yazar,küçük bir kasaba,cinayet,aşk,tanrıyla konuşmalar...5 yıl sonra gelen kitap beni biraz hayal kırıklığına uğrattı..kitaptaki tek ilgiyle okuduğum bölümler "tanrıyla konuşmalar" oldu..
Son OyunAhmet Altan · Everest Yayınları · 20131,371 okunma
Nispeten okunulabilecek bir kitap, biraz karışık bir anlatım.Çabuk geçişlerle okuyucu da ilgi çekmeye çalışırken, kopukluklar yaratıyor ve bu kitaba ilgiyi artırıp dikkat çektireceğine kafa karıştırıyor.
okudum okurken gerildim yakalandı yakalanacak diye hayatta farklı heyecanlar olmalı bence ama böyle değil tabi ama bunu hak eden bazı eşler yok değil. yinede allah doğru yoldan ayırmasın çok çüretkar anlatmış nu yormdan sonra tercih sizin
Daha önce de Sudaki İz adlı kitabını okumuştum. Çok müstehcen idi. Bunu da yarım bıraktım. Zaten bu adamı hiç sevmiyorum. Kitaplar evde vardı, merrak ettiğim için okudum...
Bu romanda herkesin gözleri lacivert. Hiç lacivert göz görmedim ama lacivert gözleri severim. Lacivert gözlerin derinliklerinde, bilinmeyen diyarlardan maceraperest seyyahların getirdiği anlamlar yatar. Bence tabii...
Dışarıda cıvıltılı bir ilkyaz güneşi, tazelenen ve yeniden doğan dünyanın yeşillikleri üstüne, işveli bir salıntıyla sıcacık altın tozları serpiştiriyor. Ben, senin için ey kari, bir roman yazıyorum.
Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir. Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok. Tamam mı? Yoo, tamam değil, çünkü fikrimi yeniden değiştiriyorum, zil çalıyor ve Ali, yani kardeşim geliyor. Karşımdaki koltuğa oturuyor, bir yandan da önümdeki kağıtlarla daktilo makinesine şöyle bir göz atıyor.
- Ne yapıyorsun?
- Roman yazıyorum.
Haksız yere azarlanmış bir çocuk gibi, bir an irkilerek anlamadan bakıyor yüzüme.
- Niye?
dört mevsim sonbahar/ahmet altan