Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne güzel cahildik, Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek
Sanırım hepimizin hikayelere ihtiyacı var, hayata devam edebilmek için hikayeler uyduruyoruz. Ve sanırım uzun zaman önce büyük öyküler vardı. Öyle büyük öykülerdi ki, tüm hayatını onlarla geçirebiliyordun. Tanrının ve Kaderin Güçlü Elleri. Aydınlanmaya yapılan yapılan yolculuk. Sosyalizm Yürüyüşü. Ama hepsi öldü ya da dünya yaşlandı, bunadı ve tüm bunları unuttu. O yüzden şimdi hepimiz kendi öykülerimizi uyduruyoruz. Küçük öyküler. Farklı şekillerde. Ama her birimizin bir tane var.
Reklam
Yirminci yüzyılda, bir islam ülkesinde yaşayan bir derviş, fevkalade kozmopolit, fevkalade modern bir alışveriş merkezinde, burjuvaların gözdesi pahalı bir lokantaya girer. Bir biftek ve Fransız kahvesi ısmarlar. Bifteğini yer, kahvesini içerken o, tayy-i mekan, tayy-i zaman etmiştir. 2004 yılında, Frengistan ülkelerinden birinde, dünya başkentlerinin en büyüğünde kurulmuş bir sufi dergahında, büyük ve muhteşem bir halka oluşturmuş "Ya Hayy, Ya Kayyum" diye dönüp duran bir dervişler devranına katılır. Devrandan sonra oturur, dervişlerle sohbet eder, çay içer, fındık fıstık yer. Kalkar. Frengistan'daki büyük dünya başkentinden bir başka dergaha gider. Her milletten dervişlerle sohbet yapar, gönlünü şenlendirir. Geriye kalan dergahları görmeyi bir başka güne bırakarak yine tayy-i mekan, tayy-i zaman eder, İslam ülkesindeki modern alışveriş merkezinde bulunan o pahalı lokantaya döner, hesabını öder. Derviş sonra gönlü şenlenmiş, ruhu ibadet le neşelenmiş olarak kalkar gider. Pahalı lokantadaki burjuvalar yemeklerine devam etmektedirler. Bilenler der ki, bütün sır, gönlün ışıttığı o zihinsel ekranda, "tahayyül" denen o mübarek odaktadır. Kalbini yeterince cilalayan, tahayyülünü yeterince inceltip geliştiren, Hz. Allah'ın dostluğunu kazanan, zahirde hangi zamanda, hangi mekanda görünürse görünsün, gerçekte Hz. Allah'ın ve O'nun dostlarının yanındadır.
Sayfa 101Kitabı okudu
399 syf.
4/10 puan verdi
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından Japonya Amerikan işgali altındadır. Yoksulluk, çaresizlik ve utanç içindeki halk, sefil ve acınası bir ortam içinde ümitsizce yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Kadınlar karınlarını doyurabilmek için vücutlarını satmakta, halkın çoğu bombalanmış evlerde yaşamakta ve karaborsadan alışveriş yapmaktadırlar.
Tokyo Sene Sıfır
Tokyo Sene SıfırDavid Peace · Sel Yayınları · 201116 okunma
"... Avrupa'da en çok alışveriş merkezi inşa edilen şehir burası. Peki çocuklarımızın nefes alabileceği kaç parkımız kaldı? Kaç yeni müze açıldı? Kaç yeni kültür merkezi? Bu, sadece bir bina yapımı değil Nevzat Bey, bir yaşam biçimi dayatması."
Sayfa 186Kitabı okudu
Dinle, sana sevmenin ne olmadığını söyleyeceğim önce. Ne olduğunu sen sonra anlayacaksın. Dinle. Sevmek alışveriş değildir. Geometri değildir, aritmetik değildir. En değerli şeydir belki, ama karşılığında hiçbir şey alınamaz. Karşılıksız bir çeke atılmış kuru bir imza değildir sevmek. İskambil kağıdı değildir, zar değildir, bir dilim ekmek değildir, bir kadeh içki değildir, hesap pusulası değildir sevmek. Sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir, altınla değil. Sevilmekse; sevmenin mükafatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş başka bir sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez. Sevgi; gram değildir, mesafe değildir. Derinlik sanırsınız, yüksekliktir o. Sevgi, dudak değildir, göz değildir, saç değildir. Sandalye değildir sevgi, fakat her şeyden güzeldir sarhoşluğu. Geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir, tablo değildir.heykel değildir. Okuyamazsınız, kitap değildir. Bilmece değildir, çözemezsiniz. İsteseniz de içinizden atamazsınız, kan değildir, kesip damarlarınızı akıtamazsınız. Siz ağladıkça o güçlenir içinizde. Akmaz, gözyaşı değildir. Kuş değildir uçmaz, çiçek değildir kokmaz. Bitmez, çile değildir. Ne desen o değildir sevmek. Sevgiyi tarif etmeye kalksam, seni anlatırdım.
Reklam
-Aşkta karşılık beklemek olur mu? -Buna düpedüz aşkıyla alışveriş yapmak denir. İnsani diye bahsedilen muhabbette bile "Ben onu seviyorum ama o da beni sevsin" diyorsan ona aşk demezler. Sen onun tarafından sevilmeyi seviyorsun. "O bana ne verir" diye değil, "Ben ona ne verebilirim?" diye düşündüğün zaman aşk olur.
Eskiden insanlar hayatlarından memnun olmadıklarında devrim yaparlardı. Şimdi alışveriş yapıyorlar.
Herkese merhabalar, Süper Hafıza 5000 serisinin Mavi ve Yeşil kitabını arıyorum lakin alışveriş sitelerinde (baktığım kadarıyla) tükenmiş.Bu konuda yardımcı olabilecek var mıdır?
"Varoşlar şiddeti hâyâl eder. Cömert alışveriş merkezlerinin çevresine sığınmış mahmur villalarında uyuyakalmış, daha tutkulu bir dünyaya uyanacakları kâbusları beklerler sabırla..."
Reklam
EĞER, ÇÜNKÜ, RAĞMEN SEVGİSİ Japon yazar Masumi Toyotama bakın sevgiyi nasıl üçe ayırmış..? Birincinin adı "Eğer" türü sevgi; Belli beklentiler karşılığında verilen sevgi... Eğer beni seversen, seni severim, Eğer beklentilerimi karşılarsan seni severim. Şartlara bağlı alışveriş sevgisi, Bunu sevgi sanan insanlar çoğunlukta. Beklentiler karşılanmadığında, düş kırıklıkları ve nefrete dönüşen sevgiler. İkinci tür sevgi "Çünkü" türü sevgi... Nitelik ve koşullara bağlı bu tür sevgi... Seni seviyorum çünkü güzelsin / yakışıklısın Seni seviyorum çünkü beni seviyorsun. Güven duygusu olabilir mi, bu tür sevgide... Peki hepimizin peşinden koştuğu gerçek sevgi hangisi...? Sevgilerin en gerçeği "Rağmen" türü sevgi... İnsanı hatalarına, kusurlarına, geçmişine rağmen sevmek. Notre Dame'nın kamburundaki Esmeralda'yı hatırlayın.. Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olan, bir adam olmasına "rağmen" seven Esmaralda'yı... Peki bu dünyada sevgi ne kadar var; Bence açlığımızı bastıracak kadar, tadımlık çoğu.. Dünyadaki en büyük kıtlık "Rağmen" türü sevginin çok az oluşu, ...Rağmen sevelim, bakalım o zaman kimse sarsabiliyor mu o duyguyu... Yüreklerin en çok susadığı sevgi bu... Güzin Yeğin
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.