Bir santrançtan bu kadar duygu çıkarılır mı? Yazarımız çıkarmış... Ancak okurken içim daraldı, sebebi sıkıcı olması veya kusurlardan ötürü değildi, o yoğun duyguyu hissetmemdi.
Sanki odamda sadece çatlak kenarı olan pencere masa, kapı, yatak, leğen, koltuk, pence ve bomboş duvarlar vardı. Dr. B gibi savaş çıksa o an haberim olmazdı dünyadan. Gerildim, daha hızlı okudum cümleleri beni çağırsınlar da sorguya çekileyim diye. Beni sorguya çeken adamlara anlatmak istemedim bildiklerimi ama anlatıp kurtulmak da istedim...
Sonra hiçlik beni içine çekti.
Dr. B santranç albümünü çalarken heyecanım doruklara ulaştı. İstemsizce elimi belime götürdüm kitap düşmesin diye.
Çok anlamazdım santrançtan zaten ancak sevmezdim de. Anlamsız beyaz ve siyah karelerden oluşan tahta bir oyundu benim için.
Dr. B aklından oynadıkça öğrendim,
oynadıkça sevdim,
oynadıkça anlam kazandı o kareler.
Her karede bir savaş verdim...
Daha sonra Dr B kurtulduğunda ne kadar sevindiğimi anlatamam.
Dr. B, O ukala satranç şampiyonuyla oynarken önceki duygularım tekrar filizlendi...
Aslında şuan inceleme yaptığımdan emin değilim. Dr. B ile birlikte gitti azıcık kalan aklım... Duyduğuma göre Stefan Zweig bu kitabından sonra vefat etmiş. Belki kendi HİÇliğini yansıtmış, bu nedenledir okuyuca dokunmasının sebebi.
Ah kıymetlim ah...
Ben geç okuduğum için pişman, buradaki değerli okurlar sayesinde keşfettiğim için minettar oldum...
Yazarımın eline ve çok yıpranmış yüreğine sağlık...