Herkese selamlar Kitapligi eritme hareketi kapsaminda yeni bir seriyi okumaya başladım. #perihalkıserisi nin ilk kitabi olan #zalimprens i okudum ve sohbeti için hemen geldim.
Bu seriye başlamadan evvel duyduğum ve okuduğum yorumlar kafa karistiriciydi. Kimisi çok severken kimisi hiç sevmemişti. En büyük nedeni ise ceviri sorunuydu. Orijinal
Benim seni sevdiğim gibi beni sevmediğin için senden nefret ediyorum.
Selam, pat diye dalıyorum ben ikinci şans zamazingosunu bu kitapta hiç sevemedim. Bu kitapta ne trope hoşuma gitti ne de ikiliye yazılan sahneler. Konu o kadar sinir bozucuydu, karakterler o kadar samimiyetsizdi ki keyif falan alamadım. Kitapta yazarın şaşırtmaya çalıştığı
Bittiği için derinden üzüldüğüm bir kitap okumayalı uzun zaman olmuş. “Kesinlikle bunun hakkında yazmalıyım.” dedirten bir kitap oldu amma velakin keramet kitaptan çok yazarda! Kitabın konusu şöyle ki, Feribe isimli baş karakterimiz aşık olduğu adamla ayrılma sonucu girdiği depresyonun içerisinde hem sevgilisinin ve yaşadıklarının yasını tutmakta hem de kocasını aldatmış olmanın verdiği suçlulukla boğuşmaktadır ki durum onun için içinden çıkılamaz kapkaranlık bir hal alınca son çare kendisini Mazi İmha Merkezi’nde bulur... Hikaye de buradan sonra gelişiyor.
Yeri geldi heyecanlandım, “acaba ne olacak?” diye hızlı hızlı ve merak içinde okudum, yeri geldi karakterlerle ve özellikle Feribe ile bağ kurdum, çok yerin altını çizdim, çokça güldüm, çokça üzüldüm ve acaba gerçekten Mazi İmha Merkezi olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm... Karakterin zihnine karışmışım gibi hissettiğim, bağ kurduğum kitapları çok seviyorum. Nermin Yıldırım inanılmaz şahsına münhasır bir yazar. Bu denli derin, üzücü ve can sıkıcı konuları, mizahıyla ustalıkla yoğurmuş. Evet yanlış duymadınız, kitap sıklıkla mizahi ögeler içeriyor. Ve kitabın dili bana “bu yetenek başka bir şey değil.” dedirtiyor. Akıp giden bir dili var ve karakterler vasıtasıyla yazarın da içtenliği içinize işliyor. Bana çocukluğumda okuyup çok sevdiğim bir kitabı hatırlatıyor samimiyeti, hangisi olduğunu bulamıyorum. Nermin Yıldırım’ı keşfettiğim için mutluyum. Bu kitap bana arkadaş olmuştu, diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.
Unutma DersleriNermin Yıldırım · Doğan Kitap · 20193,693 okunma
İncelememe kitaptan bir alıntı ile başlamak istiyorum. " - bikeş! Diye seslendi isabiekov. Kız döndü baktı:
- ne var? Bana birşey mi söylemek istiyorsunuz?
Kısa bir süre alık alık durdu. Sonra :
- size şu.. Şu elmayı getirdim, diye kekeledi.
- elma mı? Amma da iş ha! Benim hiç elma yemediğimi mi sanıyorsunuz?
- yoo, mesele o değil.. Ben onu şeyde buldum...
- ne olmuş yani? Benden ne istediğinizi anlamıyorum! Dedi kız sinirlenerek. Ve sonra onun yüzüne bile bakmadan hızlı adımlarla uzaklaştı oradan. "
Bu alıntı şuan size boş gelebilir ama çok sarısıcı. Sarsıcı olan ise; hediyenin samimiyetinin değilde, değerinin daha önemli olduğunu, kadınların bir defa daha seven bir erkeği üzdüğünü göstermesi. Benim bu kıssadan çıkardığım yegane hisse bu.
Kısa ama etkili bir kitap. Okumanızı kesinlikle öneririm.
Her Ay Okuyanlar Kulübü Tereddüt.
Bir mütereddidin hikâyesi bu.
Çağımız insanının en hızlı olayı değişim. Tamam hayat durağan değil, o değişime ayak uydurmak lazım gelir elbette dee bu kadar da hızlı değişim yaşanmaz ki değil mi canım. Bir fikir beyan ediliyor, bir davranış sergileniyor ya da bir karar alınıyor amma velakin bir an sonrasında fikir değişmiş, tavır değişmiş, karar değişmiş...
İşte bizim mütereddit karakterimiz de tam da bu tanıma uyuyor. Günümüz insanının özeti...
Çocuğu hasta bir baba, karısından şikayetçi bir adam, her ikisininde istekleri var. Biri evladını nasıl tedavi ettireceğini düşünüyor, öbürü şikayet ettiği eşinden nasıl kurtulacağını. Ve ikisinin yolu iki yaka arasında durmadan gidip gelen vapurda kesişiyor :-) sonrası bir pazarlık, al gülüm ver gülüm olayı...
Kopmuş aile bağları, birbirine uzak yabancı eşler, zevk için dünyaya getirilmiş çocuklar...
Devamlı tereddüt eden bir adam...
"Niçin doğduğumuzu bilmiyoruz. Sabahları niçin uyandığımızı da... Çocukluğunu yapmadan askerliğini yapanlar, doğmuşken yaşayanlarız. Uruz, sivilceyiz, et beniyiz toplumda. Madem doğmuş bulunduk ; onlar bize katlanır, biz hayata..."
@herayokuyanlarkulubu moderatörlerinden canım
Bakın size: '"Siz benim sırdaşımsınız." dedim, bir sırdaşımız oldu mu, kendimize bir sırdaş edindik mi hemen sırlar uydururuz kendimize, gözümüzde büyütürüz o sırları, önemleriz. Kendimizi önemlemek, önemli bir kişi saymak için. Sevgilerimiz varmış, nefretlerimiz varmış... Hepsi de lakırdı değil mi bunların? Ne demektir sevgi? Ne
#kitapyorumu #seldaileoku
Merhabalar efendim, bugün nasılsınız? Ben gayet minnoş minnoş takılıyorum. Yine aşk kitabı ile geldim. Bakalım bakalım benim bu hallerim nereye varacak?
Yazarın kalemi ile geçen kışın Sahte Balayı kitabınla tanışmıştım ve sevmiştim. Bu kitabını da aynı sevgiyle okudum ki koreli karakter benim gönlümde fazlasıyla yer etti. Johs'dan bahsediyorum. (koreli adı Jimin) Kızım sayesinde korelilere karşı ayrı bir sempati duyuyorum.(Ergenus kızım aklımı çeldi)
Hazel ve Josh...Şimdi ben bu ikili için ne diyeyim bilemedim? Bilhassa Hazel, kızım çocuğu seviyorsun ama arkadaşsınız, üstelik sevgili bulması için de liste yapıyorsun daha doğrusu yapıyorsunuz. İkisi de birbirinden akılsızlardı. Eeee yaptığınız her liste elinizde patladı. Sonra yine birbirinize kaldınız. Bu öyle bir kalma ki, yedi yılın acısı fazla fazla çıktı. Hazel deli bozuk bir kızken, Josh'un bir o kadar ağır başlı olması dengeyi güzel sağladı. Ama körle yatan şaşı kalkar diye boşuna dememişler değil mi? Hazel adamı da zivanadan çıkardı.
Genel itibariyle güzel hikayeydi. Sakın diyeyim liste falan hazırlamayın. Maazallah sonu hiç ummadığınız bir şekilde sonlanabilir.
Sonu güzeldi amma velakin oldu bittiye getirilen sonlar beni sıkıyor. Çok hızlı bir geçiş oldu ki sonunu anlamam bayağı zor oldu.
Ve ve ve +18 olmadan olur mu? Adı üstünde aşk kitabı... Gerçi buradaki sahneler hiç basit değildi. Okuyacak olanlar ona göre okusun.
Bu tarzda okuyanlara güzel bir öneri. Yüksek bir beklenti olmadan okursanız seversiniz. Zira kafa dağıtmalık, çıtır çerezlik kitaplarda beklentiye de girmeyin zaten.
Evet, bir hayal kırıklığı ve beni canımdan bezdiren bir kitap daha bitti sonunda. Kitaba başlarken çok büyük bir beklentim vardı çünkü konusu çok ilgimi çekmişti, enemies to lovers idi ve intikam alma isteğiyle başlayan bir hikayeydi. Ama bütün bu sevgilerime rağmen kitap beklentimi karşılamadı.
Kızların neden öldüğünün açıklaması bence iyiydi,