Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhammed b. Abdullah'tan Muhammed Ubeyd'in Hatim-i Esam'dan [kuddise sirruhü] duyduğu şu sözü işitim: "Hiçbir sabah yok ki şeytan bana vesvese verip şöyle demesin: "Bugün ne yiyeceksin, ne giyeceksin ve nerede ikamet edeceksin? Ben de ona, 'Ölümü tadacağım, kefen giyeceğim ve mezarda ikamet edeceğim' cevap veririm."
Sayfa 66
Selef-i sâlihin: Ümmet-i Muhammed'in sahabe, onlardan sonra gelen tâbiîn ve tebeu't-tâbiînin salihlerinden (Allah onlardan razı olsun) oluşan ilk üç kuşağı için kullanılan bir terimdir.
Sayfa 41
Reklam
Muhammed b. Ahmed b. Hamdan'dan, Muhammed b. Ishak Sekafi'nin lbn Ebü'd-Dünya'dan dinleyip kendisine naklettiği şu sözü işittim: "Hikmet sahibi bazı kimseler şöyle der: Sende kusurlar bulunduğu sürece iyi olacağını, (manevi hastalıklardan) şıfa bulacağını sanma. Günah işlemeye devam ettiğin müddetçe de kurtuluşa ereceğini bekleme." Tedavisi: Bu hâletten kurtuluşun tedavisi, Seri-i Sakati'nin [kuddise sirruhu] tavsiyesiyesiyle şöyledir: "Mevlâ'nin bildirdiği hidayet yolundan gitmek, helal yemek, tam takva sahibi olmaktır."
Sayfa 36 - takva; Allah'tan gereği gibi korkarak O'na karşı gelmekten sakınmak, günahlardan ve şüpheli şeylerden kendini muhafaza etmektir.
Kendisi için sevip istediğini kardeşi için sevip istemedikçe sizden biriniz iman etmiş sayılmaz. ( Hz Muhammed) Bu kural, hayatın farklı alanlarında bencillikten kaynaklanan bütün zulüm şekillerinden uzak durmayı gerektirir.
Sayfa 147Kitabı okudu
DİN ADAMLARININ AHLAKI GÖRMEZDEN GELMESİ
Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. ( Hz. Muhammed) Ancak çok ilginçtir ki genel bir içeriğe sahip bu hadis, fıkhi temellendirme ve yasama yorumunda hak ettiği ilgiyi görememekte ve özel içeriğe sahip yahut onun sıhhat derecesinde olmayan başka hadislere hüküm ve fetva bina edildiği kadar ona hüküm ve fetva bina edilmemiştir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Memlükler dönemin de en çok gelişme gösteren İslâmi ilimlerden biri hadis ilmidir. Bu dönemde Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim üzerine önemli şerhler yazılmıştır. Ayrıca hadis ricâli konusunda en güvenilir eserlerden sayılan birçok kitap telif edilmiştir. Bu dönemde Nevevi, Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî (ö. 742/1242), Abdulmü'min ed-Dimyati (6.705/1306), Alauddin İbnü't-Türkmânî (ö. 750/1349), Moğultay b. Kılıç (6. 762/1361), İbn Receb (ö. 795/1393), Hafız el-Irāki (ö. 806/1404), Heysemî (ö. 807/1405), İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852/1449), Zehebî (ö. 748/1347), Aynî, Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî (ö. 923/1517) ve Zekeriyyâ el-Ensârî (ö. 926/1520) gibi önemli muhaddisler yetişmiştir. Hadis ilminde otorite olan bu isimlerden bazılarının Hanefi mezhebine mensup olması dikkat çekicidir. Memlükler döneminin hadis açısından önemli bir husû- siyeti de birçok kadın muhaddisin yetişmiş olmasıdır. Bu doğrultuda Memlükler dönemi ile ilgili incelemelerde bulunan araştırmacılar, bu dönemde çok sayıda kadın muhaddisin yetişmiş olduğunu ifade ederler
Reklam
Kudüs'ün Müslümanlar tarafindan ilk defa iskánında rol alan en önemli şahsiyetler şehrin fethine katılan sahabedir. Bunlar arasında şehri Bizanslılardan teslim alan Halife Hz. Ömer'in Kudüs'e vali tayin ettiği Alkame b. Mücezzizi zikretmek mümkündür. Yine Kudüs'ün fethine katılan Bilal-i Habeşi ve Ebû Hüreyre ile Kudüs'te
"Vallahi! Korkuyorum Allah'ın bize sevabimizi bu dünyada peşin olarak verip ahiretimize bir şey kalmayacağından korkuyorum." Abdurrahman b.Avf(r.a)
" Ey Abdurrahman bundan sonra sarığını böyle sar, tamam mı.." H.z Muhammed (sav)
Hz. Muhammed (Sav)
Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız.
Reklam
Muhammed, "Ebû Kebeşe" (diğer namıyla "Suleym") ile "Muvayhib" adındaki köleleri, bedel karşılığında sahiplerinden satın almıştır. "Sevban" ile "Mid'am" adındaki köleler, başkaları tarafından Muhammed'e hediye edilen kölelerdendir. "Sevban" adlı köle "Abdurrahman İbn-i Avf"ın, "Mid'am" ise "Rifaa b. zeyd Cûzamî"nin köleleri iken, bu kişiler tarafından Muhammed'e bağışlanmışlardır. "Mihran" adındaki köle, Habeş kralı tarafından, "Marya" ile "Şirin" adındaki iki cariye ile birlikte Muhammed'e hediye olarak gönderilmiştir. "Ebû Zumayre" ile "Yesar" adındaki köleler, çeşitli gazalar (savaşlar) sırasında ele geçirilen esirlerden olup, ganimet dağıtımı şeklinde Muhammed'in payına düşen kölelerdir." "Safiye", Hayber Seferi'nde elde ettiği esirlerden biridir ki, onu, azat ederek nikâhına almış ve diğer eşlerinin arasına katmıştır. Bunlar dışında seksen ya da yüze yakın kölesi vardı ki, çoğu, savaşlarda edinilen ganimet mallar olarak Muhammed'in payına düşmüşlerdir.
Muhammed bin Fazl hazretlerinden: Bir kimsenin cahil olduğu şu altı maddeyle anlaşılır. a) Lüzumsuz ve basit şeylere kızması, b) faydasız konularda konuşması, c) yerini bulmadan öğüt vermesi, d) sırrı açıklaması, e) herkese güvenmesi, f) dostunu düşmanını tanımaması.
Sayfa 85 - İsyan ve ÖfkeKitabı okudu
Ünlü Kuşeyri Risalesinin yazarı Ebu'l-Kâsım el-Kuşeyri'nin ve Hatib el Bağdâdî'nin hocasıdır. Ayrıca kendisinin meşhur talebeleri arasında Muhammed bin İsmail Tiflisî, Abdullah bin Yusuf Cüveynî, tanınmış hadisçi Beyhakî, Ebu Said Ebu'l- Hayr ve Ebu Nuaym Isfahanî gibi pek çok ünlü şahsiyeti sayabiliriz.
Sayfa 7 - EBU ABDURRAHMAN SÜLEMÎKitabı okudu
Hz. Muhammed Huneyn harbinde cariyeleri dağıtırken Abdurrahman'a da veriyor ve o da kendisine verilen cariye ile orada, henüz eve dönmeden cinsel ilişkide bulunuyor. Hep vurgu yapıyorum: Bunlar Hz. Muhammed'in seçme kadrosu, ondan cennet müjdesini alan güzide kişiler! A. Rahman b. Avf vefat ettiğinde yüz at, bin deve, on bin koyun bırakıyor ve malının sadece dörtte biri seksen dört bin. a) İbni Küdame, el-Muğni, c. 1 1/282, İddet bölümü. b) Beyhaki, Süneni Kübra, Davalar bölümü, c. 10/445, no: 21264. c) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Nikah bölümü, c. 6/274, hadis no: 17773.
İslâmiyet Suudîlere dinamizm getirdi ve onlar da tüm güney Arabistan bölgesini kendilerine bağladılar ve bölgeyi kontrolleri altına aldılar. 1773'e gelindiğinde, Riyad'ı, 1890- larda Necd ve Hasa'nın tamamını almışlardı. 1812'de ise Ürdun monarşisinin ataları olan Hâşimî kolunun elindeki Hicaz'ı aldılar. Vahhabî ilerlemesi Suriye ve Bağdat'ı tehdit edince Osmanlı imparatorluğu ona karşı koymaya karar verdi. Bu görev Muhammed Ali'ye ve onun oğlu Mısırlı İbrahim Paşa'ya verildi, bunlar 1818'de Suudi Vahhabi iktidarını çölertti ve Suudi Emîri İstanbul'da idam edildi. Suudi ailesi ülkeyi terketmek zorunda kaldı, ve Riyad'ı yöneten Abdurrahman el-Suud 1891'de Kuveyt'e sürgün gönderildi. Fakat Suudîler bu yüzyılın başında güçlü bir liderin, Abdurrahman'ın oğlu Abdülaziz'in yönetiminde yeniden ortaya çıktılar. 1902'de Riyad'ı, 1912'de tüm Need bölgesini ele geçirdiler ve 1926'da Hâşimîleri Hicaz'dan çıkardılar. Abdulaziz, 1927'de kendisini Hicaz kralı ilan etti. 1932'de ise krallığın ismini Suudi Arabistan olarak değiştirdi. Ancak, 1920'lerin başında İhvân hareketiyle birlikte Vahhabî fundamentalizminin doğuşu, Vahhabi bir devlet kurmak istemeyen Abdülaziz için bir problem teşkil ediyordu. 1927'de İhvân hareketini ezmeye girişen Abdülaziz'e, çıkarları İhvân tarafından tehdit edilen İngilizler yardım etti. 1929'da hareket kontrol altına alındı ve Abdülaziz Vahhabiliği yönetiminin beslemesi haline getirdi.
Sayfa 143 - İzKitabı okudu
871 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.