480 syf.
·
Puan vermedi
Cihan adında bir hintlinin kendi topraklarında fil ile başlayan hikayesini Osmanlı topraklarında yine fil bakıcılığı ile devam eden hikayesini, yine eski zaman kurgusu tadında okutuyor Elif Şafak.. Cihan topraklarından Osmanlı topraklarına seyahat ederken gemide filine iyi davranmayan zalim bir kaptanın tehditlerine maruz kalır , saraya girdiği
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,4bin okunma
Çocukken ona bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinin nereden geldiğini sorsalar (ki bugüne kadar aklına bile gelmemişti o eneji) hayatının olağan bir parçası olduğunu söyleyip gülüp geçer, gözlerinin rengi veya iğrenç başparmakları gibi hiç değişmeyecek bir parçası olduğunu varsayardı. Eh, bunun gerçek olmadığı ortaya çıkmıştı. Çocukken har vurup harman savurduğunuz o enerji, hiç bitmeyeceğini sandığı o enerji on sekizle yirmi dört yaş arasında bir yerlerde kaybolup gitmiş, yerini çok daha donuk, kokain enerjisi kadar sahte bir şey almıştı: Amaç; veya hedef; ya da işadamı diliyle hangi kelimeyi kullanmak isterseniz. Önemsememişti; enerji birdenbire, tak diye kaybolmamıştı. Belki de korkutucu olan bu, diye düşündü Richie. Birdenbire çocuk olmaktan çıkmak, palyaçonun uyduruk sloganlarını yazdığı yazdığı balonlardan birinin patlaması gibi. Pat. İçinizdeki çocuk vücudunuzdaki çatlaklardan sızıp gitti, patlayan lastiğin havası gibi uçtu gitti. Derken bir gün aynaya bakar ve orada bir yetişkini görürdünüz. Kot giymeye devam edebilir, Springsteen veya Seger konserlerine gidebilir, saçınızı boyayabilirdiniz. Ama ne yaparsınız yapın aynadaki bir yetişkinin yüzüydü.
Sayfa 794 - Richie TozierKitabı okudu
Reklam
595 syf.
·
Puan vermedi
'Ekmek bulamiyorlarsa pasta yesinler' sözünün sahibi ve neden böyle bir sözle hafizalarda kalmasının sebebinin hayat hikayesi.Çocuk prensesilikten kralicelige hızlı bir geçiş ama sarayın muhteşem parlaklığı içinde kaybolup kralicelik yapamayip giotine mahkum bir soylu güzel. Hayati dolu dolu geçirdi fakat bilmesi gerekenleri bilmeyerek . Halktan uzak kalan yonetim sekli ile yaşam süresi azaldi. Bunların sebebini ayna misali rahat bir şekilde görebileceğiniz bir eser.
Marie Antoinette
Marie AntoinetteStefan Zweig · Can Yayınları · 2017934 okunma
Umudun yaşamını güzelleştirdiğini söylerler, yalan. Umut, düş kırıklığı yaratmaktan, gereksiz yere acı çekmemizi sağlamaktan başka; bir işe yaramaz. İnsana gereken yalnızca gerçektir; basit, yalın ve gerçek. Bize gereken gerçektir, hayalden, büyüden, rüyadan arınmış gerçek. İçinize işleyen bakışlara kanmayın, hiçbir bakış masum değildir;
Bu kayboluş meselesi üzerine çok düşünüyorum. Sen mi kayboldun, yoksa ben mi, bir türlü karar veremiyorum. Geçenlerde, yolda yürürlerken yeğenim birden babasının elini bırakmış ve gözden kaybolmuş. Neyse ki, hızla bulunmuş ama korkusu yetti hepimize. Eve gelince ne kadar telaşlandığımızı anlatıp niye öyle yaptığını sordum. “Ben kaybolmadım ki, babam kayboldu” dedi bücür. Yani neresinden baksan haklı çocuk. İki kişiden biri kaybolduysa, hangisinin kaybolduğunu asla bilemeyiz Osman.
"Baba! Artık gidiyorsun! Sesin hatıra kalacak! Bize bir şeyler söyle! -Ne diyeyim! Ne diyeyim! Birbirinizle, konu-komşuyla iyi geçinin! Dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın. Herkesin günahı kendine! Keçiyi keçi bacağından asarlar, koyunu koyun bacağından! Bir süre sustuktan ve inledikten sonra, doğrudan doğruya Allah'a yöneliyor. Yumuşak, sıcak, ama halsiz-mecalsiz yakarışları aynen şöyle: - Külli şeye kadirsin ya Rabiiim! Sen bağışlayıcısın ya Rabiiim sen affedicisin ya Rabiiim! Bu yakarmalardan sonra anlaşılmayan kelimeler söylüyor. Bütün dikkatime rağmen anlayamıyorum. Çünkü yorgun sesi, birdenbire başlayan kadın feryatları ve çocuk hıçkırıkları arasında kaybolup gidiyor. "
Sayfa 42 - YAKIN PLANKitabı okudu
Reklam
682 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.