Bu kitabı yaklaşık iki sene içerisinde sindire sindire okuyup bitirdim. Ve sanıyorum bu zamana kadar okuduğum dinsel içerikli kitaplar arasındaki en detaylı, en dolu kitap olsa gerek. İlk defa bir kitabı bu kadar uzun sürede bitirdim. Neden? Kitabın dili zor gibi ama değil de. Sindire sindire dememin sebebi de o zaten. Aceleye getirmeyeceğimiz
Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”
Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
Sermayesi buzdan hayatlar!
Çocukluğunun büyük bir bölümün geçtiği Ankara’ya yine gelmişti. Bu defa ki gelişi öncekilerinden biri hariç çok farklıydı. Ankara’dan uzak yerlerde başlayan hayatı için ilk Ankara ziyareti, çocukluğunda büyük bir yer kaplayan kuzeni Leyla’nın düğünü için olmuştu.
Sonra ki gelişleri, hayatın olağan akışı
Temiz yürekli sağır bir adam, komşusunun hastalandığını duyunca, ziyaretine gitmeyi düşündü. Öyle ya, komşuluk hakkı bunu gerektiriyordu,
‘gidip hal hatırını sormalıyım’ dedi kendi kendine, ‘ama bir sorun var.
Ben duymuyorum. Onun da hasta olduğu için sesi çıkmaz. Ne yapacağım?’
Biraz düşündükten sonra,
‘tabi ya!’ dedi, ‘hasta ziyaretinde
Dedem gerçek saygının ne olduğunu çok güzel özetleyen bir hikaye anlatırdı. Seksen yaşında bir adam, beş yaşında bir çocuk içeri girince ayağa kalkmış. Etraftakiler "Aman efendim, ne yapıyorsunuz, çocuk o!” demişler. Yaşlı adam, “Çocuk saygıyı bizden öğrenmeyecekse kimden öğrenecek?” diye cevap vermiş. Ne kadar da doğru. Ve, evet, saygı budur, böyle öğretilir. Çocuğunuzun saygıyı öğrenmesini istiyorsanız ona “Saygılı ol”, “Büyüklerini say!” diye öğütlemek yerine saygı gösterin. Kendisi saygı görmeyen bir çocuk, bir başkasına saygı göstermeyi nasıl öğrenebilir? Bizim çocuğa hiyerarşik bir ilişki dahilinde öğrettiğimiz şey, saygı değil, olsa olsa itaat olabilir.
...
Banka patronu, hâkime hanımın mutlaka mesleki bir anısını paylaşmasını
istiyor, bunun için de karısının içine fenalık getirme pahasına kadına ısrar
edip duruyor. “Aman hanımefendi” diyor, “ne olur, bizi mahrum bırakmayın.
”Bunun üzerine Atıfet Hanım, aslında “bey”de daha ilginç vakalar
bulunduğunu söyleyerek, kendindekilerin hep
Ümmetlerin isyanı çaresizliğindendir, bakma
Elini çekip hasretinle cehennem gibi yakma
Merhamet et aman hasretinin ateşiyle yakma
Kısacası bu çok günahkar kulun Galibi bırakma.
Sen Ahmed ü, Mahmud u, Muhammed'sin Efendim
Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın Efendim.
"Aman efendim her hayalin bu derece çabuk hakikat olmasına imkân olsaydı dünyada hiç mutsuz kalmazdı. Yahut o zaman herkes mutsuz olurdu. Çünkü insanlara hakikat kadar da hayalin lazım olduğunu henüz yirmisini bulmayan hayatımda tecrübe ettim. -Hayalin tadı gerçeğe dönüşmesinde değil ilk şeklini daima korumasındaymış.- "
Seksen yaşında bir adam, beş yaşında bir çocuk içeri girince ayağa kalkmış. Etraftakiler "aman efendim ne yapıyorsunuz; çocuk o ! " demişler. Yaşlı adam, " çocuk saygıyı bizden öğrenmeyecekse kimden öğrenecek? " diye cevap vermiş.
Çocuğunuzun saygıyı öğrenmesini istiyorsanız ona "Saygılı Ol", "Büyüklerini say!" Diye öğütlemek yerine saygı gösterin..
Bizim çocuğa hiyerarşik bir ilişki dahilinde öğrettiğimiz şey, saygı degil olsa olsa itaat olabilir..
Bak sindi digne ben scorpio ruhlar bana beden olarak görünürler önce kemal sunali gördüm bir alışveriş merkezinde niye şehitler bilmediğimiz bir hayatla aniden karşımıza çıkarlar benim için o kadar üzgün du ki anlaşıldı mi sonra sitenin bahçesinde tek başıma üzgün üzgün namus belası dinlerken ve kimsesizken kim geldi yu molang dinle ,kimsesizlerin kimsesi yani ulu önder Atatürk bir kis günü yazlık kıyafetler ve şapkayla geldi anliyormusun ben çoktan şehidim zira inanmayan kudursun hapı yuttunuz sonra rahmetli babaannemin kardeşi terörle mücadele ekibi olarak kafede göründü hiç konuşmadım tabiki de sonra şimdi Erbakan kalktı yerinden soyliyim aramızda zira şehittir çünkü aman anacim siz bunları hiç mi duymadınız şimdi dinle o münafık ihkes holding diyor ki dokuz tane karısı olur peygamberin işi zordur hani efendim yok öyle bişey birtek hanımları var o da dokuz yaşında evlendiği felan değil yu molang hiç olur mu öyle şey sizi bunlarla çocuk istismarcisi yaptılar zira kendilerinin yolunu buldular bakınız sindi efendim peygamberin soyu Hz Fatma ve Hz Ali nin iki oğlu tuzla eziyetle şehit edildikten sonra devam etmedi ancak munafiklar şöyle dediler peygamberin soyu fatmadan devam etti yani kendi ozkizindan farkedebiliyor musunuz şu an bahsettikkerinin ne olduğunu yu molang hadi bakım başka kapıya ben bir peygamber aşığıyım kes sesini
Deli ile Calinus
Ünlü bilge Calinus bir gün talebelerine: "Bana falan ilacı getirin de içeyim"dedi.
Öğrencileri itraz ettiler: "Aman efendim, olur mu öyle şey! O ilaç deliler içindir. Halbuki siz dahisiniz."
Calinus:
"Bugün bir deliyle karşılaştım. Deli, önce yüzüme baktı, sonra bana göz kırptı, sonra da üstümü başımı yırttı. O deli eğer bende kendine benzer bir yön bulmasaydı bana bunu yapmazdı. Hiç kimse kendi cinsinden olmayana musallat olmaz. İki kişi birbirine sataştı mı aralarında mutlaka bir ortak nokta aramak lazımdır" dedi.
“Expecto Patronum” kitabı okurken ya da fimini izlerken bolca duyacağınız büyü cümlesi bu. Ne işe mi yarıyor? Ruh emicileri savuşturmaya...
Aman siz de kendinizden uzak tutun onları ve uzak durun.
•
Harry Potter ve onun büyülü dünyası hakkındaki fikirlerimi , bu yaşta bu kitaplar evet okunur şeklindeki düşüncelerimi ,daha önceki Harry kitaplarının yorumlarında dile getirmiştim. Bu sebeple bir daha uzun uzun sebeplerini yazmaya lüzum görmüyorum. Bıktırdınız artık “ne katıyormuşçular” yok efendim “edebi değeri mi varmışçılar”.
Siz zaten hep edebi eserler , klasikler filan hmm ok. Görüyoruz okun(may)an kitapları...
Herkes hep konuşur.
Bir expecto patronum yaparsınız ,dışarda kalırlar.
Siz ,sizi mutlu eden şeylerle devam edin daima yolunuza.
•
Serinin 3. kitabı daha aksiyon dolu ve ters köşelere sahipti. Yeni karakterler, yeni sırlarla karşılaştığımız bu kitap, filmi ile farklılıklar da içeriyordu biraz. Azkaban Hapishanesinden kaçan ,Voldemort’un sağ kolu olarak düşünülen Sirius Black’in amacı, Harry’i yok mu etmekti?
Ya da????
Rowling yine harikalar yaratmış.
•
Pazarın son saatlerinde keyifli zamanlar dilerim, zira yarın pazartesi
"Aman efendim, nasıl itiraz edersiniz, bu iki kere ikinin dört ettiği gibi açıktır. diye çıkışlar size, Doğa size danışmaz; beğenmediğiniz, şahsi istekleriniz ona vız gelir. Tabiatı olduğu gibi, bütün sonuçlarıyla kabul etmek zorundasınız."