Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yakutlar
Yakut Türkü, tam mânasiyle, yemeğe düşkündür. Başlıca gıdayı at ve sığır etiyle, inek veya kısrak sütü teşkil eder. Kırgızlar gibi ekmeği bilmezler. Kuru ve taze balık da yerler. Esas içkileri kımız’dır. Çay içenler de vardır. Rus idaresi alkollü içkileri de sokmayı ihmal etmemiştir.
Reklam
Uygurlarda fikir hayatı da yüksek bir seviyeye ulaştırılmıştı. Çin kaynaklarına bakılacak olunursa, Uygur hükümdarlarının saraylarında yerli ve yabancı tarihçiler, şairler, âlimler, sanatkârlar, musikişinaslar sempatik bir himayeye mazhar olmuşlardır. Mürebbilerin şehzadelere ve yüksek tabaka çocuklarına ders verdiklerini, şiir inşad edecek kadar kudret sahibi olduklarını, kütüphanelere rastlandığını Uyguristan'da seyahat etmiş Çin gezginlerinden öğrenmekteyiz. Hatta elimize geçen bir Uygur el yazısı, bir Uygur şehzadesinin fevkalade güzel "kobuz" çalıp şarkı söylediğini nakletmektedir. Böylece Turfan vahasında geniş bir yayılım sahası bulunduğundan şüphe etmediğimiz musiki zevki, Uygur Türklerinde, şimdiye kadar pek az araştırılan manzum bir edebiyat nevinin de doğmasında amil [etken] olmuştur. Seyahate çıktıklarında musiki aletlerini de beraberlerinde taşıyacak kadar musikiye düşkün oluşları bunun başlıca delilidir.
•Divana ayrıca bir Türk haritasının da eklenmesi unutulmamıştır. • Haritanın ana merkez noktasını Türk hükümdarlarının oturdukları Balasagun şehri teşkil etmektedir. •Diğer coğrafi adlandırmalar, haritanın merkezine göre ayarlanmıştır. • Türklere ait olmayan yerlerin haritaya alınmayışı , Kaşgarlı'nın milli şuurundan ileri gelmiştir.
Divanü Lügat-it-Türk adını taşıyan bu eserin bugün yeryüzünde bir tek yazma nüshası vardır. O da İstanbul'da Fatih Millet Kütüphanesi'nde Ali Emirî kitapları arasındadır. Kaşgarlı Mahmut'un diğer eserleri maalesef ele geçmemiştir.
Sayfa 5 - Altınordu YayınlarıKitabı okudu
•Türk şivelerinin en kolayı Oğuz Türklerinin kullandığıdır •En sağlam ve en doğru Türkçe Tuhsılarla yağma boylarının konuştukları Türkçedir. •Türk şivelerinin en incesive zarifi , hatta en açığı Hakaniye Türkçesidir.
Reklam
Yalnız oğuz boyuna mensup kabilelerin damgaları esere alınmıştır. Diğerlerininki ihmal edilmiştir.
Türkçe
Türk sarfının zenginliği ve derinliği üzerinde hassasiyetle duran Max Müller olmuştur. Bu bilgine göre Türk sarfı şekilce hayret verici bir güzelliğe maliktir. Bilhassa fiil, isim vesaire gibi dil unsurları değişmelerindeki uyarlık ve düzenlik, nihayet bütün Türk dili teşkilatında ve bünyesinde beliren açıklık ve sadelik, insan zihninin, ruhunun dil yapısında ne kadar yükseğe çıkabileceğini göstermektedir.
Sayfa 53 - AlfaKitabı okuyor
Coğrafik durumu dolayısıyla, yabancı dil tesirinden uzak kalan Yakut Türkçesi, bu güne kadar koca sahanın, rakipsiz bir ifade vasıtası olmuş, memuriyetle ve sürgünle gelenler kim olursa olsun, Yakutçayı öğrenme zorunda kalmışlardır.
Vefa Yüksek Muallim okulu
Fakülteye büyük bir zevk ve iştah ile devam ediyordum. Adla­rını kitaplarda gördüğümüz hocaları derslerde karşımda gördü­ğümde dünyalar benim oluyordu. Profesör Von Aster ve diğerle­ri gibi... Diğer yandan namlı edebiyatçı ve tarihçileri uzaktan da­hi olsa görmek bana heyecan veriyordu. Halide Edip Adıvar, ta­rihçi Mükrimin Halil, Ahmet Caferoğlu, Sadri Maksudi bunların başlıcalarıydı.
Reklam
Türk dünyası ,bu eserin yaşı ile birlikte,Xl.asırdaki ile bugünkü hayatını bir daha gözden geçirme fırsatını bulacak , tarihi kültür birliğinden bugün de hiçbir şey kaybetmediğine şahit olacaktır.
Ortaçağda İslam medeniyetinin çevresine giren Türklerin askeri zaferleri İslam âlemi için büyük bir övünme vesilesi teşkil eylemiştir. Nitekim Kaşgarlı Mahmud, Divan'ında büyük bir iftiharla, "Türk" adının Tanrı tarafından verildiğini ve bir hadise istinaden, güya Tanrı'nın "Benim bir ordum vardır, ona Türk adını verdim, onları Doğuya yerleştirdim. Bir ulusa kızarsam, Türkleri o ulusun üzerine musallat ederim" demiş olduğunu naklettikten sonra, kendisi de: "İşte bu, Türkler için bütün insanlara karşı bir üstünlüktür. Çünkü Tanrı onlara ad vermeyi kendi üzerine almıştır, onları yeryüzünün en yüksek yerinde, havası en temiz ülkelerinde yerleştirmiş ve onlara kendi ordum demiştir" diyerek, Türklüğe karşı hissettiği hayranlığı gizlememiştir.
Divanü Lugati't-Türk, 1, 294; Besim Atalay tercümesi, s. 351.Kitabı okudu
Bulgar dil anıtlarının Romanya toponimisinde [yer isimlerinde] yerleştiği ileri sürülmektedir. Bulgarlar, Peçenekler ve Macarlar tarafından hangi adların verildiğiyse şimdilik kesin olarak bilinmemektedir. Fakat "Jula," "gyula," "giula" toponimleri [yer isimleri] tamamıyla Bulgarlara aittir.
Sayfa 141 - G. Moravcsik, Byzantino turcica, II, Die Sprachreste der Türkvölker in den byzantischen Quellen, Budapeşte 1943 s. 296-298; A. Decei, Toponymie türque de la Roumanie, Louvain 1951 (Toponomastik Kongresi Raporları), s. 367Kitabı okudu
Divanda Türkçe olmayan bazı kelimeler, Türk dili ailesinden sanılmıştır. Tersine bazı Türkçe kelimeler de yabancı kelimeler arasına alınmıştır. Bu noktada bazı uygunsuzluklar bulmak mümkündür.
DARÜLFUNÜNUN KARA, DAHA DOĞRU BİR TABİRLE YÜZ KIZARTACAK LİSTESİ    Darülfünunun ıslahatının zamanı yaklaştıkça darülfünunun müderrisleri ve muallimleri arasında gittikçe artan telaş ve dedikoduları yakından seyretmek, ibretle bakılacak bir levhadır. Memleketin ilim ve irfan ordusunun bu başı bozuk erkânı harpları yeni yapılacak Darülfunünun
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.