Belli bir yaşı geçince yaşam dediğin, sahip olduğun şeyleri sürekli kaybettiğin bir süreçten öteye geçmez. Yaşamın için önemli olan şeyler, bir tarağın dişlerinin birer birer kırılıp gitmesi gibi insanın elinden kayıp düşüverir. Bunların yerine eline geçense değersiz, tuhaf şeyler olur. Vücudun yetenekleri, arzular, hayaller, idealler, kendine güven, anlam, hatta aşık olduğun insanlar, peş peşe yok olup gider. Veda ederek ayrılanlar, hatta bir gün hiçbir şey söylemeden ortadan yok olanlar olur ve bir kez yitirince bunları bir daha asla tekrar elde edemezsin. Yerine koyacak bir şeyler de bulamazsın. Bazen vücudunu lime lime doğranıyormuş gibi hissedersin. Bu, çok acı veren bir şeydir.
Her ayrılık yeni bir veda;
Her ayrılık yeni bir yara…
Her ayrılık yeni bir gözyaşı;
Her ayrılık yeni bir acı;
Her ayrılık yeni bir sızı;
Her ayrılık biraz daha olgunlaşma;
Her ayrılık yeni de bir başlangıç…
Veda etmeye cesareti olmayanın sevmeye de cesareti olmazmış.Acı çekerek öğrendin.Her aşk, içinde bir ayrılıkla, bir vedayla büyürmüş.Acı çekerek öğrendin.Ayrılık, aşığın kalbinde kabuk bağlamayan yaraymış.Acı çekerek öğrendin.