Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için. Ah, ben öyle oyuncular gördüm ki sahnede, öyle beğenilen, alkışlanan oyuncular gördüm ki, günaha girmeyeyim ama, değil Hristiyan, değil Müslüman, insan bile değillerdi. Öylesine şişirme, uydurma hallere giriyorlardı ki, dedim bunları tabiatın kaba işçileri yaratmış olmalı, insan yapıyorum derken insanlığın berbat bir kopyasını yapmışlar.
benim de ölümüm gelip çatacak bir gün
ışık dalgalarıyla parıldayan bir baharda
uzak ve dumanlı bir kışta
ya da feryat figandan arınmış bir hazanda
benim de ölümüm gelip çatacak bir gün
bu acı, tatlı günlerin birinde
diğer günler gibi bomboş bir günde
bugünün ve geçip giden günlerin gölgesinde
gözlerim karanlık hollere dönecek
soğuk mermerlere
Açlıktan kıvranan insanlara ot yiyin diyen Foulon! Bir kuru ekmek veremediğim yaşlı babama ot ye diyen Foulon! Anasının kuruyan memesinden süt ememeyen bebeğe ot em diyen Foulon! Ah bu Foulon! Tanrım ne acılar çektik! Duy beni ölen bebeğim ve eriyip giden babacığım! Şu taşın toprağın üzerine yemin ederim ki intikamınızı alacağım Foulon'dan!
Çocuklarımın vazifesiyle yaptığımız bir hesaba göre geçen 22 sene zarfında yırtıksız tam bir sene birlikte bulunmamışızdır. Şu küçük izahım evlatlarımın talim ve terbiyesinde ne kadar muztar ve naçar kaldığımı ispat eder
Ah, Werther ne çok ağlattın beni... Kiminle göre saplantı olan Werther'in aşkını tüm kalbimle hissettim. Saplantı diyemedim. Werther'a karşı hissettiğim üzüntü buna izin vermedi. Sadece aşkını okumadım ki. Yüreğini okudum Werther'ın. Kimi zaman aşkı onu kör ettiği için yanlış yargılara varsa bile özünde her zaman merhameti olan bu adamın sadece aşktan delirmiş biri olduğunu anladım. İncelememi objektif yapabilecek miyim, bilmiyorum ama deneyeceğim. Lotte'nın kitabın başlarında Werther'a umut vermediğini düşünsem de ilerledikçe Lotte'nın bir şey yapmakarak bile umut verdiğini gördüm. Evet, Lotte bence her zaman umut verdi. Werther'in ona beslediği hisleri bile bile en başından umut verdi. Bu umudun Werther'i öldüreceğini biliyor muydu, bilmiyorum. Bildiğim şey kitabın son sayfalarında Werther'in öpüşüne karşılık veren Lotte'nin hiç de isteksiz olmadığı. Bir gün öncesinde onun sarılışına ve öpüşüne karşılık veren Lotte'nin ertesi gün Werther'in intihar edeceğini bile bile silahları kendi elleriyle yollamasını bekliyor muydum? Hayır, bu kadarını beklemiyordum. Werther'in ölmeden önce bıraktığı mektuplarda bile kendisini Lotte için Lotte'ye olan aşkı için feda ettiğini söylemesi beni korkuttu. Aşktan korktum. İlk defa. Aşk öldürmeli mi, yaşatmalı mı? Kimi aşklar daha okuyoruz imkansız olan ama Werther gibi kendisini kafasına silah dayayıp öldürmeyen. Onlar kendisini öldürmüyor diye yaşıyor mu dersiniz? Benim diyeceğim tek şey: ölümle lekelenmişse aşk uzak olsun benden.