Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı genel itibariyle beğensem de yanlış yayınevinden mi okudum diye düşünmedim değil. Beni bu düşünceye iten de karşılaştığım alıntıların dilinin daha anlaşılır olması ve kitap içerisinde okuduğum bazı cümlelerden emin olamamam. Kitapta genel başlıklarla ayrılmış 3 bölüm okuyoruz. İlk bölümde kitaba adını da veren Adem ile Havva'nın, ilk insanların, birbirleriyle alakalı monologlarını, ikinci bölümde ise Şeytan'ın Cebrail ve Mikail'e yazdığı mektupları okuyoruz. Fakat üçüncü bölümün temasını anlamakta güçlük yaşadım. Hatta anladığım kısımlar oldukça kısıtlı. Bu durumun kitaptaki dini örüntünün Hristiyanlık üzerinden devam etmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Kitapta en çok hoşuma giden şey Twain'in Havva karakterini meraklı, araştırmacı, yaratıcı, anaç, fedakarlığa daha müsait bir karakter olarak kurgulaması. Adem'i ise daha kendi halinde, hiçbir şey yapmak istemeyen bir karakter olarak görüyoruz. Bu iki güzel karakteri okurkenki en büyük eksiklik de bu ilişki ve olayların yüzeysel olarak aktarılması. Adem ve Havva'yı daha detaylı, daha uzun uzuuun okumak isterdim. Twain Hristiyanlık ve İncil ile ilgili bazı tutarsızlıkları Şeytan'ın ağzından yorumlamış. Dini konularda hassas insanların hoşlanmayacağı bir anlatım olabilir. İyi okumalar...
Âdem ile Havva'nın Güncesi ve Seçme Öyküler
Âdem ile Havva'nın Güncesi ve Seçme ÖykülerMark Twain · Kapı Yayınları · 20234,105 okunma
720 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ben, Öteki ve Ötesi
Ben, Öteki ve Ötesi İbrahim KALIN'ın İslam-Batı ilişkileri tarihine giriş olarak yazdığı kitabı. Yazarın daha önce kitaplarından okumuştum ve videolarından izlediklerim, akademik kariyeri ama altını dolduran bir bilgi birikimi ile beğendiğim bir yazar. Kitap Ben, Öteki ve Ötesi şeması ve bu şema üzerindeki kesişim noktasını bize anlatan
Ben, Öteki ve Ötesi
Ben, Öteki ve Ötesiİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 2021592 okunma
Reklam
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Göçmüş Kediler Bahçesi, nicedir merakımı celbeden, ancak her defasında gözümü korkutan yorumlardan sebeple okumaya kalkışmaktan vazgeçtiğim Bilge Karasu'nun okuduğum ilk kitabı oldu. Bu kitaptan ne anladığım sorulsaydı eğer, net bir cevap veremezdim sanırım. Ama beğenip beğenmediğim sorulacak olursa cevabım net bir şekilde "çok beğendim" olacaktır. Nasıl ki Ahmet Haşim şiiri "söz ile musiki arasında, sözden çok musikiye yakın" diye niteliyorsa Sait Faik ve Bilge Karasu gibi yazarların öykülerini okudukça şunu fark ettim ki bu yazarların öyküleri de "öykü ile şiir arasında ancak öyküden çok şiire yakın" bir tür olarak anlam kazanıyor bende. Ve bu nispette yine "şiir anlaşılmak için değil hissedilmek içindir" fikri bence bu öyküler için de tutarlılık kazanıyor. Hiçbir şey anlaşılamasa dahi derinlerde çok derinlerde sezilen, hissedilen bir takım duygulara temas ettiğini anlıyorsunuz. Bu da bu öyküleri nice anlaşılır metinlerden daha etkili, daha akılda kalıcı hale getiriyor. Öykülerde anlamın kapalılığına tezat teşkil eder bir biçimde dilin su gibi akıyor olması eserin yine şiirselliğinin bir göstergesi olsa gerek. Bunun yanı sıra Bilge Karasu dili kullanmadaki başarısını atmosfer oluştururken de sürdürüyor ve ortaya karanlık, mistik ve puslu bir atmosfer çıkıyor. Göçmüş Kediler Bahçesi; özgün üslubuyla ve güzel Türkçesiyle benim çok sevdiğim ancak herkesin beğenmeyebileceği, eserle ve yazarıyla ilgili ön bilgi, ön hazırlık gerektiren bir kitap. Okumaya niyeti olanlar bu durumu göz önünde bulundurarak hareket etmeli.
Göçmüş Kediler Bahçesi
Göçmüş Kediler BahçesiBilge Karasu · Metis Yayınları · 20171,185 okunma
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu. _Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi. _Yücelmek için özür
_Kendini bil! Görevinle, kalbinle bağlantı kurarak, bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu, davranışlarının kaynağının güvenilir mi güvenilmez mi olduğunu bil. Kalbin karmaşık derinliklerine girmeye çalışan ahlaksal kendini biliş, insansı bilgeliğin başlangıcıdır. _Deneyimler bilgi yaratır ve bu deneyimlerin içeriği de duyu organlarına bağlıdır. Eğer
Reklam
·
Puan vermedi
Açık havada yürüyüş yapmak Nietzsche külliyatının doğal bileşeni, yazarlığının da değişmez refakatçısıydı” der Frédéric Gros. Ve Nietzsche de bu sözü destekler nitelikteki şu sözü söyler: “Ben biir gezgin ve bir dağcıyım; düzlüklerden hoşlanmam ve görünüşe göre uzun süre kıpırdamadan oturamam. Beni bekleyen kader her neyse, yaşayacak daha neyim
Nietzsche ile Yürümek
Nietzsche ile YürümekJohn Kaag · Ren Kitap · 2019174 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Koşmasaydım Yazamazdım, Murakami
KOŞUYORUM ÖYLEYSE VARIM! Koşma Eyleminin Altında Yatan Derin Bir Varoluş Felsefesinin Kitabı:
Koşmasaydım Yazamazdım
Koşmasaydım Yazamazdım
René Descartes
René Descartes
‘ın meşhur Cogito Ergo Sum’unun (Düşünüyorum, o halde varım)
Haruki Murakami
Haruki Murakami
‘nin kalemine sirayet etmiş halini okuyacaksınız. Rene Descartes, varoluşun anlamını ve temelini düşünme eylemine bağlarken; Murakami, varoluşsal anlamını koşu
Koşmasaydım Yazamazdım
Koşmasaydım YazamazdımHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20182,817 okunma
124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.