Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
207 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Nur - M. KUTLU /Hepimiz bir boşlukta ve o boşluğu doldurma çabasındayız!
Nur; hikayemizin başkahramanı, genç bir mimar. Ama öyle bir kahraman ki onunla tanıştıktan, onun iç sıkıntılarını gördükten sonra her kim olursan ve her ne işle uğraşıyorsan uğraş hepsinden sıyrılıp onun arayış yolculuğuna çıkıyorsun! Arayış yolculuğu... Eseri iki kelime ile tanımayacak olsam bu kelimeleri seçerdim. Hepimizin hayatı bir yolculuk
Nur
NurMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20144,018 okunma
"Mutluluk nedir?" sorusuna gelen anlamlı ve en beğenilen yanıtlar:
Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun diyor Coelho.
Mehmet Bahoz Öztürk
Mehmet Bahoz Öztürk
Makul durumdaki istek, arzu, beklentileri aslında gücünün yetebildiğince karşılayabilme tatminkarlığıdır. Mahatma Gandhi'nin dediği gibi: "Mutluluk, düşündüğünüz, söylediğiniz ve yaptığınız şeylerin uyum içinde olmasıdır."
Emre Bulut
Emre Bulut
Reklam
Ya :D
KAVUKLU .-Gidelim diyorum sana, hemen buralardan gidelim. KAVUKSUZ .-Gidemeyiz! KAVUKLU .-Niçin? KAVUKSUZ .-Pasaportumuz yok! KAVUKLU .-Pasaport ne? KAVUKSUZ .- Bilmiyorum. Hep duyuyorum. O olmadan gidilmiyormuş! KAVUKLU .-Gidiş izin belgesi gibi bir şey mi? KAVUKSUZ .- Belki! KAVUKLU .- Kendi adımıza biz gitmek iste­dikten sonra, bu kimi ne ilgi­lendirir? Kendi kendimizi gö­türmek istiyoruz buralardan başka yerlere... Samuel Beckett veremez mi bize böyle bir iyi hal kaadı? KAVUKSUZ .- Veremez. KAVUKLU .- Vay adi vay! KAVUKSUZ .-Samuel Beckett öldü. KAVUKLU .-Yok ya? Ne zaman? KAVUKSUZ .-Epey oldu. KAVUKLU .-Yok ya? Allah rahmet eylesin! İyi adamdı.
Sayfa 35 - PdfKitabı okudu
Gemuhluoğlu'nun böyle tuhaf huyları varmış :D
«Daha önce Fransa'ya giderken Nejat Hoca'nın (Göyünç) teşvikiyle Türk Petrol Vakfı'ndan yol masrafımı karşılamak için belli bir miktar para almıştım. O zamanlar vakfın başında - Allah rahmet eylesin - muhafazakâr camianın çok iyi tanıdığı Fethi Gemuhluoğlu vardı. Döndüğüm zaman kendisine teşekkür etmek amacıyla vakfın o zamanlar merkezinin bulunduğu İstiklal Caddesi'ndeki ofisine gittim. Duymuşsunuzdur, merhum Gemuhluoğlu'nun tuhaf tavırları vardı, konuşurken birdenbire garip sorular sorar, cevabınızı beklerdi. Cevabınızı beğenmezse kızar, bağırır, çağırırdı. Bu tavrı mâzur ve meşrû göstermek isteyenlerin kullandığı kelime ise "celalli" idi. Bana tezimin konusunu, Fransa'da kiminle çalıştığımı sordu. Ben de Prof. Irene Mélikoff ile çalıştığımı, tez konumun Babaîler İsyanı olduğunu söyleyince, rahmetli son derece bozuldu ve birden köpürdü, "Ne çalışıyorsun, ne!" deyip bağırarak yerinden kalktı, küfürler savurarak üzerime hücum etti. Beni döveceğini anladım. Korktum, odasından dışarı fırladım. "Papazın çocuğu! Biz bu ülkeyi birleştirmek istiyoruz, sen parçalamaya mı çalışıyorsun?" diye bağırıyordu. Salondaki hanım sekreterler şaşkınlıkla "Neler oluyor?" diye bakıyorlardı. Bu son sözlerine çok içerledim, tepem attı birden, "Bakın, bana istediğinizi söyleyebilirsiniz ama babama papaz diyemezsiniz, benim babam belki sizden çok daha fazla Müslüman!" diye bağırdım ve merdivenlerden apar topar inerek kaçtım.»
320 syf.
10/10 puan verdi
"Çocukken içinde yetiştiğimiz ortamın etkisi bütün hayatımız boyunca sürer." benim için kitabın anahtar cümlesi bu oldu. Doğan Cüceloğlu yazdığı kitaplar, yaptığı televizyon programları, seminerler, konferanslar, verdiği eğitimler benim gözümde yazarlığından daha çok iyi bir Öğretmendir. Televizyon programlarına çıktığı zamanlarda onu
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202126,8bin okunma
1K'DA 5. ŞEBİ ARÛS (MEVLANA HAZRETLERİNİ ANMA) ETKİNLİĞİ
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 01 ARALIK BİTİŞ TARİHİ: 17 ARALIK Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana tesir edecek hangi güç vardır? O güçlü, yenilmez insan,
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
'dır. Ölüme ve hayata, zamana ve tarihe yenilmeyen insan. Diyerek başlıyor
Mevlana
Mevlana
adlı
Reklam
Ehli Bid'at ve Tekfir Hadisesi-2...
Tekfirin en kolay girdiği yerlerden biri de bazı bid'atların işlendiği yerlerdir. Bid'atların bir yere girmesi bazı sebeplerden dolayı olmaktadır. Bazı deyimlerin ya aşırı tevilinden, ya da aşk ve rağbet hususunda bazı aşırılıkların yapılmasından kaynaklanmaktadır. Bu duruma düşenleri dinen ret etmek yerine ilmen tamir etmek daha doğru olanıdır.
Aşı olmak istemeyen insanlara düz dünyacı muamelesi yapan bilim severler var :d bakın emin olun bu insanlar bilimin b sini bilmeyen popüler bilimci insanlardır. Gerçek bir bilim insanı gerçek bir bilim sever her türlü ihtimali göze alır, analiz eder. Aşı karşıtı değilim lakin aşı propagandası yapan kişiler eğer aşı nedir, nasıl yapılır, ne
Tevhid bir olanı birlemek, Allah'a ait olan alanları başkası ile paylaşmamaktır. Bu hakikati iyice anla ki Abdullah olasın,bu hakikati unutma ki Abdullah kalasın. Risalet davasına mensup olmak göreve çağıran sesi duyar duymaz meydana atılmaktır. Allah adına sen meydana çık,tekmeler altında ezilsen de sen Abdullah'sın. Kulluk yolu kardeşsiz yürünmez,Mekke'nin zorlu yollarında sağında Zübeyr gibi ihlas abidesi,Medine'nin taşlı yollarında solunda Muaz gibi ilim abidesi kardeşlerin olsun. Düşünce sana el uzatacak kardeşler edin ki yolda kalmayasın. Allah'ın kelamı ile bağını güçlü tut. Onu her zaman Cebrâil tazeliğinde oku. Semadan sana sarkıtılan o ipe sımsıkı yapış,ona iyice sarıl. Kur'an'a dört elle sarıl ki dost diye yılana sarılmayasın. İhtilafın ahlakını iyice öğren. İhtilaf rahmet,tefrika zahmettir. Her mesele de kardeşlerinle aynı düşünemeyebilirsin. Bazen kardeşlerinle yollarını ayırabilirsin. Hizmet yolların ayrılsa da eğer amaç Allah'ın rızası ise kardeşlik hukukunun devam ettiğini unutmamalısın. İşte Abdullah ibn mes'ûd ve bize söylediği neler neler var...Rabbim bizleri ibn mes'ûdlar gibi kul eylesin, İbn mes'ûd gibi evlat yetiştiren anne babalar kılsın ki Allah bu çağda Ebû cehillerin göğsünün üzerine tekmeleri basan yiğitler çıkarsın içimizden...
Ebu Muhammed Feth b. Said el-Mevsılî32 şöyle demiştir: “Hasta yemek, içmek ve tedavi edilmekten menedilirse ölmez mi? Elbette ölür. İşte kalp de aynen bir hasta gibi, üç gün üst üste ilim ve hikmetten mahrum olursa (manen) ölür’. Feth el-Mevsılî (Allah rahmet eylesin) ne de doğru söylemiştir! Gerçekten de kalbin gıdası ilim ve hikmettir, tıpkı bedenin yaşamasının gıda almasına bağlı olduğu gibi kalbin yaşaması da ilim ve hikmete bağlıdır. İlimden mahrum bir insanın kalbi hem hastadır, hem de mânen ölüdür. Üstelik dünya sevgisi ile mal düşkünlüğü ilimsiz kişiyi öyle bir hale getirir ki, bütün hislerini dumura uğratır! Korku, yaranın acısını geçici bir zaman için nasıl engellerse o kişi de artık bu büyük felâketi idrâk etmekten yoksun kalmış demektir! Böyle insanlar işte bu hâle gelir. Fakat ölüm gelip çattığında ve onun dünya yükünü sırtından aldığında, kişi o zaman felakette olduğunu bütün dehşetiyle görür ve fevkalade müteessir olur. Tıpkı sarhoşken veya korku içindeyken aldığı yaralardan sızı duymayan bir insanın ayıldıktan veya korkudan kurtulduktan sonra yaralardan duyduğu sızı gibi, onun o anki pişmanlığı da kendisine fayda vermez. Perdeyi kaldıran günün dehşetinden Allah (cc)’a sığınırız!
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.