Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gene de bir sürü kağıt, defter ve not kaldı. (Artık bunları da atamazdım.) Sonra, fotoğrafları albümlere yerleştirmeğe başladım (Tarih sırasında bazı yanlışlıklar oldu herhalde.) Yüzüm, günden güne hiç değişmediği halde (bunu, her sabah aynada yaptığım gözlemlerle biliyordum), resimler arasında vahim farklar vardı. Bu değişikliği, yüzümde
''Anlaşılmayan ruhlara deli demek adettir.'' Peyami Safa
Reklam
ESNEK HAYAT
Hayatın merhaleleri, hayat kadar karmaşık girift aslında,matematik buna bir şekil veremez. Okulundan mezun ettiği falanda yoktur mezununu ararsanız mezarlıklara uğrayın. Ne sokağa ne kitaba ne gönüle sığmayan bir şımarık çocuk misali.Bu yüzden hayat matematiğe ve teoriğe gelmez. Çözülmeyen ya da anlaşılmayan elde edilemeyenin hep uyardığı bir organ vardır dil. sadece üzerine konuşulur.laf salatası, safsataları çok olur hayatın. Bir gün geçerli olan bir gün yok hükmündedir. Birgün aşılan engeller gün gelir engel bile değildir. Bir yarış değildir galip gelinmesi gereken. Birgün başlarsın birgün bitişe yakınsın,bir nefesin alınıp verilmesi gibi.Alışmak ve çıldırmak...bedeni çiğneyen iki demir blok arasında ne zaman çıldıracağımız ne zaman alışacağız bize kalmış gibi.
192 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ay dede, ay dede oğlun kızın nerede?
Yazarın kitaplarını severek okuyorum. Gerek Türkiye’nin sosyal sorunları gerekse Yurt dışında kalmış Türklerin yaşantıları romanlarına konu olur. Bu kitapta olay Urfa’da geçiyor. Daha önce yaşadığım bir şehir olduğu için okurken gözümde canlandı tüm mekanlar. Özlediğimi hissettim. Kitap daha çok içine çekti beni. Okurken Nemrut’un hikayesinden Komagene Krallığına kadar Urfa tarihi ile ilgili ilgi çekici bölümler çok keyifli. Ama asıl konu çocukluğu ve gençlik günlerini annesinin etkisinde geçiren bir kadının evliliği, sonra evliliğini sorgulaması, Murat karakterine duyduğu yakınlık, sonra yaşadığı pişmanlık, beraberinde kocası Ferit’e hissettiği vicdan azabı karışımlı yoğun yakınlık… yani kitap ana karakter Nur’un kendini ve hayatı sorgulaması üzerine kurulu. Gerçekçi bir yazarın kaleminden bizden bir hikaye. Çok bilindik çelişkiler, ikilemler, kararsızlıklar, karmaşık ilişkiler, anlaşılmayan duygular… okuduğum her kitabında bu hikaye bir yerden tanıdık geliyor dediğim bir yazar. Tek eleştirim okuduktan sonra konu bitmemiş hissi yaratıyor. Sanki onlar hala Urfa’da hayatlarına devam ediyorlar ve bize anlatacakları henüz bitmemiş gibi… kim bilir belki de öyledir :)
Küçük Dünya
Küçük DünyaEmine Işınsu · Ötüken Neşriyat · 1995357 okunma
Sanat insanlara daha önce hiç yaşamadıkları, hiç hissetmedikleri duygular geçirmeli. Mesele ağlatmak değil, hözyaşının özel bir şekilde dökülmesi, hiç beklenmedik bir anda ve anlaşılmayan sebeplerle.
Sayfa 193 - Notos KitapKitabı okudu
IŞIK!
Bir sokağın ışığında yazıyorum. En derin kelimeler yıldızlardan dökülüyor bu gece. Serin ve hüzün dolu bu saatte, kalbim savrulup duruyor öylece. Anlaşılmayan bir sessizlik belirmiş nefeslerde. Kalabalık bir şehirde, yalnız duygular serilmiş yerlere sanki. Boş bakışlar almış yorgun bedenleri. İnsanların, kurumuş yapraklar gibi dökülen kelimelerinde bir mâna bulamazsınız bâzı zamanlarda. Yalnızlık iyileştirir içinizi, ıssız duvarlar resminizi taşır yorulmadan. Bir hâyalin peşine koşmak düşüncesi, size güç verir.  Ve âniden irkilirsiniz, hevesi kaçmış bir kuş gibi uçamazsınız hâyallerinize doğru. Bu sokaklar size arkadaş olur, adımlarınız umut, gölgeniz şiir olur bu gece. Sizi okumayı bilen biri, anlar her harfın ağırlığını. Üstünüze sinmiş tozları görür hatta. Kimi zamanlar insanlara söylediğiniz bir kelimenin bile, anlamını düşünürsünüz saatlerce. Ve söylediğiniz sözcüklerin cevapsız kalışını seyredersiniz uzaktan. Oysa bir kelime şifâ olur umuduyla söylediğiniz sözcükler, kursağınızda düğümlenirmiş meğer, anlarsınız. Bu hayat sizi güçlü biri yapar, acı sizi güçlü biri yapar, insanların davranışları sizi güçlü biri yapar ve içinizdeki solmuş çiçekler sizi güçlü biri yapar. Bâzen koklayacak bir çiçeğiniz olmadığını farkedersiniz ama, anıların zihninizden geçmesiyle tekrar filizlenir bir tohum. Hatta biraz daha yürürken sokakta, ışıkların daha çok parladığını görürsünüz. Düşünürsünüz sonra derin derin. Işığı sönmüş bir şehri, kaç kişi özgür kılar acaba? 
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar. Ağustos ayına da tam planlarıma yönelik başladım. Umudum, bu ayın yeni bir başlangıç olması ve iyi olayların yaşanması. Çabamsa tam da buna yönelik olacak. İnşallah iyi bir yolda yürüyeceğiz, attığımız adımların da meyvelerini alacağız diyelim ve başlayalım. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince
Ben Neyim?
Ben Neyim?Ahmet Mithat Efendi · Dergah Yayınları · 201450 okunma
"Anlaşılmayan ruhlara deli demek adettir."
Peyami Safa
Peyami Safa
"Gerçi etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum, fakat hiçbir zaman etrafın bu hareketini haklı bulacaklarını tasavvur edemiyordum."
Anlaşılmayan Duygular
sonra biraz canlanmaya başladım. Ama öyle belirsiz bir dirilişti ki bu, ilk duygularım yaşamaktan çok daha fazla ölüme yakındı. Hiç unutmadığım bu duygular bana ölümün yüzünü ve düşüncesini öyle doğal, öyle olağan gösterdiler ki onunla bir çeşit uzlaşmaya varmış gibiydim. Kendime gelmeye başlayınca gözlerimin gördüğü şeyler o kadar bulanık, silik ve ölüyü ki, ışıltı yalnız seçebildigim.
Reklam
"Gerçi etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıktan acı bir zevk duymaya başladığını biliyordum..."
Gerçi etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların, zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum.
Sayfa 29 - YKYKitabı okudu
En kolayı
Anlaşılmayan ruhlara “deli” demek adettir. Peyami Safa
122 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.