Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kürt-Türk
Aynı harflerle hem Türk hem Kürt yazılıyor. Dünyada başka böyle iki kardeş ırk yoktur. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa o Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa o Kürt değildir. Türk baldır, Türkçülük zehir! Kürt bal kaymaktır, Kürtçülük zehir! Zehirler dışardan enjekte edilmiştir. Türk ile Kürt, Allah'ın askeri, hakkı ve adaleti
Tefsir'ül Münir - Saf Süresi 1/4 Ayetleri :
1- Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ı teşbih eder. O üstündür, hikmet sahibidir. 2- Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz. 3- Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir buğza sebep olur. 4- Allah kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever. Açıklaması: "Göklerde ve
Reklam
832 syf.
·
Puan vermedi
Amerikan iç Savaşı (1861-1865):ABD'nin Washington yönetimi ile bu ülkeden ayrılmak isteyen 11 Güney Eyaleti arasında yaşanmıştır. Aslında Abraham Lincoln'un başkan olmasıyla ve bunun ötesinde gelen köleliği kaldırma fikrinden mütevellit 11 Güney Eyaleti ayrılıp bağımsızlığını ilan etti. Sonuç olarak Birleşik devletlerin zaferiyle Güney'deki
Rüzgar Gibi Geçti
Rüzgar Gibi GeçtiMargaret Mitchell · Artemis Yayıncılık · 20202,011 okunma
*Ve Uhud hezimeti ile müslümanlar anladılar ki Hz.Muhammed(sav) aralarındaki hûdadır ancak asıl hûda, kendileriyle birlikte kalacak ve ölmeyecek olan Kur'an'dır. * Uhud muharebesinde çatışmanın en yoğun olduğu esnada müşriklerden birisi Hz.Muhammed(sav)'i öldürdüğünü sanmış ve bunu o esnada büyük bir sevinç ve eminlikle duyurmuştu. Çatışma esnasında Resûlullah'a (sav) ulaşamayan müslümanlar O'nun (sav) öldüğünü sanmışlar ve büyük bir kedere kapılmışlardı.
333 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Süleyman Dama ~~ Gavsül Azam Abdülkadir Geylani . Fakirin aç ve yetimin yemesi ve içmesi Allah'ın yemesi ve içmesi gibidir. . Abdülkadir doğmadan önce haberi yayılmaya başlamıştı. Öyle güzel ahlaklı ve temiz bir insan olacakti ki hem Muhammed'in oğlu olma şerefine hemde Allah'ın katında nazlanma şerefine nail olacakti. Doğup büyüdüğünde ailesinden ayrılmış Bağdat'a yerleşmişti. Herkes önceden bilse de bir şüphe vardi insanlar da öyle mucizelere öyle hadiselere şahit oldular ki o zaman anladılar gercekten Abdulkadir'in bir hikmeti olduğuna. Zaman içerisinde aldigi unvanlar ve gördüğü eğitim sayesinde ismi Gavsül Azam diye anılmaya başlandı. Namaz dan sonra zikir ve fetva sırasında Hz. Muhammed ve ashabı onu dinlemeye gelenler arasındaydı mana aleminde tabi. Artik onu dinleyenler arada bir susmasına alışmıştı. Biliyorlardı ki izin çıkmadan konuşamayacak. Herkese yardım elini uzatıp örnek olmaya çalıştı yaşadığı süre boyunca. . Onun sehâsı (cömertlik, yumuşaklık) Hz. İbrahim Peygamber'dendi. Rizâyı İshak Peygamber'den aldı. Sabrı kimden aldığını bilirsin. Ne verilmek istendiğini konuşmadan anlamak ve anlatmak olan işareti Zekeriya Peygamber'in manevisinden, yakınlığı Hz. Yahya'dan, sûfiligi Hz. Musa'dan alırken Hz. Isâ'dan seyahati öğrendi. Bu yoldaki işaretlerin hepsini kendinde cem eden fakrı ise atasi Resullullah'tan aldı aldı. İnanın manevi değeri çok yüksek bir kitap ben bitmesini hiç istemedim. Sizinde okumanizi tavsiye ederim. . Kitapla kalın
Sultan - ı Naz Gavsül Azam Abdülkadir Geylani
Sultan - ı Naz Gavsül Azam Abdülkadir GeylaniSüleyman Dama · Menekşe Kitap · 202045 okunma
"Bir tek öğrenme yöntemi vardır, diye yanıtladı Simyacı. EYLEM yöntemi. Bilmen gereken her şeyi sana yolculuk öğretti."(Sayfa 130) ~~ Birkaç paragraf sonrası~~ Bilgeler doğal dünyanın Cennet'in bir görüntüsünden ve bir suretinden başka bir şey olmadığını anladılar. Tek gerçek şudur ki, var olan bu dünya, bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun güvencesidir. Tanrı bu dünyayı, insanlar, görülen nesneler aracılığıyla manevi öğretileri ile bilgisinin mucizesini anlayabilsinler diye yarattı. Ben buna EYLEM diyorum. (Sayfa131)
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Hz. Ali'nin ordusunun üstün gelmek üzere olduğunu anlayan Muâviye, hezimeti kabul etmek üzereydi ki, şeytan gibi kurnaz olan Amr ibn ül-Âs bir hiyleye baş vurdu. Hiyle şu idi: Kur’an cüzlerini ve sayfalarını mızraklar üzerine takmak. Öyle yaptılar ve beş asker önce, mushaflar mızrakların ucunda, iki taraf arasında Kur’an hakem olsun diye bağırdılar. Ali ve bazı akıllı şahsiyetler bunun bir hiyle olduğunu anladılar ve gene de hücum edilmesini fikrini ileri sürdüler. Ön safta bulunan mutaassıp dindarlar Kur’an karşısında silâhlarını bıraktılar;
"Evet, hepsi de kulüplerini darmadağın edenin, her tarafa mürekkep dökenin ayyaşın oğlu olduğunu düşünüyordu ve sonra onun peşine düştüler, asla yakalayamadılar çünkü onun neye benzediğini bilmiyorlardı ve Atticus, sonunda onu gördükleri zaman anladılar ki aslında o şeylerin hiçbirini o yapmamıştı... Atticus, o gerçekten iyi bir çocuktu..." "İnsanların çoğu iyidir, Scout, yeter ki sen onları bir gün gör."
Târihin Akışı Değiştirilemiyor İnsanlar daha iyi ve kutlu bir hayatın özlemi içindedirler. Zekânın gelişmesiyle, içinde yaşadığı sefaletin korkunçluğunu kavrayan insan, bahtiyar olmak için bir yandan enerji harcarken bir yandan da mânevi yönden bunun sebeplerini hazırlamaya uğraşmıştır. Daha iyi ve güzel bir hayat için bazen gerçekçi, bazen
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.