Hayal kırıklığı ise farklıydı. Burada zalim olan, yüzeyselliği ve duygusuzluğu insanı bir deliğe girip bir daha hiçbir insanı görmemeyi ve duymamayı istetecek kadar iğrenç olan, insanlardan biri değil de kaderin kendisidir. Yıllarca olası tüm ıstırabın sınırlarına ulaştığını düşünen insan artık ıstırabın sınırı olmadığını ve hâlâ biraz daha ve hatta daha beter acılar çekebileceğini anlar.