Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Jimmy gidip diplomasını aldı. Deli gibi alkışladım. Onunki gibi bir anne ile yaşayabilen herkes alkışlanmayı hak eder.
Ya bir kalıp bulurdun kendine, ya da açlıktan ölürdün.
Albay Sussex madalyayı gömleğime iğneledi. Uzanıp elimi sıktı sonra. "Kutlarım," dedi. Sonra gülümsedi bana. Ve gitti. Yaşlı osuruğa bak hele. Her şeye rağmen o kadar da kötü biri değildi belki de... Eve yürürken madalya cebimdeydi. Albay Sussex de kimdi? Herkes gibi sıçmak zorunda olan biri. Herkes sisteme uyup içine girebileceği bir kalıp bulmak zorundaydı. Doktor, avukat, asker - ne olduğu mühim değildi. Kalıbını bulduktan sonra ileri doğru gitmeye çalışıyordun. Sussex de herhangi biri kadar çaresizdi. Ya bir kalıp bulurdun kendine, ya da açlıktan ölürdün. İftihara geçen öğrencilerin diplomaları önce verilecekti. Çağrıldıkça geliyorlardı. Abe Mortenson'un adı okundu. Diplomasını aldı. Alkışladım. "Nasıl bir geleceği olacak?" diye sordu Jimmy. "Bir yedek parça fabrikasında mali müşavir. California'da, Gardena yakınlarında." "Ömür boyu tek iş..." dedi Jimmy. "Ömür boyu tek kadın," diye ekledim. "Abe asla mutsuz olmayacak. "Veya mutlu." "Sadık bir adam." "Bir süpürge." "Bir ceset..." "Pısırık."
Reklam
Onun sevgisinden mutlu olacağıma onun bağımsızlığını alkışladım. Hiçbir şey birini onu değersizleştirmeden bırakmaktan daha zor değildir ama doğru olan da budur.
Sayfa 127
resim çıktı, hüzün çıkmadı
Ya bıkkın palyaçoyu anlatmış mıydım size? Bir gün bütün boyalarını kötüye kullanıp yüzüne hüznü çizmişti. Nasıl alkışladım bilemezsiniz öyle görünce. Fotoğraf çektirdi ve yüzünü yıkadı. Resim çıktı, hüzün çıkmadı.
İlkokul öğretmenim, ellilerinde, kır saçlı bir hanımdı. Saçları açık dolaşan gördüğüm ilk kadın. Babamdan bile sinirliydi, niye ki?.. Bize ilk ödevimizi verdi, herkes bir türkü şarkı ezberleyip gelecekti. Halk âşıklarıyla aşık atacak repertuarı bulunan babanın oğlu için zor bir ödev değildi bu. Babam, türküyü zevkle ezberletti, hayatında ilk -ve son kez- bir ödeve yardımcı olmanın haklı gururunu yaşadı. Büyük gün geldi, parmaklar kaldırıldı. Bana ezberletilen şarkıyı söyledim: "Odam kireçtir benim Yüzüm güleçtir benim Soyunda gir koynuma Terim ilaçtır benim" -Kes kess, terbiyesiz seni! Gel bakalım buraya! Bula bula bu türküyü mü buldun geri zekâlı!? Hangi utanmaz öğretti bunu sana!? Terin ilaçtır senin ha!?.. Dedemin elinden güçlü elleri vardı kadının. İki, belki dört kez ama öyle böyle değil, abanarak vurdu, sıranın yolunu zor buldum. Alay komutanının oğlu Cem, kendisi en yakın arkadaşımdı, benden sonra ondaydı: "Benim gönlüm sarhoştur Yıldızların altında Sevişmek ah ne hoştur Yıldızların altında" -Aferin Cem! Alkışlayın arkadaşınızı! Ben de alkışladım. Neler olduğunu tam olarak idrak edemedim ama anlayabildiğim kadarıyla bütün pislik kireçten çıkmıştı.
resim çıktı, hüzün çıkmadı.
ya bıkkın palyaçoyu anlatmış mıydım size? bir gün bütün boyalarını kötüye kullanıp yüzüne hüznü çizmişti. nasıl alkışladım bilemezsiniz öyle görünce. fotoğraf çektirip yüzünü yıkamasını söyledim. fotoğraf çektirdi ve yüzünü yıkadı. resim çıktı, hüzün çıkmadı.
Reklam
Ben pek çok kez alkışladım. Ama nasırlı ellerin beni alkışlaması hiçbir şeye benzemiyor.
Sayfa 113 - Remzi kitapeviKitabı okudu
Gözleri eriyerek şehit olan imam Tuğrul
"Her putçu zihniyet, önce imamları halka kötü tanıtır, bir imamın suçunu bin imama ödetir. Ama Allah için İmam olanlar bu propagandaya aldırmaz ve yolunu devam eder. Ben de o yüzden imamlığından taviz vermedim. Ne daha önceki rejimi alkışladım, ne de şimdikini. Ölürsem şerefimden öleceğim. Allah Rasulünün bize bıraktığı emaneti ona ihanet etmeden teslim edeceğim!
Sayfa 78
başaramadığımı karşımdaki başarıyorsa ne mutlu
Hayatta hakkım olmayan hiçbir şeye el sürmedim. Kıskanmadım kimseyi. Başaramasam bile arkadaşlarımın ve çevremdekilerinin başarılarını alkışladım. ... ~...
Korkunun ve yalnızlığın el ele tutuşularak yenileneceğini fark ettin. Aşkın ellerle kutsandığını, emeğin ellerle yüceltildiğini anladım. Bebeklerin yürümeden önce, elleri üzerinde emeklediklerini gördüm. Avuçlarındaki yaşam çizgilerine bakıp geleceğimi göreceklerini söyleyen falcıların geçmişlerinin yanından gülerek geçtim. Tren istasyonlarında, yol kıyılarında oturup, tanımadığım yolculara el salladım. Uyurken ellerimi hep yorganın altına soktum. Beğendiklerimi alkışladım, sevdiklerimi okşadım.
Sayfa 24
Reklam
Hayatımda ilk defa dört arkadaşla birlikte tiyatroya gitmiştim.
Sahneye ilk çıkan kadına aşık oldum, şuh sesi allı pullu elbisesi aklımı başımdan aldı. Ellerim patlayıncaya kadar alkışladım. Tezahürat yapmaktan bağırmaktan sesim kısıldı az kalsın tiyatrodan kovuluyordum.
"Bıkkın palyaçoyu anlatmış mıydım size? Bir gün bütün boyalarını kullanıp yüzüne hüznü çizmişti. Nasıl alkışladım bilemezsiniz öyle görünce. Fotoğraf çektirip yüzünü yıkamasını söyledim. Fotoğraf çektirdi ve yüzünü yıkadı. Resim çıktı, hüzün çıkmadı.”
Sayfa 12 - vadi yayıneviKitabı okudu
"Abe Mortenson'un adı okundu. Diplomasını aldı. Alkışladım. 'Nasıl bir geleceği olacak?' diye sordu Jimmy. 'Bir yedek parça fabrikasında mali müşavir. California'da. Gardena yakınlarında.' 'Ömür boyu tek iş...' dedi Jimmy. 'Ömür boyu tek kadın,' diye ekledim. 'Abe asla mutsuz olmayacak...' 'Veya mutlu.' 'Sadık bir adam.' 'Bir süpürge.' 'Bir ceset...' 'Pısırık.'"
“Jimmy Hatcher!” Sıra ona gelmişti. “Rahip,” dedi. “Tavuk hırsızı,” dedim. Jimmy gidip diplomasını aldı. Deli gibi alkışladım. Onunki gibi bir anne ile yaşayabilen herkes alkışlanmayı hak eder. ”
Sayfa 279Kitabı okudu
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.