Her ne yapıyorsanız bırakın ve bir an önce bu kitabı alıp okuyun. Kaç kere ağladım kaç kere güldüm sayamadım. Ellerinden öpüyorum Fakir Baykurt, tanıştığımıza çok memnun oldum abiciğim!!”
Cemal Süreya’nın ömrü boyunca aradığı tek şeyin sevgi olduğunu söyleyen kız kardeşi Perihan Bakır abisini anlattığı kitabını şu cümleyle bitiriyor:
“Oysa tek istediğimiz ‘sevgi’ydi... Abiciğim de aradığı o aşkı, sevgiyi ve şefkati içine gömerek gitti...
"Bir kez şey desene. Şey desene şey."
"Ne diyeyim?"
"Şey işte."
"Hmm, abi. Abiciğim."
"Geçti yanıklar, geçti izler, iyileşti çocukluğum. Tek bir kelimeyle."
Her neyse...
Hayır, her neyse değil, Minel.
Beni gerçekten anlıyor musun, Minel? Bir kez olsun beni anlıyor musun, Minel?
Seni yanlış sevmişimdir, sevgim zarar vermiştir sana.
Küçükken anneme sevginin ne olduğunu sordum, sevgi, bağlılıktır dedi; babama sevginin ne olduğunu sordum, normalde cevap vermezdi ama o gün iyi tarafına denk gelmiş
Selimiye Üçlemesinin üçüncü ve son kitabı.
1.ve 2.kitaplar arasında ufak da olsa bir bağlantı vardı ama bu kitap diğer ikisindeki karakter ve olaylardan bağımsız bir kitaptır. Üçlemedeki yerini belirleyen şey, aynı yıllarda aynı cezaevinden yazılmış olmasıdır. Kitabın dili gayet akıcı ve fakat işkence sahneleri o kadar ağır ki, okuyucuyu
'' Işıklar''
'' Işıklar, abiciğim bizim ortak noktamız. Bunu unutma.''
Abiciğim dedi, kendimi daha güçlü hissettim; korkmuyor gibi değil, korkularımı yenecekmiş gibi.''
Nereden başlasam, nasıl ilerlesem bilmiyorum ama son elli sayfayı okurken yaşadığım işkenceden sonra içimi dökmek zorundayım. Birinci kitap benim için faciaydı, yorumumu okuduysanız çektiğim acının her satırdan taştığını görebilirsiniz. Ciddi anlamda okurken zorlanmış, sinirlenmiş ve kitap bittiğinde derin bir nefes almıştım. Üç kitabı da en başta
Uyumadan önce buranın en güzel abisini seçtim. Duruşu, tevazusu, hoşgörüsü, inceliği, güzel kalbi, kırıcı olmayan yorumları...
Beyoglu'nun en güzel abisi varsa 1000 Kitabında Mesut abisi var. Saygılar Mesut abiciğim.🙆🙋