Sevinç Kuşları 1

Deccal'in Hatırı

Sezgin Kaymaz
"Bir çift ölü göz gözlerinin içine dikilmiş, öbür dünyadan buna bakıyordu sanki. Ve ne kadar kibar konuşuyordu ölü. Kılığına bak, ya otopark değnekçisi ya durak kahyasıdır derdin; yüzüne bak, melek midir nedir; gözüne bak, ölmüş de haberi yok yazık; hiçbir yerine bakmadan sırf dinle, haber spikeri. Ve de ne kadar aşina geliyordu Allah'ım. Ve maalesef nasıl da ürpertiyordu."Deccal olmak, melek olmak… Ölü olmak, diri olmak… Hasta olmak, sağlıklı olmak… Erkek olmak, kadın olmak, eşcinsel olmak, başka cins olmak… (Bir de "cins" olmak var tabii, o ayrı!) O kadar ayrılar, o kadar başkalar mı gerçekten? Bir bakın, bir düşünün bakalım.Sezgin Kaymaz, hem tiryakilerine alıştıkları lezzeti hep yeniden sunan, hem de hep yeni sulara açılan bir yazar. Tekinsizliğin, şiddetin, "kötülüğün", olağanüstünün ve gündeliğin içinden hep sevinç kuşlarını havalandıran bir yazar, aynı zamanda… Deccal'in Hatırı'nda sevinç kuşları, koma halinin, manyak doktorların, mafyacıların, polisçilik oynayan polislerin, lubunyaların, haris rantiyelerin ve tabii her zaman olduğu gibi, garibanların arasından havalanıyor.
429 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

429 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Şizofren edersin, hasta edersin Sezgin Kaymaz!
İnsafsızsın oğlum Sezgin Kaymaz. Niye hıçkıra hıçkıra ağlatıyorsun lan bizleri? Böyle şahane ötesi bir kitaba inceleme yazayım diyorum ama ne yazayım ben arkadaş bu kitaba. Ne yazayım da hakkını vereyim. İçimdeki gülme krizini susturamadan hıçkırdığımı mı anlatayım. Yoksa sağ gösterip sol vururken yaşattığın şaşkınlıkları mı anlatayım? Eşcinselliği öyle muazzam işleyip, hayat kadınlığı konusunda master yaptığını mı anlatayım? Aile içi sevgisizliği öyle alelade bir şekilde anlatıyor gibi yapıp insanı can evinden vurmandan mı bahsedeyim? Mayfa-emniyet ilişkisini öksüz ve yetim bir çocuk üzerinden burnumuzun direğini sızlata sızlata anlatmanı mı söyleyeyim? Yoksa hepsini geç yine muhteşem bir olay örgüsüyle 15'e yakın karakterin her birine başrol vererek içimize sokmanı mı anlatayım? Ne yapayım ne edeyim de seni anlatayım? Bu kitabın 95 kere okunmasına mı üzüleyim yoksa hala Sezgin Kaymaz okumayanlara mı yanayım? Asla anlatamam, asla bahsedemem. Ha alır kitabı okursunuz sonra da günlerce üstünde konuşuruz o ayrı. Ama asla Sezgin Kaymaz okumamış birine, ve hatta bu kitabını okumamış birine bir şey anlatamam. Benim için Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri. Değeri bilinmeyen yazarlardan. Bir yazarın her kitabı mı şaheser olur anlayabilmiş değilim! Okumayan çok şey kaybeder. Hangi kitabını saysam diğerinin hatrı kalır. O yüzden Deccal'in Hatrı kalmasın, izi kalsın diyerek incelememi bitiriyorum.
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
8/10 puan verdi
Cut
Hikâye, kahramanlarından biri olan Köfte Necmi’nin etrafında şekillenir. Necmi, ilginç ve absürt bir şekilde "Deccal" olarak anılmaya başlanır. Bu lakap, başta masum bir şaka gibi görünse de zamanla ciddi bir meseleye dönüşür ve olaylar büyüyerek karmaşıklaşır. Necmi'nin, kendini bir anda inanılmaz olayların merkezinde bulduğu bir
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
aşk, başlayan yolculuktu. ne durağı vardı, ne de sonu. sadece yolculuktu
"Sezgin Kaymaz,üstad seni ne kadar geç keşfetmişim ben! " dedirten bir eserin daha sonuna geldim. Birbirinden farklı onlarca karakter ve hepsi her ne kadar sıradışı ise bir o kadar da sıradan. Müthiş bir Ankara romanı, polisler, mafya, doktorlar, zenginler, garibanlar, farklı farklı onlarca insanın kesişen hayat hikâyesi.Bir eser düşünün aynı anda hem komik,keyif verici,duygusal, eğitici, şaşırtıcı hem de hüzünlü, ürkütücü ve sıradışı.
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Şaheser
Bu kitabın üstüne laf söylemek taş eder insanı.Sezgin Kaymazı zaten cok cok severim.Kulliyatıni bitirmeme de az kaldı.Ancak boyle bir kitap beklemiyordum.Deccalin Hatiri Sevinc Kuslari uclemesinin ilk kitabi.Kitabi okumadim sanki izledim.Olaylar yanimda akip gitti.Kitapta cok fazla karakter var.Ve bu karakterleri ete kemige burundurmek gercekten cok zor bir is ancak Sezgin Kaymaz oyle bir ustalikla yapmis ki bunu.Her karakterin ici dolu.Hepsinin duygusu geciyor size.Sanki karsiniza gecmiste dertlerini anlatiyor size.Simdi bir hastaneye gitsem gozum Veysel'i yada Naim'i arar mesela.Yada bir karakolda Hayri'yi.Sezgin Kaymaz muhtesem bir eser koymus ortaya.Bakalim üçlemenin diğer kitaplari nasil...
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sezgin Kaymaz son yıllarda keşfettiğim, okuduğum her kitabıyla beni dehasına bir kere daha hayran bırakan bir isim. Bu kitabın da nasıl aktığını anlamak mümkün değil, kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz.. Şimdi sırada 2. ve 3. ciltler var.
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Çok karakter, çok olay, çok acayip bir sarmal... Labirentte dolaşır gibi okuyor, kaybola kaybola buluyorsunuz çıkışı. Sevinç Kuşları serisinin ilk kitabıydı. Hiç ara vermeden -zira bağlantı varsa karakterleri unutmak istemem- serinin ikinci kitabına başlıyorum.
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
8/10 puan verdi
Roman değil; Yürek Yarası!
Müthiş bir hikaye. Olayın işlenme şekli harika. Yazım harika. Dil kullanımı harika. Her şey çok iyi ama şu cinsellik…belki de bana biraz fazla vurgulu gelmiş olabilir.
Sezgin Kaymaz
Sezgin Kaymaz
‘dan bu denli etkileyici bir eser beklemiyordum açıkçası…en başından en sonuna düşmeyen hararet ve yürek sancıları içinde üçlemenin ikinci kitabına geçiyorum. Ah be İrfan…Ah be Celal…diye diye.
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Birbirinden değişik karakterlerle dolu bir kitaptı. Bazıları biraz abartılıydı. Her karakteri sevdim diyemem. Mafya babaları, fahişeler, doktorlar, polisler bir dolu tipleme vardı. Kitap akıcılık yönünden gayet iyiydi fakat gerçekçilik yönü zayıftı. Anlatılan olaylar bazen absürttü. Sezgin Kaymaz'ın değişik bir bakış açısı var ve bunu kitaplarında görebilirsiniz. Bazı konulardaki fikirlerine katılmasamda yazarın okurken sıkılmayacağınız kitaplarından biriydi.
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
daha 60.sayfa..allahım ne okuyorum ben böyle ??? gözlerimden yaşlar akarak, kahkahalarla gülerek.. o tasvirler, ruh hallerini anlatırken kurulan muhteşem cümleler, gözümün önünde canlanan karakterler... harika. olağanüstü..
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma
429 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
#Sezgin Kaymaz okuduysanız bilirsiniz, kalemi biraz farklıdır. Bol küfür içerir. Ama hiç rahatsız etmez. Güldürür, güldürürken düşündürür. Yazarı okumaya BenYusuf isimli kitabıyla başladım. Bana öneren arkadaşım ya çok seversin ya hiç sevmezsin demişti ki ben çok sevdim. Hatta okurken gülme krizlerine girdim. Sonrasında Uzunharmanlarda Bir Davetsiz Misafir, sonrasında da Bugün Bize Kim Gelmiş? Kitaplarıyla devam ettim. Üçünü de keyifle okudum. #Deccalın Hatırı #Sevinç Kuşları serisinin ilk kitabı. Okuduğum diğer kitapları kadar keyif alamadım maalesef. Evet kurgu farklı, karakterler; çatlak doktorları, polisi, mafyası, fakiri, zengini, garibanı eğlenceli amma velakin; o kadar çok eşcinsel karakter ve ilişki vardı ki… Bir süre sonra rahatsız etmeye başlıyor. En azından ben vıcık vıcık eşcinsel muhabbetlerini okurken keyif almadım. Dolayısıyla seriye devam eder miyim? Bilemiyorum. Ama Sezgin Kaymazın diğer kitaplarını okumaya devam Sanırım ben yazarın Sabişli, Hülyalı, kedili-köpekli kitaplarını okumayı daha çok seviyorum
Deccal'in Hatırı
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014502 okunma

Yazar Hakkında

Sezgin Kaymaz
Sezgin KaymazYazar · 17 kitap
Sinop (Erfelek) doğumluyum. 5 yaşıma kadar orada kaldım, babam bizi terk ettikten sonra 5 kardeş, bir de anne Konya'ya taşındık. İlkokulu ve Koleji (O zamanlar Maarif Kolejiydi) Konya'da bitirdim. 1980'de Hukuk okumak için Ankara'ya geldim. Sporla ilişkim okulla olan ilişkime ağır bastığı için üçüncü senemde Hukuk Fakültesinden ayrılıp Hacettepe İngiliz Dil Bilimine geçtim. Son sınıfa kadar okulun en başarılı öğrencilerinden biri olmayı bile becerdim. Son sınıfa dönemlik kaydımı yaptırmaya gittiğim gün Türkçe dersini alttan almam gerektiğini, çünkü çaktığımı söylediler. Ben de sinirlenip son sınıftan terk ettim. O arada öğrenci affı çıktı. 10 sene önce sıkılıp bıraktığım Hukuk Fakültesinin 10 sene önce yüzüne bile bakmadığım derslerine üç ay çalışarak hepsini verdim ve afla geri dönüp yeniden Hukuk öğrencisi oldum. Bir süre sonra sınıf arkadaşlarım işi abartıp bana "Amca" demeye başladıkları için tekrar sıkıldım ve tekrar bırakıp İngiliz Dil Bilimine döndüm. Çok şükür diplomamı aldım.  Spora cirit ve çekiç atarak başladım, daha sonra hentbolü seçip 31 sene boyunca antrenörlük yaptım. Araya sıkıştırdığım spor değil okul oldu her zaman. Bu süreçte Kulüp takımlarının yanı sıra Millî Takımları da çalıştırdım.  1990 senesinde günlük uyku ihtiyacımın 1-2 saati geçmediğini, hâttâ 3 saat uyuduğum zaman ertesi gün akşama kadar baş ağrısı çektiğimi fark ediverdim. Geceleri okumaktan sıkılınca da yazmaya başladım. Çok sevdiğim bir arkadaşım taslaklardan birini İletişim'e sızdırınca da Can KOZANOĞLU bana "yazar" dedi. O günden sonra spor dahil diğer bütün işler "araya sıkıştırılan" işler oldu. Yazmanın bu kadar hoşuma gideceğini bilseydim 31 sene top peşinde koşmazdım. Gerçi şu anda Voleybol Federasyonunda top kovalamaya devam ediyorum ama gecelerin bana kalan birkaç saatlik kısmı var. Orada yazmaya çalışıyorum. 
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.