Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Melek yeter

Melek yeter
@Yagmurmelek
"Fani dünyanın sefası bir kuru kavga imiş Gerçeği ile insan olmak herşeyden ala imiş"
Bitmeyen ögrencilik
Lisans/ mezun
Ankara
Malatya, 1 Eylül
126 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
93 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Onlarca acı , onlarca kıyım, onlarca savaş yaşandı , dağı taşı ağıt yakan bir memleket burası; her köşesi binbir hikaye taşır , yağmur sonrası ıslanmış toprağı bilir misiniz? Güneş doğunca kurumaya yüz tutar da çatlaklar oluşur toprakta , işte o toprağa dokunmak gibi bu memlekete dokunmak ...henüz kurumamış gözyaşları ıslatıyor insanin elini ;
Hüyükteki Nar Ağacı
Hüyükteki Nar AğacıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20184,606 okunma
Reklam
158 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Bu kitabı okumama vesile olan YAŞAR KEMAL ETKINLIĞI'ne bu etkinliği başlatan Lİ 3 arkadaşıma ve kitabın yazarı YAŞAR KEMAL'E teşekkürlerimi sunarım Doğruyu yanlışa tercih etmek her zaman kolay değildir. Sokakta top oynarken ip atlarken başlar bu savaş ; benim sıramdı , bendeydi top diye hakkımızı idda ederiz çocuk aklımızla ve haksızlığa
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,7bin okunma
255 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bir kitabı okumadan önce hakkında yapılan şahsi yorumları okumaktan hep kaçınmışımdır; bu kez öyle olmadı. Hem yapılan incemeleri hemde kitabın önsözünü okumuş bulundum ; bu da önyargı oluşturdu haliyle. Fakat okuduğum incelemelerin aksine kitabı çok beğendim. Kitabın karmaşık olduğu doğru. Okurken ufak bir dalgınlık anlam karmaşasına yol
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201921,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Dostoyevski okuma etkinliği ile başladığım kitabı kısa zamanda severek okudum. Yaşlanmış , takma diş saç ve sakalla ayakta duran, kendini beğenen bir Prens ile annesinin son derece menfaatçi yaklaşımlarından kaçamayan bir genç kadının öyküsü.. İyi ile kötüyü ayırt edebiliyor küçük hanım, annesinin aşağılık fikirlerini onun yüzüne çarpacak kadar da açık sözlü. Bunlara rağmen annesi Marya onu nereden kandıracağıni gayet iyi bilmekte ve kızını sözde onu düşünüyormuş gibi yaparak ihtiyar prens ile evlendirmeye razı etmekte. o sıralar Prens ile ilgilenen akrabası olduğu sanılan baska bir adam da Zina' yı seviyor ve Zina dan umut aliyor.. fakat sonra Zina nın kendisi yerine Prensi tercih etmesine dayanamıyor ve anne kızın bütün foyasını ortaya döküyor..Erdemli olan Zina kabul ediyor suçunu ve nasıl da para için şöhret için Prensi kandırdıklarini anlatıyor herkesin önünde.. Prens yaşlı ve bunak olduğu için evlenme teklif edip etmediğini bilemiyor ve ona söylenen herşey e inanıyor .. bu teklifin bir düş olduğunu idda ediyor. Gerçekler ortaya çıkınca gördüğünu sandığı düşün gerçek olduğunu anlıyor.. Kitap toplumsal baskının birey üzerindeki etkisinden, insanların baskasina ya rezil olmamak için yada mukemmel görünmek için yaptıklarından çok güzel biçimde bahsetmiş. Aile içinde yaşanan sorunlara da değinerek yazar; anne bile olsa hakkimizda karar alırken mutluluğumuzu ikinci plana atabileceğini işaret ediyor... ve sonunda bütün kirli fikirlerin hep istenildiği gibi gitmeyeceğini de göstermiş bulunuyor
Amcanın Düşü
Amcanın DüşüFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20173,272 okunma
530 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
Bilinmeyen Osmanli diye başlayan ancak bildiklerimizden öteye gitmeyen bir kitap. Yer yer alıntılara yer verip kanitlama girişiminde bulunsa da yazar öznellikten kopamamış, her paragrafın sonunda Osmanli hakkinda olaki yanlış birsey düşünürüz korkusuyla övgüler yağdırmış.. Önemli tarihsel olaylarin detayina ineceğine, padisahlara atilan iftiralari def etmeyi daha önemli bulmuş. Onlarin içki içmediği, eglence hayatina düşkün olmadığı, bazılarının deli diye anılması..bunlar artik tarihsel özelliğini kaybetmiştir bence. Bunun yerine Osmanlinin o dönemde yaptığı savaşların önemine o günden bugüne nasil gelindiğine övgülerle değil araştırma incelemelerle değinebilirdi. Kitabin hic mi güzel yani yok . Kronolojik açıdan ne ne zaman olmus ,önce kim padisah olmuş ezberlemek zor olduğundan kitabi okuyunca o siralama beyninize yer ediyor..bu kadar.
Bilinmeyen Osmanlı
Bilinmeyen OsmanlıAhmet Akgündüz · Osmanlı Araştırmaları Vakfı · 2000144 okunma
Reklam
525 syf.
·
Puan vermedi
Birkaç yıl önce okuduğum bir kitaptı, adıni hatırlamadığın sevimli bir arkadaşın olur ya, sende bir hoşnutluk bırakır adının yerine..işte öyle bir şey ; olay örgüsü ,kahramanlarin neler yaptığı, mekanlar bunları unutmamıştım kitabın ismini de bunlarla aradım, ama bulamamıştım. ben de zihnimdeki o hoşnutlukla aramaktan vazgeçmiştim. Dün kütüphanede kitaplara bakarken birden üst rafta biri bana göz kırpıyordu.. tanımıyorum diyerek kafamı çevirdim fakat kalbimde yumuşacık birşey hissettim.. eski bir dostumu görmüş gibi...yanına gittim elime aldım evet ya bu o.. sevindim.. elimde tuttum biraz hatıralar canlandı.. sanki onunla konuşuyordum.. eski bir dosttu adını unuttuğum.. kütüphane de bu karşılıklı özleme şahit oldu.. sonra yerine bıraktım onu .. tespih tanelerini
Tespih Taneleri
Tespih TaneleriMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000191 okunma
213 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Sözlü edebiyat bütün edebi eserlerin esin kaynağıdır , kürt edebiyatının günümüze kadar gelmesinde de sözlü edebiyatın yeri yadsınamaz. Kürt sözlü edebiyati da Dengbejlik ile oluşmuştur. Dengbejlik türkü anlamına gelen "kılam" veya "stran" ile oluşmuştur. Dengbej bu alanda uğraşan kişiye denir. Bu türküler günlük yaşamdan ,
Evdalê Zeynikê
Evdalê ZeynikêAhmet Aras · Nûbihar Yayınları · 201851 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
İnsan neden intihar eder sorusunun aksine neden edemez sorunu cevaplamaya çalışıyor kitap. Hepimiz kutsal bulduğumuz yaşam sevincinin hileli olduğunu ve bizim buna kandiğımizi çoğu zaman düşünmüşsek de yine de yasamdan vazgecmek bize korkutucu gelir. Kitap İnanç ile ölüm arasındaki bağı işaret ederek asıl vazgeçememenin inanctan kaynaklı bir korku olduğunu söyleyip onu aşmanın tek yolu olarak felsefi intihar biçimini öneriyor. Doğanın düzenine uyumsuzluk gözüyle bakmak hiç akla gelmez çünkü her zaman yaşama bir anlam yükleriz ki yaşayabilelim. Birgün sonlanacağını bildiğimiz yaşama katlanma zorunluluğu bazen yorsada yine de bu zorunluluğu yaşatmaktan vazgeçmiyoruz. Buna yaşama itkisi denir. Ve asıl soru şu; Ağaçtaki meyve gibi olgunlaşıp yere düşüşü beklemektense dalinda iken kopmayı tercih etmeli miyiz ?
Felsefi İntihar ve Ötesi
Felsefi İntihar ve ÖtesiCuci Han · Kora Yayınları · 201019 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
İçinde yaşadığımız ,havasını soluduğumuz , yasını çektiğimiz, sevincine boğulduğumuz topraklarda bilinmeyen bir çok gerçeğin açık yüreklilikle ortaya konması yanlışların kabul edilip doğruya güzele inanılması gerekir. Her yazardan ,politikacidan ,generalden ,şarkıcıdan şairden beklenen budur ama çok azı bunu yapar . Ahmet Altan bu kitabı ile yaşadıklarını bildiklerini sevdiklerini sevmediklerini ortaya koymuştur. Kendimizi birkez daha eleştirmeye varız diyenlere okunması gereken bir kitap diyebilirim.
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013628 okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap anlatım biçimi olarak terimsel kavramları ve açıklamaları anlaşılabilir bir düzeyde. Yazar bir konuda değindiği bilgiye ileriki sayfalarda yeniden yer vererek o konuda daha cok bilgi sahibi olmamizi ezberden çıkmayı sağlıyor Sosyolojik bir bakış açısıyla dinin hayatımızdaki yerini birçok etkenle ele alıp incelemiş inançların sosyal hayati etkilediği kadar sosyal hayatın da dini ne şekilde etkilediğini örneklerle - daha çok batı inançlarıni esas alarak- anlatmıştır. Kitabın daha çok giriş niteliğinde olmasına rağmen yazar hemen hemen dinin etkilediği ve etkilendiği her durumu ortaya koysa da bazı soruları politik bir çerçevede ele almamıstir Dinin politik değerlerle nasıl işlendiği ve bunun insan uzerine hem dini hem siyasal etkilerininin ne şekilde olduğunu işlememesi kitapta gördüğüm bir eksikliktir. Dünyada çok fazla müslüman olduğunu belirtmesine rağmen araştırmalarını ve genellemelerini daha çok batı dinleri uzerinden yapmış , batı dinlerinde önceden gunah sayılan fikirlerin bugün değiştirildiğini ele alırken islamiyetin böyle bir durumda olmadığını günahların ve yasakların hep aynı kaldığını yazar belirtmemiş ve bunun sosyolojik tarafını ele almamıştır Bununla beraber yabancı olduğumuz birçok inanış biçimini bunların zaman içinde değişim ve gelişiminin nasil olduğunu öğreniyor ve kendin yaşamından da örnekler vermesiyle bakış açımızı genişletiyoruz
Din Sosyolojisine Giriş
Din Sosyolojisine GirişPhil Zuckerman · Birleşik Yayınevi · 200626 okunma