Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

YavuzS

YavuzS
@YavuzSkt
17 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Helen'i uyandırıp kendisine yiyecek getirmiş olduğumu söyledim. Helen uyandı ve telaşsız hareketlerle giyindi. Sonra ikimiz başbaşa basit ve sade kahvaltı ettik. Sonra koltuğa kurulup elime bir mecmua aldım, onu okuyarak günün geri kalan saatlerini geçirmek için oyalanmaya, mecmuadan rastgele yazılar okumaya başladım.
Sayfa 90
Reklam
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapmayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapmayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa kafamız karıştığı, dünyamız dağıldı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?
Sayfa 115
O güne kadar babam bana hiç masal, hikaye anlatmamıştı. Mahmut usta ise her gece, televizyondaki belirsiz, hatta soluk bir görüntüden, gün boyunca karşılaştığımız bir dertten, bir hatıradan yola çıkarak hikayeler anlatırdı. Neresi hayal, neresi hakikat, başı neresi, son neresi belli değildi bu hikayelerin. Ama onlara kendimi kaptırmayı ve Mahmut Usta'nın çıkardığı hisseyi dinlemeyi severdim.
Sayfa 30 - yky

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hem bir adım daha atacak olursanız, silahım bir kazaya sebep olabilir! -- Şimdiye kadar emniyet mandalı kapalı bir tabancadan hiç korkmadım! dedi. Albayın yüzünde ilk defa bir tebessüm belirdi. Alaycı bir tavırla cevap verdi: -- Bu çok eski bir numaradır! ancak romanlarda ve filmlerde iş görür!
Sayfa 66
Her şeyin daha başka olduğu mutlu yıllarda bana -Kara Melek- derlerdi!
Sayfa 23
Reklam
Telefonun zili saat tam yedide çaldı. Fakat, ne Sonia' yı ne de Pratt' ı uyandıramadı. Bunun tek ve basit sebebi, ikisinin de bütün gece uyumamış olmasıydı
Sayfa 158 - Altın Kitaplar
Kahraman, entelektüel güven ve ego ile dolup taşan biridir. Ölüm de onun için çok önemsiz bir şeydir. Sokrates hakkında duyduğumuz açıklamaların çoğu onu kahramanlaştırır, ölümü ve felsefi bir biçimde ölüme kararlılığı yüzünden onu eleştiren bazı klasik yazarlar, Sokrates'in toplumun temellerini -Büyükler tarafından aktarılan ve bizim sorgulayacak kadar olgun olmayabileceğimiz sezgisel kısa yolları- yok ettiğine inanırlar.
Sayfa 310
Ernest Renan, ibn-i rüşd' e saldırısında şu ünlü Fikri ifade etmişti: mantık -tanımı gereği- nüansları dışlar ve hakikat sadece nüans larda barındırdığından, "Hakikati ahlaki ve siyasi bilimlerde bulmak için işe yaramaz bir araç" tır .
Sayfa 311
Olayların her zaman bizim için erişilebilir olan kolayca anlayabileceğimiz bir nedeni olduğunu düşünmek yanlıştır
Sayfa 302
"iyi bir avcı, gerektikçe, değiştirir yöntemlerini," ... İyi bir avcı sadece avının alışkanlıklarını değil, bu dünyada insanları da hayvanları da ve her bi şeyi de yöneten güçler olduğunu da bilmelidir.
Sayfa 105
Reklam
"Bol bol zamanın olduğu kanısındasın," diye yineledi. "Ne yapmak için bol zamanım var, don Juan? "Sen, yaşamının sonsuza dek süreceğini sanmaktasın." Hayır. Öyle düşünmüyorum." "O halde, yaşamının sonsuza dek süreceğini düşünmüyorsan ne diye bekliyorsun? Değişmek için niçin bu ikirciklenmen?"
Sayfa 107
"Kitleler güce karşı saygı beslerler ve zayıflığın bir şekli gibi algıladıkları iyiliğe karşı pek az ilgili görünürler. Kitlelerin eğilim ve sevgisi hiçbir zaman iyi hükümdarlara değil, kendini şiddet ve baskı altında bulunduran baskıcılara karşı olmuştur."
"Kitleler ancak şişirilmiş ve aşırı duygulardan etkilendikleri nden, onları etkilemek ile elde etmek isteyen hatibin, şiddetli iddialar, ateşli ifadeler sarf etmesi gerekir. Abartılı konuşmak, tekrar tekrar iddia etmek, hiçbir şey kesinlikle akılcı bir yargılama yoluyla ispatlamaya kalkışmamak.." Tekrar, iddia ve sirayet...
"Tek başına bulunan bir bireyde pek az belli olacak bir nefret duygusu, kitle içinde bulunan bir bireyde vahşi ve yırtıcı bir kine çevrilebilir. sorumluluk duygusuna sahip olmadıkları için, kitlelerin duygularının şiddetli daha farklı cinsten kitlelerde aşırı bir hal alır."
Hassas bir nokta.. ders almalı. "Bir kitlenin fazla kalabalık insanı bir araya toplamış olması şart değildir. birkaç kişi birleşince bir kitle teşkil ederler ve o zaman bunlar alim dahi olsalar, ihtisasları dışında olan mevzular da tam bir kitle karakteri gösterirler. Her birinin tek tek Malik olduğu müşahede hassası ve tenkit kudreti kaybolur."
Reklam
Kitlenin hareketliliğinde ve yapısındaki öfkesinde daima ırkın esas yapısının büyük rolü vardır.
Kitle içinde bulunan birey sadece çokluğun, sayı fazlalığının verdiği bir duygu ile, tek başına olduğu vakit frenliyebileceği, içgüdülerine kendisini terk ederek yenilmez bir güç kazanır. Kitleler isimsiz ve dolayısıyla mesuliyetsiz oldukları için, fertleri daima, her yerde kuşatıcı rol oynayan kendi sorumluluk duygularından bütünüyle uzaklaştırdılar ve onları içgüdülerine daha kolayca bırakırlar.
Kitleler, zekayı değil, orta şeyleri bir araya toplarlar. Seçkin ve değişik alanlarda uzmanlık sahibi kimselerden kurulan bir meclis tarafından alınan genel öneme haiz kararlar, bir ahmaklar topluluğunun vereceği kararlardan hissedilir derecede farklı ve üstün değildir.
Her gün işlediğimiz fiillerimizin birçoğu, anlatamadığımız gizli sebeplerin sonucudur. Hareketlerimizin bilinen nedenleri arkasında, bilmediğimiz bir takım gizli sebepler bulunur. Bilinçli hareketlerimiz, ırsi etkileri altında oluşan bilinçaltı temelinden meydana gelir. Bu Temel, ırkın ruhunu oluşturan sayısız ataların birikimini kendinde taşır. Irkın ruhunu oluşturan bilinçaltı öğelerin etkisiyle, bir ırkın bütün bireyleri; aslında birbirlerinin aynı gibidir. Bir ırkın bireylerini birbirinden ayıran şey, terbiyenin ve istisnai bir kalıtımın sonucu olan, bilinçli şeylerdir. Zekaları bakımından birbirine hiç benzemeyen insanlar, bazı defa aynı isteklere, aynı hırslara, aynı duygulara sahip olurlar. Din, ahlak, politika, Sevgi, nefret gibi duygular alanına giren şeyler de, en yüksek insanlar, hadi bireylerin derecesini pek geçemezler. ünlü bir matematikçi ile kunduracı arasında entellektüel karşılaştırma bakımından uçurum bulunabilir. Fakat ahlak ve inanç bakımından ya hiç fark yoktur, veyahut ta varsa da pek azdır.
Bir uygarlığın yapısı çürüyünce, kitleler onun yıkılmasını çabuklaştırırlar
Soyut bakış açılarından meydana gelen kurallar onlara yönetmeye yetmez. Onlara ancak ruhlarına sindirilen etkiler cazip gelebilir.
Reklam
Yetenek, sezgisel olmaktan ziyade analatik bilgiden gelen daha büyük bir çok yönlülük ve kesinlikte bulunan bir erdemdir. Bu yeteneğin bahsedilmiş olduğu kişi, diğerlerinden daha hızlı ve daha doğru bir biçimde düşünür. Öte yandan, bir dâhi, her ne kadar yaptığı iş sadece önünde uzanmakta olan dünyaya daha derinlemesine bir biçimde bakmak olsa da onların tümünden farklı bir dünyaya algılar, zira dünya, kendini onun zihninde daha nesnel dolayısıyla da daha saf ve belirgin bir biçimde sunmaktadır.
Sayfa 23
“Zaman her şeyin çaresidir derler ya aslında zaman değildir çare, o zaman içinde acılarımızı yenmek için harcadığımız çabadır."
"Bir insanın yaşamının anlamı, o insanın ben' ini aştığı yerde oluşur." Budizm de bu görüşü destekler. Ve daha niceler.. İşin özü kendimizden soyutlanmak ve nesnel bir bakış açısı.. mana buradadır. Herşeyin bir yanılgı olduğuda görülür.
"Dolunaya bakmak insanın üzerinde niçin böylesine cömert, yatıştırıcı ve yüceltici bir etki yapmaktadır? Çünkü bir algı nesnesidir ay, hiçbir zaman bir isteme nesnesi olmamıştır." Fakat "Güneş aynı şeyi hiçbir zaman yapamayacaktır; o, tıpkı yüzüne bakabilmekten tümüyle aciz olduğumuz sonsuz bir hayırsever gibidir."
Patanjali Sutralar ve Schopenhauer
Her güzel eserin kayda değer noktası nesnel bir algı olarak karşımıza çıkmaktadır. "fakat böylesi bir algının en birincil koşulu da istemin, kişiyi saf bir bilme öznesi haline getirecek şekilde tam anlamıyla bir sessizliğe bürünmesi olacaktır." Yoga Sutralardaki saf bilgiye erişme yolunun, Schopenhauer tarafından istem, zekâ üzerinden ele alınması..
Yolculuk yapmak neden zevklidir..
"Tamamıyla tuhaf ve yabancı bir kasabayı görmek, bir yolcunun üzerinde pek Ender olarak iyi bir izlenim bırakırken o şehirde yaşamakta olan bir kişinin kesinlikle bu şekilde düşünmeyeceği açıktır. Çünkü söz konusu izlenim, yolcunun, o şehirde ve orada yaşayanlarla kurulabilecek bütün ilişkilerin dışında olduğunu son derece saf bir nesnellikle algılamasından kaynaklanır. Yolculuk yapmanın zevki de kısmen bu sayede yaşanır."
Sayfa 15
Reklam
Her bir hücre sahip olduğu hafıza sayesinde insan formunu devam ettirdiği gibi, insan da sahip olduğu smritilerle(Hafıza) benliğini devam ettirir. Bu smritileri temizleyene kadar, insan kendini hatırladıkları kadar zannetmeye devam eder.
Sutra 1.11
İnsan doğası gereği sürekli şikayet eder. Durumu olduğu gibi kabul edebilecek kuvveti, yeterliliği olmadığı için hep şartların değişmesini ister.
Sutra 1.37