Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
Reklam
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
Hem adam olmak ne demek? Herkesin istediği gibi olmak, beklenen, öğretilmiş tepkileri vermek, yasalara uymak ya da yalan söylememek mi? Çok küçükken almıştım bu kararı. "Ben adam olmuycam" diye bağırmıştım masanın altında korkudan titrerken. Çükümün ucu gidince adam olacakmışım, peh!
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Anne baba özlemi çeken, kimsesiz, daha küçükken hayatın ne demek olduğunu anlayan çocuklar için içinde kapanmayan bir yara bulunanlar için tuz etkisi yaratan bir kitap. Ayrıca içinde Kudüs sevgisi barındıran, hakkında en ufak bir şey duyunca veya okuyunca bile heyecanlananlar için de aranıpta bulunamayan kitaplardan, zira kitap bitene kadar kendinizi Kudüs'te hissediyorsunuz. Dipnot: Baya iyi kitap. Baya baya iyi. En dipnot: Kaç saat ağladım belli değil. Çünkü çocuklar kimsesiz kalmasın, kalmasın kardeşim.
Jerusalem
JerusalemMarkar Esayan · Timaş Yayınları · 201171 okunma
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
“Hayatımda iki büyük kaza geçirdim. Otobüs ve sen. Sen en kötüsüsün Diego. Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın, anladığın halde canımı yaktın Diego.'' İnanılmaz güçlü bir kadın, başarılı bir ressam.Çağının en iyilerinden.Öyle ki Picasso'yu bile hayran bırakıyor kendisine tablolarıyla.Resimleri
Frida Kahlo
Frida KahloRauda Jamis · Everest Yayınları · 20184,693 okunma
Alçak gönüllülük kimsenin bilmediği bir erdem, edep ne demek bilen yok; yatakların olabildiğince dip dibe serildiği küçücük bir odada, baba, anne, genç erkekler, delikanlılar, yetişkin ve yetişmekte olan kızlar - iki bazen üç kuşak- karmakarışık yatıyorlar; her türlü tuvalet işi ve doğal ihtiyaçlar, giyinmeler, soyunmalar, doğumlar, ölümler herkesin gözleri önünde meydana geliyor, her yere şehvet atmosferi sinmiş ve insan doğası domuzdan beter bir düzeye indirgenmiş....Ensest çok sıradan bir olay.
Alçak gönüllülük kimsenin bilmediği bir erdem, edep ne demek bilen yok; yatakların olabildiğince dip dibe serildiği küçücük bir odada, baba, anne, genç erkekler, delikanlılar, yetişkin ve yetişmekte olan kızlar - iki bazen üç kuşak- karmakarışık yatıyorlar; her türlü tuvalet işi ve doğal ihtiyaçlar, giyinmeler, soyunmalar, doğumlar, ölümler herkesin gözleri önünde meydana geliyor, her yere şehvet atmosferi sinmiş ve insan doğası domuzdan beter bir düzeye indirgenmiş....Ensest çok sıradan bir olay.
Hiç unutmam,” diye başladı yaşlı kadın cümlesine “Hiç unutmam yavrum, bundan on sene öncesi, o zamanlar böyle yatalak değilim. Oğlumun kolundan tutup ‘Beni Ankara’ya götür’ demiştim. İtiraz etmemişti, iki gün sonrasına uçak bileti almış, götürmüştü beni Ankara’ya. Taksideyken ‘Nereye gideceğiz anne’ diye sordu, gözlerim yaşlı cevap verdim ona
Reklam
Bu dünyada anne-baba-çocuklar üçlüsünün dışında kalan her topluluk, insan ilgisinin (sebebi ne olursa olsun) dışında mı kalmalıydı? Evet, kalmalıydı. Sevgi, annesinin yatağının yanına getirmiş olduğu koltuğa büzülüp şalına sarınarak sabahlarken, bütün bunları düşündü; sonunda insanları, karıncalar gibi kalabalık ve nereye koşuştuğunu bilmeden çarpışıp duran önemsiz varlıklara benzetti. Her gün onları, annesinin yatağından kapının önüne süpürmekten usanmaya başlamıştı. Annesi öldükten sonra onlarla hiç konuşmayacaktı. Birden ürperdi: Demek ölüm bu kadar yakındı.
Sayfa 203Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.