Kişioğlunun en büyük meraklarından biridir din ve bilim. Herkesin iyi kötü bir düşüncesi vardır. Çoğu da kulaktan dolmadır. Ancak ne var ki araştırıp inceleyen, üzerine düşünen az, bu alanda üreten ise pek azdır. Kimisi bu iki alanı ayrı, kimisi de birlikte anar. Ya savaştırılar ya birleştirirler. Asırlardır süregelen bir tartışmadır ve kimse noktayı koyamaz. Çünkü birbirlerini destekledikleri noktalar vardır. Öte yandan gerçek amaçları ayrıdır.
.
Bu betikte ise Alper Hocam, Celal Şengör'ün görüşleri başta olmak üzere birçok düşünür, bilim ve din adamını da irdeleyerek çağlar boyu bilim ve din ilişkisinin ne boyutlara ulaştığını anlatmış, evrim teorisinin kimlerce nasıl yorumlandığını, yeni ateistlerin bunu nasıl gördüğünü ve savunma durumuna geçtiğini örneklerle ve alıntılarla aktarmış. Oldukça verimliydi. Özellikle "Boşlukların Tanrısı", "Kendiliğinden Türeme", "Duygusal Ateizm", "Pozitif ve Negatif Ateizm", "Militan Seküler" kavramları ilgi çekiciydi. Katkısı yadsınamaz.
.
Kişisel görüş olarak her bilinçli canlı bir şekilde inanır. Ama varlığa ama yokluğa. Buradaki önemli nokta inandıklarını neye dayandırdıklarıdır. Bilime mi, bilinmeyene mi, dine mi, doğaya mı? Ya da bambaşka bir görüşe mi? Bana kalırsa bilimin dinin yerini alacağını sananlar aslında bilimi dinselleştiriyorlar Çünkü bireyin dna'sında olan bir koddur inanç.
.
Her görüşten bireyin okumasını kesinlikle öneriyorum. Onaylamak ya da yadsımak için değil, bakış açısını genişletmek için.
