İnsanın kendisi, bir ülkü uğruna ıstırap çekmez ve ölmezse korkun. Çünkü bu nitelik, insanın temelidir ve bu tek nitelik insanı evrendeki bütün öteki şeylerden ayırır.
Hayalden doğan umutlar genellikle zaman içinde kırılıp giderler, temelleri yoktur. Tıpkı köksüz bazı ağaçlar ve çiçekler gibi...Hayallerin trajik kaderi budur. Ama yine de hayalsiz yapamayız.
Karşısında uludağlar vardı: Bir yanı aydinlik, bir yanı gölgeli. Aydınlık ve gölge nasıl yanyana ise insanın kaderi de öyle, mutluluk ve acıyı beraberinde getiriyordu. Bir yanda kıvanç, bir yanda kaygı. Hayat dediğin böyleydi işte.