1K DA 4.. ŞEBİ ARÛS(MEVLANA HAZRETLERİNİ ANMA) ETKİNLİĞİ;
TARİH :17 Kasım 17 Aralık.
Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana
tesir edecek hangi güç vardır?
O güçlü, yenilmez insan, Mevlâna'dır.
Ölüme ve hayata,
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 01 ARALIK
BİTİŞ TARİHİ: 17 ARALIK
Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana
tesir edecek hangi güç vardır?
O güçlü, yenilmez insan,
Nur;
hikayemizin başkahramanı,
genç bir mimar.
Ama öyle bir kahraman ki onunla tanıştıktan, onun iç sıkıntılarını gördükten sonra her kim olursan ve her ne işle uğraşıyorsan uğraş hepsinden sıyrılıp onun arayış yolculuğuna çıkıyorsun!
Arayış yolculuğu...
Eseri iki kelime ile tanımayacak olsam bu kelimeleri seçerdim.
Hepimizin hayatı bir yolculuk
Aşı olmak istemeyen insanlara düz dünyacı muamelesi yapan bilim severler var :d bakın emin olun bu insanlar bilimin b sini bilmeyen popüler bilimci insanlardır. Gerçek bir bilim insanı gerçek bir bilim sever her türlü ihtimali göze alır, analiz eder. Aşı karşıtı değilim lakin aşı propagandası yapan kişiler eğer aşı nedir, nasıl yapılır, ne
KAVUKLU .-Gidelim diyorum sana, hemen buralardan gidelim.
KAVUKSUZ .-Gidemeyiz!
KAVUKLU .-Niçin?
KAVUKSUZ .-Pasaportumuz yok!
KAVUKLU .-Pasaport ne?
KAVUKSUZ .- Bilmiyorum. Hep duyuyorum. O olmadan gidilmiyormuş!
KAVUKLU .-Gidiş izin belgesi gibi bir şey mi?
KAVUKSUZ .- Belki!
KAVUKLU .- Kendi adımıza biz gitmek istedikten sonra, bu kimi ne ilgilendirir? Kendi kendimizi götürmek istiyoruz buralardan başka yerlere... Samuel Beckett veremez mi bize böyle bir iyi hal kaadı?
KAVUKSUZ .- Veremez.
KAVUKLU .- Vay adi vay!
KAVUKSUZ .-Samuel Beckett öldü.
KAVUKLU .-Yok ya? Ne zaman?
KAVUKSUZ .-Epey oldu.
KAVUKLU .-Yok ya? Allah rahmet eylesin!
İyi adamdı.
Müslümanlığın düşmanı Hinduizm değildir. Hristiyanlığm düşmam Yahudilik değildir. Bugün tüm dinleri ortak bir düşman tehdit etmektedir: kuşkuculuk ve dinsizlik. Eğer dinler birbirlerine tutunmazlarsa yaşayamazlar.
Tevhid bir olanı birlemek, Allah'a ait olan alanları başkası ile paylaşmamaktır. Bu hakikati iyice anla ki Abdullah olasın,bu hakikati unutma ki Abdullah kalasın.
Risalet davasına mensup olmak göreve çağıran sesi duyar duymaz meydana atılmaktır. Allah adına sen meydana çık,tekmeler altında ezilsen de sen Abdullah'sın.
Kulluk yolu kardeşsiz yürünmez,Mekke'nin zorlu yollarında sağında Zübeyr gibi ihlas abidesi,Medine'nin taşlı yollarında solunda Muaz gibi ilim abidesi kardeşlerin olsun. Düşünce sana el uzatacak kardeşler edin ki yolda kalmayasın.
Allah'ın kelamı ile bağını güçlü tut. Onu her zaman Cebrâil tazeliğinde oku. Semadan sana sarkıtılan o ipe sımsıkı yapış,ona iyice sarıl. Kur'an'a dört elle sarıl ki dost diye yılana sarılmayasın.
İhtilafın ahlakını iyice öğren. İhtilaf rahmet,tefrika zahmettir. Her mesele de kardeşlerinle aynı düşünemeyebilirsin. Bazen kardeşlerinle yollarını ayırabilirsin. Hizmet yolların ayrılsa da eğer amaç Allah'ın rızası ise kardeşlik hukukunun devam ettiğini unutmamalısın.
İşte Abdullah ibn mes'ûd ve bize söylediği neler neler var...Rabbim bizleri ibn mes'ûdlar gibi kul eylesin, İbn mes'ûd gibi evlat yetiştiren anne babalar kılsın ki Allah bu çağda Ebû cehillerin göğsünün üzerine tekmeleri basan yiğitler çıkarsın içimizden...
Ebu Muhammed Feth b. Said el-Mevsılî32 şöyle demiştir: “Hasta yemek, içmek ve tedavi edilmekten menedilirse ölmez mi? Elbette ölür. İşte kalp de aynen bir hasta gibi, üç gün üst üste ilim ve hikmetten mahrum olursa (manen) ölür’.
Feth el-Mevsılî (Allah rahmet eylesin) ne de doğru söylemiştir! Gerçekten de kalbin gıdası ilim ve hikmettir, tıpkı bedenin yaşamasının gıda almasına bağlı olduğu gibi kalbin yaşaması da ilim ve hikmete bağlıdır. İlimden mahrum bir insanın kalbi hem hastadır, hem de mânen ölüdür. Üstelik dünya sevgisi ile mal düşkünlüğü ilimsiz kişiyi öyle bir hale getirir ki, bütün hislerini dumura uğratır! Korku, yaranın acısını geçici bir zaman için nasıl engellerse o kişi de artık bu büyük felâketi idrâk etmekten yoksun kalmış demektir!
Böyle insanlar işte bu hâle gelir. Fakat ölüm gelip çattığında ve onun dünya yükünü sırtından aldığında, kişi o zaman felakette olduğunu bütün dehşetiyle görür ve fevkalade müteessir olur. Tıpkı sarhoşken veya korku içindeyken aldığı yaralardan sızı duymayan bir insanın ayıldıktan veya korkudan kurtulduktan sonra yaralardan duyduğu sızı gibi, onun o anki pişmanlığı da kendisine fayda vermez. Perdeyi kaldıran günün dehşetinden Allah (cc)’a sığınırız!
Rahmetli Atatürk
Beni övme sözlerini bırakınız, gelecek için neler yapacağız onları söyleyiniz.
[MUSTAFA KEMAL ATATÜRK]
Başlıktaki ifadeyi ilk duyduğumda, 35 yaşındaydım. Polisiye roman uzmanı Erol Üyepazarcı telaffuz etmişti: "Rahmetli Atatürk…"
[Siz duymuş muydunuz?]
35 sene boyunca her gün Atatürk adını işittim, söyledim.
Fakat
Tekfirin en kolay girdiği yerlerden biri de bazı bid'atların işlendiği yerlerdir. Bid'atların bir yere girmesi bazı sebeplerden dolayı olmaktadır. Bazı deyimlerin ya aşırı tevilinden, ya da aşk ve rağbet hususunda bazı aşırılıkların yapılmasından kaynaklanmaktadır. Bu duruma düşenleri dinen ret etmek yerine ilmen tamir etmek daha doğru olanıdır.