Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her yarım kalmış aşkta tanrısal bir arayış, uhrevi bir anış kalırmış geriye işte.
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Anış
Ben ölünce gömün gitarımla beni kumlara. Ben ölünce, portakallarla naneler arasına. Ben ölünce gömün isterseniz rüzgar gülüne. Ölünce ben! Federico Garcia Lorca
Reklam
Oktay Rıfat "Anış" başlıklı şiirinde:
"...Her dakikasını ayrı hatırlarım Erenköy'de geçen zamanımı Rüyama girer bir arada İstanbul, bahar ve Türkan'ım. Bir odamız vardı etrafı sarmaşık Bostanlara bakardı penceremiz O güller kadar taze Ben ona deli gibi âşık..."
Sayfa 81 - Hemen KitapKitabı okudu
Anış
"..yıkık manastırın orda kalbim ki, o da yıkıktı. bir keşiş bıçağıyla dağlanmış çiçek bozuğu, çopur bir hayat acıtıyordu beni sevgilim. her şeyin hüzne vurduğu yerde bütün saatlerin, kuzguni bir denizi çoğaltarak hayat acıtıyordu beni.."
Anış
her şeyin hüzne vurduğu yerde bütün saatlerin, kuzguni bir denizi çoğaltarak hayat acıtıyordu beni.
Sezai Karakoç-Batış
Güneştir düşen turuncusunda menekşeler sunarım Gece artık hiç dönülmeyecek yerlerdeki o sevgiliye Çocuklara kekik toplıyan o sevgiliye Bir kekik uzatan çocuk anne deyince Deniz dibinden çatı çeken Çocuk üstüne arkadaş üstüne Güneştir düşen yeşilinde bir yüz döner Değişmeyen o gençliğiyle sevgili Ölümden sonraki kurtulma gibi Döner döner de gelir karşıma Deniz dibinden cıkan ahtapot ölüleri Eski utanmaları çeker su yüzüne Güneştir kırmızı ve ben en çömezi bir rengin Altın hatıralar hükümetinin Bitmeyen sultanı o sevgiliye adanmış Soy utanç soy anış soy sevgi Gel artmaz azalmaz ey sevgi
Reklam
Anış
Ey ruhu ihanetlerle hırpalanan Acıyı bir ateş gibi taşıyan göğsünde Köpüren düşlerimde sen varsın Bütün kelimelerin içinde sen Çık gel gül fırtınaları içinden Gel ki taşmaya hazır İçindeki kan gölleri Gölgesi ta buralara vuran o yerleri Son kez olsun anarak.
Batış
Güneştir düşen turuncusunda menekşeler sunarım Gece artık hiç dönülmeyecek yerlerdeki o sevgiliye Çocuklara kekik toplayan o sevgiliye Bir kekik uzatan çocuk anne deyince Deniz dibinden çatı çeken Çocuk üstüne arkadaş üstüne Güneştir düşen yeşilinde bir yüz döner Değişmeyen o gençliğiyle sevgili Ölümden sonraki kurtulma gibi Döner döner de gelir karşıma Deniz dibinden çıkan ahtapot ölüleri Eski utanmaları çeker su yüzüne Güneştir kırmızı ve ben en çömezi bir rengin Altın hatıralar hükümetinin Bitmeyen sultanı o sevgiliye adanmış Soy utanç soy anış soy sevgi Gel artmaz azalmaz ey sevgi
undefinedKitabı okudu
Yaralarım Aşktandır...
"Varlık o kadar kırılgan ve öylesine tehlikeye açık ki, titremeden sevemiyorum!" demiş Simone Weil. Bir kez daha, güzel demiş. Sevdiğimizi yaşatmak isteriz. Sevdiğimizi kaybetmekten korkarız. O kırılganlık yürekte ne depremler yaratır. Mâdem aşk, "döküp varlığı gitmektir" o halde bastığımız zemin sarsılır. Sevmeden bilemiyoruz. Sevmek muhâtap almaktır. Muhâtap alındıysak seviliyoruz. Ne kadar uzakta olursan ol, sevgiliye dönmen için bir adım yeter. Bir hıçkırık, bir niyâz yeter. Bir iç geçiriş, bir anış yeter. O zâten kalbi kırıklarla beraberdir. Lütuf her yerdedir.
Sayfa 20 - Kapı Yayınları 562 Psikoloji 10 / 1. Basım: Kasım 2017 2. Basım: Aralık 2017
"İnsan, insanların hayrını söylemeyi huy edinirse birisinin hakkında hayırlı sözler söylemeye koyulur; o da onun sevgilisi olur. Sevgiliyi anış güldür , gül bahçesidir, güzel kokudur, esenliktir. Fakat birisinin kötülüğünü söylerse onun nefretini kazanır; o adamda onu andı mı, hayali gözünün önüne geldi mi, yılan akrep görmüşe yahut diken, çöplük görmüşe döner. Madem ki gece gündüz, güller gül bahçesi irem bağları görebilirsin, elindedir bu; peki ne diye dikenliklerde, yılanların bulunduğu yerlerde gezer dolaşırsın?Herkesi sev de boyuna güllükte gülistanlıkta yaşa.” Mevlana
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.