Cemil Meriç in en çok satan ve en çok okunan eseridir.Eseri incelemeye geçmeden önce Cemil Meriç'in bu kitapta bahsettiği kitap ve yazarları da burada bahsetmek istiyorum.Belki hem daha çok hoşunuza giderek, ilginizi çekerek başlar yazım.Buradan da kitabın ne kolay çok bilgiyi bi arada topladığını da
Kitaptaki şiirler kapağındaki samimiyet ifadesini hak ediyor. "Samimiyet"i kitabın her sayfasında bulacaksınız. Tüm şiir severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum ve tavsiye ediyorum...
Şair, bu dünyadaki yaşamı ve herkese hitap eden yaşamsal doğruları ve gerçekleri kendi düşünce ve ifade derinliği ile şiirlerinde anlatmış.
Aydınlığın bu kadar çok şey ifade ettiğini, bu kadar çok anlam içerdiğini düşünmemiştim hiç. Bana sorsanız aydınlık nedir diye, "işte karanlık olmayan aydınlıktır," derdim. Yazar Abdurrahman Seyhan'ın yüreğine sağlık. Öyle güzel anlatımlar ki, hemen orada; o anda ve o mekândaymışsınız gibi hissediyorsunuz ya da o harika lâhzanın içinde olmak istiyorsunuz. Aralara serpiştirilmiş resimler de bu duygularınızı perçinliyor.
Kitabın tamamı alıntı yapılabilecek güzellikte ama o zaman okuyacak olanlara haksızlık olur diye düşündüm, herkes kendi düşlerini kurmalı okurken..
Yazar; kullandığı sade ve doğal anlatım diliyle adeta beni büyüledi, sanki karşılıklı sohbet ediyormuşuz da ben o anki güzelliğe kapılıp gitmişim ve sadece dinlemekle yetiniyormuşum gibi.
Her bölümde çok derin anlamlar içeren dersler ve anafikirler var, anlayana..Odamızdaki kelebeklere duyarsız kalmamak dileğiyle, mutlaka okunması gereken bir kitap diyerek sözlerimi bitiriyorum.
Şikâyet edeceğim tek şey, çok çabuk bitmesi...
Merhaba Kitap Dostlarım!
Uzun zaman oldu inceleme yazmayalı. Bunun çeşitli sebepleri var, ama şimdi anlatmanın sırası değil. Şimdi çok daha önemli bir konumuz var. TECAVÜZ!
Tecavüz kelimesi, söylerken bile bizi bu kadar etkiliyorken, bir de yaşayanları düşünelim. Şimdi hepiniz, düşünmek bile istemiyorum, diyorsunuzdur eminim. Ama düşünelim bir
‘CİNSEL TACİZDEN DE ÖTE CİNSEL SALDIRI’
Hürriyet’e konuşan Pelin Buzluk yaşadıklarını şöyle anlattı: “Leyla isimli kullanıcının yazdıklarını görünce altına ‘Neden çamur atıyorsun, ne belli?’ gibi bir yorum gördüm. Sonra ‘onu yalnız bırakmamalıyım ben de başımdan geçeni anlatmalıyım’ diye düşündüm. Yaşadıklarımı yeniden hatırlamak travma
Geçenlerde 3-4 tane sokak köpeği 5-6 yaşlarında bir çocuğa saldırdı.
Biz koşa koşa oraya yetişene kadar bir tane ufacık sokak kedisi, çocuğu korumak adına bir kaplan misali öyle korkunç bir sinirle köpeklere daldı ki, köpekler ne olduğunu anlayana kadar hepsi korkup dağıldı..
İnsanlıkmış... Neyin insanlığı ulan! neyin insanlığı!!
Bir kediden bile utanmıyorsa yazıklar olsun "insanlığa(!)" !!
Beni uzun zamandır bu kadar etkileyen bir şiir kitabı olmadı. Kitaptaki şiirler o kadar derin ve duygu yüklü ki, üzüldüğümde bile gözyaşımı kolay kolay göstermeyen ben bazı dizelerde kendimi gözleri dolmuş halde buldum. Bunu yapmak kolay bir şey değil ve ustalık gerektirir.
Kitabın yazarından bahsetmek istiyorum ilk. Kendisi -
Jack London'ın ilk 10-15 sayfada neler anlattığını tam olarak anlayamadığım, ama 10-15 sayfadan sonra sürükleyici bir şekilde kitabın içerisine girip bir solukta bitirdiğim, toplamda 50 sayfalık olmasına karşın içerisinde birçok kıssadan hisse bulunan derinlikli öyküsü.
Öykünün konusu basit gibi görünse de Jack London'ın konuyu işleyiş biçimi ve