Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu kazlar da amma hızlı...
Ertesi sabah kalktığında Nils'i bir sürpriz bekliyormuş. Çünkü artık yuvaların içinde bir sürü yumurta varmış...
Sayfa 43 - Binbir Çiçek KitaplarKitabı okudu
Gerçek erkekler tek başına da seyahat edebilirdi. Öte yandan yanaklarının ve burnunun bunca hızlı donması, amma da şaşırtıcıydı.
Reklam
Bakın size: '"Siz benim sırdaşımsınız." dedim, bir sırdaşımız oldu mu, kendimize bir sırdaş edindik mi hemen sırlar uydururuz kendimize, gözümüzde büyütürüz o sırları, önemleriz. Kendimizi önemlemek, önemli bir kişi saymak için. Sevgilerimiz varmış, nefretlerimiz varmış... Hepsi de lakırdı değil mi bunların? Ne demektir sevgi? Ne
Sayfa 123 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Niçin haklısın... Niçin haksız? Bak sana izah edeyim evlât... Ateş gibi bir gençsin... Durmadan çalışıyorsun... Amirlerin bidayette senden hoşnutluk getiriyorlar... Makine gibi mütemadiyen işlemene hayret ediyorlar... Fakat bir za- man sonra alışıyorlar... Bunu tabiî görmeye başlıyorlar... Nasıl ki akşama kadar havyar kesen öteki arkadaşlarına evvelâ bağırıp çağırmışlar, sonra onların tembelliğine, sersemliğine, mendeburluğuna alışmışlar, bunda bir fevkalâdelik görmemeye başlamışlardır... Bir gün ezkaza sen de onlar gibi daireye geç geldin, işleri biraz astın mı gözleri faltaşı gibi açılıyor... Onları görmüyorlar, çünkü onların her günkü va- ziyetlerindedir... Seni görüyorlar çünkü sen o gün bir gün evveline nispetle daha fena vaziyettesin. Şu beğenmediği- miz, akılsızlığa misal olarak zikrettiğimiz eşeklerin içinde ne filozof kafalılar vardır bilir misin evlât?... Yedikleri sopanın miktarı ne olursa olsun yürüyüşlerini değiştiremezler. Hızlı gitmenin sopadan kurtulmak için çare olmadığını, çünkü sahiplerinin büsbütün hırslarını arttırarak kendileri- ni atlarla yarıştırmaya sevkedeceğini biliyorlar... Biliyor mu- sun evlât... Âmirlerin senden şikâyete başladılar... "Nafile... Günden güne tembelleşiyor" diyorlar... A gafil çocuk ne olur şu işe tersinden başlasaydın, yani evlât bu kadar şevk ile işe sarılmayıp da yavaş yavaş açılsaydın... Âmirlerin de "Mürşit, amma cevherli çocukmuş... Günden güne terakki ediyor!" deseydiler...
Öğretmen mantığı
Durmadan çalışıyorsun... Âmirlerin bidayette senden hoşnutluk getiriyorlar... Makine gibi mütemadiyen işlemene hayret ediyorlar... Fakat bir zaman sonra alışıyorlar... Bunu tabiî görmeye başlıyorlar... Nasıl ki akşama kadar havyar kesen öteki arkadaşlarına evvelâ bağırıp çağırmışlar, sonra onların tembelliğine, sersemliğine, menderburluğuna alışmışlar, bunda bir fevkalâdelik görmemeye başlamışlardır... Bir gün kazayla sen de onlar gibi daireye geç geldin, işleri aştın mı gözleri faltaşı gibi açılıyor... Onları görmüyorlar, çünkü onların her günkü vaziyetlerindedir... Seni görüyorlar çünkü sen o gün bir gün evveline nispetle daha fena vaziyettesin. Şu beğendiğimiz, akılsızlığa misal olarak zikrettiğimiz eşeklerin içinde ne filozof kafalılar vardır bilir misin evlât?... Yedikleri sopanın miktarı ne olursa olsun yürüyüşlerini değiştiremezler. Hızlı gitmenin sopadan kurtulmak için çare olmadığını, çünkü sahiplerinin büsbütün hırslarını arttırarak kendilerini atlarla yarıştırmaya sevkedeceğini biliyorlar... Biliyor musun evlât... Âmirlerin senden şikayete başladılar... "Nafile... Günden güne tembelleşiyor" diyorlar... A gafil çocuk ne olur şu işe tersinden başlasaydın, yani evlât bu kadar şevk ile işe sarılmayıp da yavaş yavaş açılsaydın... Âmirlerin de "Mürşit, amma cevherli çocukmuş... Günden güne terakki ediyor!" deseydiler...
Sayfa 73 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Sahil ince bir kumla kaplıydı ve buradan oraya koşturup duran istiridyeler görünüyordu. inci avlıyorlardı! Aslında kimse oturup bu, "Bu istiridyeler incilerini nereden buluyorlar?" diye sormaz kendine: işte yanıtı. inciler boşuna saklanıyor­ lardı, istiridyeler daha antrenmanlıydılar ve onlardan daha hızlı koşuyorlardı. "Amma da çok inci var
Reklam
Bu gök kubbe döner amma aşk gökleri daha da hızlı dö­ner.
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.