslimus Modernus
"Yarı geleneksel, yarı modern. Domuzun görüntüsüne tahammül edemez ama şaraba -ya da votka, tekila- kesinkes 'hayır' demez... Anladın işte. Ramazana gelince gevşektir, orasında burasında oruç tutar, bazen atlar. Dinden vazgeçmez, zira ölümden sonra hayat varsa işini sağlama almak ister. Ama özgürlüklerden feragat etmek de istemez. Azıcık ondan, azıcık bundan. Çağımızın müthiş birleşimi, Latince ismiyle, Muslimus Modernus. Yok tabii böyle bir kavram, ben uydurdum."
Sayfa 139Kitabı okudu
öyle ya da böyle...
Ortadoğu'da öyle bir erkek tiplemesi vardı ki, sevgilisinden yatak odasında tüm arzularına karşılık vermesini bekler, aksi takdirde sinirlenir, hiddetlenirdi; lakin isteklerine uyum gösteren kadın da anında gözlerinden düşer, "orospu" damgası yerdi. Böyleleriyle birlikte olmazsan, "Vay, demek ki beni yeterince sevmiyorsun!" derdi. Küser, somurtur, zorlardı. Birlikte olursan da, "Vay, demek ki aşüftenin tekisin" diyerek küçümser, yaftalar, aşağılardı. Öyle ya da böyle, genç bir kadının bu zihniyet karşısında tutunabilmesi imkânsızdı.
Sayfa 136Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu ilanı bastıran adamı görünceye dek hiçbir anlamı yok elbet. Onu ya da adamlarını göreceksin. Siz ve sizin gibi elli aile yakında bir yerde kamp kuracaksınız. O da gelip yiyecek bir lokma ekmeğiniz kalıp kalmadığını anlamak için çadırlarınıza bakacak. Eğer yoksa, o zaman iş istiyor musun?' diye soracak. Sen de, 'Elbette istiyorum efendim. Bana bir iş verirseniz size müteşekkir olacağım,' diyeceksin. O da, 'Sen işime yararsın,' diyecek. 'Ne zaman başlarım?' diye soracaksın. O da sana hangi saatte nereye gideceğini söyleyecek, sonra da çekip gidecek. Ona iki yüz kişi gerekliyse, beş yüz kişiyle konuşacak, onlar da başkalarına haber verecek, sonunda sana söylenen yere gittiğinde bir bakacaksın ki, bin kişi toplanmış. Ordaki adam, 'Saat başına yirmi sent veriyorum,' diyecek. Belki gelenlerin yarısı dağılacak. Ama aç olduğu için para değil bir somun ekmek karşılığında çalışmaya razı olan beş yüz kişi orada kalmış olacak. Böylece onlarla şeftali ya da pamuk toplamaları için sözleşme yapılacak. Anlıyor musun? Ne kadar çok adam toplarlarsa ve topladıkları insanlar ne kadar aç olursa, o kadar az ücret verirler. Elinden gelirse, çocuklu olanları işe alır, çünkü... Neyse, boş ver, moralini bozmak istemediğimi söylemiştim.
Teknoloji yüzünden çok gürültülü bir dünyada yaşıyoruz. Akşamları bir süreliğine de olsa televizyonu bilgisayarı kapatıp karı koca sessizliği paylaşabilmeli. Çay içerken göz göze bakışmanın, sevdiğinin omzuna başını koyup onda dinlenmenin tadını hangi sözcükte bulabiliriz? Gözün anlattığı dilin söylediğinden daha önemlidir. Her akşam eşinizle 5 dakika da olsa gözlerinizle sohbet edin. Dakika tutun ve beş dakika boyunca birbirinizden gözlerinizi ayırmayın, ona duygularınızı, sevginizi gözlerinizle anlatın, bu arada konuşmayın. Dudaklarınızı konuşmak için değil gülümsemek için kullanın.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Sevgimizi önce en yakınlarımıza vermek, önce onlarla yaşamak gerek. Sevdiğinizin Gönül bahçesine tatlı sözlerle yeşertin, güllerini soldurmayın. Eşinize en son hangi güzel kelime ile hitap ettiniz, bir düşünün. Kadın-erkek iki tarafın da eşinin güzel hitabına, tatlı cümlelerine ihtiyacı var. Güzel hitaplarla sevdiklerinizin hayatını güzelleştirin. En önemlisi, adını güzel söyleyin. Siz onun adını söylediğinizde, "Benim ne güzel adım varmış." diye düşünsün.
Sayfa 144Kitabı okudu
Karı kocanın sevgiyle birbirine bakmasında ibadet sevabı vardır. "Erkek hanımına, hanımı da beyine baktığında Cenab-ı hak onlara rahmetle nazar buyurur. Şayet erkek hanımının elini tutarsa her ikisinin de günahları parmaklarından dökülür." (el-Câmiu's-Sagîr, Hadis No: 1977)
Neşe Kadın neşe demektir. Hz Mevlana: "Kadın olmasaydı, dünyada yaşamanın neşesi olmazdı." der. Asık yüz kadına da erkeğe de yakışan bir şey değildir. Karı-koca birbirlerine güler yüzlü olmalıdır.
"Connor," dedi Ariana, "bir şey var." Gerçek sesinden hemen anlaşılıyordu, adını söyleyişindeki vurguda bir özür titreşiyordu. Artık bir şey söylemesine gerek yoktu, Connor anlamıştı, gene de bıraktı söylesin. Bunun onun için ne kadar güç olduğunu görebiliyor ve öyle de olmasını istiyordu. Bunun hayatında yaptığı en güç şey olmasını istiyordu.
İddia ettiğine göre gençlerin nasıl yoldan çıkarıldığını, hatta onları kimin yoldan çıkardığını biliyormuş. Bilge biri olmalı! Benim cehaletimi ve yaşıtlarını yoldan çıkardığımı fark eder etmez, anasına koşan bir çocuk gibi gidip beni kendi şikayet etmiş. Siyasetle ilgilenmeye en doğru yerden başladığını kabul etmek zorundayım. Çünkü siyasete, olabildiğince iyi yetişmelerini sağlamak üzere gençlerden başlanmalıdır. İyi bir çiftçinin önce körpe fidanlarla, sonra diğer ağaçlarla ilgilenmesi gibi!
Reklam
3'lü filtre testi
"Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrat'a rastladı ve dedi ki: "Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?" Bir dakika bekle diye cevap verdi Sokrat: "Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna üçlü filtre testi deniyor." "Üçlü filtre mi?" "Doğru" diye devam etti Sokrat; "Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce; bir süre durup söyleyeceğini gözden geçirmek iyi bir fikir olabilir. Bu ona üçlü filtre testi dememin sebebi. Birinci filtre Gerçek Filtresi. Bana birazdan söylediğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?" "Hayır" dedi adam, "Aslında bunu sadece duydum ve..." "Tamam" dedi Sokrates Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi 2. filtreyi deneyelim, İyilik Filtresini. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?" "Hayır tam tersi" dedi adam. "Öyleyse" diye devam etti Sokrat; "Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı: Yararlılık filtresi. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?" "Hayır gerçekten yaramaz." dedi adam. "İyi" diye devam etti Sokrat. "Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve yarar bir şey değilse bana niye söylüyorsun ki?"
Sayfa 218Kitabı okudu
B
Sizi seven bir eşiniz, çocuklarınız veya torunlarınız, gerçekten dostunuz olmuş arkadaşlarınız varsa yeryüzündeki ender kişilerden birisiniz demektir. Aman bu zenginliğinizin kıymetini bilin. İnsanın kalabalık içinde yalnızlaştığı bir zamanda sizi içten seven bir yüreğin yanı başınızda çarpması, bu dünyanın en derin mutluluğudur.
Sayfa 240Kitabı okudu
Hanımefendiler, dikkat edin, eğer eşiniz gönlünü bir gül haline getiremediyse elindeki gülü ciddiye almayın. Önce gönlünü gülleştirsin, sonra da eline gül alsın. Ancak o zaman, gönlünün temsilcisi olarak gül işe yarar ve anlam kazanır, yoksa gönlü gülleşmemiş adamın elinde gül ne kadar anlamsız ve eğreti durur.
Sayfa 166Kitabı okudu
Gözlerin
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde Buluşmak seninle bir akşamüstü Umarsız şarkılar dudağında bir yarım ezgi Sığınmak gözlerine bir akşamüstü B <3
Arkadaşlar birbirine ayna tutar; o ayna ile birbirlerini normalde ulaşılabilir olmayan şekillerde görürler. Birey olarak kendilerini geliştirmelerini sağlayan bu aynadır.
Sayfa 110Kitabı okudu
Hepimizin sahip olabileceği en önemli ilişki kendimizle olan, kat edebileceğimiz en önemli yol ise kendimizi keşfettiğimiz olandır. Kendini tanımak için kendini ne zaman geçirmeli, yalnız olmaktan korkmamalı. Kendini tanımak tüm bilgeliklerin başlangıcıdır.
Reklam
İnsanın en iyi dostu sadece kendisi için değil, dostu içinde en iyisini dileyendir, bunu kimse bilmeyecek olsa bile ve bu durum en iyi kendisine karşı tavrı ile belli olur. Benzer şekilde tüm diğer özellikler bir arkadaşı tanımlar. Çünkü daha önce söylediğimiz gibi, kişinin diğer insanlara duyduğu dostane duygular kendisi için hissettiklerinin uzantısıdır.
Bu ölümlü dünyada, değer mi sanki?.. Neye ihtiyacın var?.. Zavallılar "neye ihtiyacım olduğunu" bir türlü anlayamıyorlardı. Onlar "ihtiyac"ı yemek, içmek, giyinmekle... sadece "para" ile ölçüyorlardı. Her türlü menfaatin üstünde bir "aşk"la bir maksada bağlanmanın ne demek olduğunu bilmiyorlardı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Bütün güzel ve iyi şeyleri bize kaybettiren, göstermeyen; bütün kötülükleri de korkunç kara kanatlarının altında koruyan, geliştiren "bilgisizlik". Bu karanlık; gece karanlığına benzemez; insanların ve milletlerin en korkunç düşmanı budur...
Kızıl Saçlar!.. Kızıl Saçlar!.. Kızıl Saçlar!.. Ve beyaz tülleri altında bir alev demeti gibi, bir güneş yığını gibi parıldayan başıyla kızıl saçlı gelin bize yine Kızıl Saçlar'ı okudu! Bir kızıl gün doğuyor sandım o baştan yarına!
Sayfa 104Kitabı okudu
Mektup yazdığını hiç görmedim. "Birine ağzınla söyleyemeyeceğin bir şeyi yazmanın hiçbir değeri yoktur."derdi.
“Annem çok sevilmelerin kadınıydı, Bazen sevince annem gibi, Rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına.”