Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Çalın

Fatma Çalın
@VanGoghunAy
28 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Deniz de bir dua kitabıdır. Tanrı'dan söz eder.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mükemmel değilsin ama daha güzel yenilmeyi daima öğrenebilirsin.
Sayfa 133Kitabı okudu
İnsan neden okur? Bir dizeye yahut bir cümleye tesadüf edersiniz, dersiniz ki "işte bu tam da benim yaşadığım ama adını koyamadığım o duyguyu anlatıyor!" Yalnızlığınız bir anlığına uçar gider. Başka ruhlarla aranızda bir akrabalık bulursunuz. Çoğalır ve iyileşirsiniz.
Reklam
Yüreğinizden vurdular sizi, ruhunuzun yarısı uçtu elden.
Şimdiye kadar hiç görmedim ben kulak yoluyla iyileştirildiğini yürek acısının.
Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?” dedi.“Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.”“Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.“ 
Aslına bakılırsa, insan tek bir hata için sürekli bedel ödeyip duruyordu. Kader, insanla olan alışverişinde alacak defterini hiçbir zaman kapatmıyordu.
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
"Bir erkek herhangi bir kadınla mutlu olabilir ; yeter ki onu sevmesin."
Sayfa 204Kitabı okudu
"Ben insanlar arasında ayrım yaparım. Dostlarımı fiziksel güzellikleri, tanıdıklarımı güzel karakterleri, düşmanlarımı ise üstün zekalarına göre seçerim. İnsan düşmanını titizlikle seçmeli. Benim hiç aptal düşmanım yoktur mesela. Hepsi belli bir entelektüel derinliğe sahip insanlardır. Bu yüzden de hepsi beni takdir eder. Bu kibir mi sence? Sanırım epey kibirliyim. "
Eskiler ne demiş, körler ülkesinde tek gözlüler kral olur.
Sayfa 106Kitabı okudu
bir sürü aptalın saldırısına uğrayan, daha fazlasını da yok sayıldığı ahlaki vicdan, var olan ve daima var olmuş bir şeydir, yoksa ruh denen şeyin Bulanık bir fikirden öte olmadığı dördüncü zaman filozoflarının icadı değildir Zaman geçtikçe, birlikte yaşarken ve genetik değişimler olurken, vicdanımızı giderek damarlarımızda dolaşan Kanın rengine ve gözyaşlarımızın tuzuna buladık, bu da yetmiyormuş gibi gözlerimizi içimizi gören birer aynaya dönüştürdük, Sonuçta Gözlerimiz, ağzımızla inkar etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.
Doğum, hastalık, ölüm Allah'ın emri. Anladık! Fakat ne bileyim, özlediğin bir işte çalışmadan, içinde doğduğun şu dünyanın ötesini berisini hiç görmeden, taş üstüne bir taş koymadan, bir ağaçcağız olsun dikmeden, bir günceğiz olsun şunun bunun eteğini öpmeden yaşayamamak ve böylece dünyadan defolup gitmek de Allah'ın emri değil a!..
Reklam
Fakat ne bileyim, ölmeden önce insan yaşar a. Bu dükkanın içinde sürdüğüm hayata yaşamak mı denir? Bu yaşamak değil uzun ölüm.
Bu, bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunu söyleyebilirim ki ; ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim.
"Neden yürümek için ayaklarım olsun ki, uçmak için kanatlarım var... "
Sayfa 296Kitabı okudu
"Bulutların çerçeveye doğru taşması gerek," diye düşünüyordu. "Her şey insandan dışarıya taşmıyor mu, kan, gözyaşı, bulutlar hatta yaşamın ta kendisi..." Oturduğu yerde, büyük aynada kendisini görüyordu. " Allah kahretsin. Görüntümüz hep bize geri dönüyor."
Sayfa 222Kitabı okudu