Lozan görüsmelerinden bir anekdot
Türklerin mahkemelerine yabancı yargıçlar kabul ederlerse millî egemenliklerinin baltalanmış olacağı yolundaki şikâyetlere karşı Curzon, ''millî egemenlik'' deyiminin Türklerin kafasında değişmez fikir durumuna gelmiş olduğunu, ne zaman bir imtiyaz söz konusu olsa hemen millî egemenliklerinin tehlikeye düstüğü sanısına kapıldıklarını, fakat bu garip fikrin hiç kimsenin zihninde var olmadiğını söyledi. Curzon alay etmek istiyordu, ama bu kere pek beceremiyordu.
» Mehmet Zahit Kotku Efendi'nin Tasavvufi Ahlâk'ında yer alan sohbetlerinden birinde okumuştum. Yanlış hatırlamıyorsam Küçük Hüseyin Efendi idi, müridan ve muhiplerinden verem hastası olanları, cemaatla namaz sırasında sıkı saflara sokarak veya onların olduğu safları daha da sıkılaştırarak tedavi edermiş. Bulaşıcı ve o zamanlar için çok tehlikeli bir hastalığa karşı “mesafe” değil de sıkı, sımsıkı bir yakınlık, bir temas; omuz omuza... Kalpten kalbe sağaltıcı bir yol açmak, belki de bedenden bedene gümrah ormanların tertemiz havasını getiren bir kanal inşa etmek için... (Bir gün, söz oraya nasıl intikal etti hatırlamıyorum, belki de üstadın adı konmuş ama yazılmamış kitaplarından Namaz İnsanı Kılar üzerine konuşuyorduk, bu anekdotu İsmet Özel beye aktarmıştım. Dikkat kesildi ve duraksamadan karşılık verdi: Çok doğru bir yol; veremin herhalde en bariz sebeplerinden biri olan yalnızlık duygusunu, kendini yalnız hissetme endişesini ortadan kaldırarak iyileştiriyor...).
Reklam
Korkunç bir anekdot
Kendisi de bir toplama kampında bulunmuş olan İtalyan yazar Primo Levi, bir keresinde bir Nazi kampı komutanına zaten öldürülecek olam kurbanları öldürmek için sneden bu kadar çok zaman ve enerji harcadıkları sormuş, komutan da bunun anlamsız bir zulüm olmadığını, ancak gaz odalarından sorumlu kişilerin vicdan azabı çekmemesi için kurbanların mutlaka insan olmayan nesnelere indirgenmiş olduğunu söylemiştir.
Sayfa 189Kitabı okudu
Sosyoloji ve Antropolojinin Farkı
Üniversite camiasında rahmetli Mübeccel Kıray'a atfen anlatılan bir anekdot vardır. Bir konferansından sonraki soru/cevap bölümünde hocaya antropoloji ile sosyoloji arasındaki farkı sormuşlar. Hoca da şöyle cevap vermiş: "Evladım, köyde yaparsan antropoloji, kentte yaparsan sosyoloji olur." Bazen farklı, hatta rakip büyük
Sayfa 367-368
Ben bunların hiçbirini haketmedim Anne! Ölmek? Gerekli olan, kaçınılmazlığı kanıtlanmış anekdot.
Sayfa 101 - Gendaş Kültür - Birinci Baskı : 2002Kitabı okudu
Bu çalışma bir hatırat, anı, anekdot, gezi, gözlem, öykü, kurgu, senaryo, roman, anlatı değil sadece bir ayrıntı... Ayrıntı içinde bir ışıltı... Derin mesaj ve etkin misyon içeren bir ayrıntı... Abartısız...
Reklam
1.000 öğeden 751 ile 760 arasındakiler gösteriliyor.