Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün dışarıya çıkıp işlek sokaklarda yürürken köprünün birine asılmış bir pankart görmüştüm. ''Özgecan'ın Katilleri Yargılansın!!'' gibi bir şeydi tam hatırlayamıyorum.Eve geldiğimde ise televizyonda haberini gördüm.Detayını öğrenmek için internetin başına geçtim.20'li yaşlarında genç bir kız neden yakılmak istensin,neden öldürülmek istensin? İşin içinde olan şahıslar ne çeşit bir şeytanlığın esirindeydi? Donup kalmış gibi baktık öylece televizyon ekranına,annem ve babam sessizce izleyip sonra başka habere geçtiler.''Farkındalık'' bile uyanmadı yani içlerinde..Sevgili hükümetimizin de bir halt yapmadığı gibi.. Peki neydi asıl sebebi? Genç ve güzel olduğu için mi öldü Özgecan,insan olduğu için mi,kendini koruyamadığı için mi..bilemiyorum.Sadece onun cinsinden olanların değil karşı cinsinden olan birçok kişinin de canı yandı.Babasının haberdeki görüntüsüne bakmak bile istemezdiniz.Varsa erkek kardeşleri,kuzenleri falan..Bu zamana kadar duyduğumuz veya duymadığımız pek çok kadın,erkek,çocuk hatta hayvanlar acımasızca katledilebiliyorlar.Lakin unutulmasın ki Allah bunun hesabını soracak.. ”Mazlumun zalimden hakkını alacağı gün; zalimin mazluma zulmettiği günden daha şiddetli/çetin olacaktır”.
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Reklam
''Anne?'' Efendim, Diana? ''Bana söylediğini yaptım. Sırlarımı herkesten sakladım.'' Zor olduğunu biliyorum. ''Senin hiç sırrın var mı?'' Zihnimde bir kırda geyik gibi koşarken annem beni kovalıyordu. Elbette,dedi,uzanıp parmaklarını salladığında havada süzülüp onun kollarına düştüm. ''Bana bir tanesini söylesene?'' Tamam. Dudakları o kadar yakınımdaydı ki kulağımı gıdıklıyordu.Sen. Sen benim en büyük sırrımsın. ''Ama ben buradayım!'' diye çığlık attım, elinden kurtulup elma ağacına koşarak.''Eğer buradaysam nasıl sır olabilirim ki?'' Annem parmaklarını dudaklarına götütüp gülümsedi. Sihir.
Sayfa 439Kitabı okudu
"Annem, Bayan Van Daan ya da diğer kadınlar gibi yaşamak istemiyorum. Sadece gündelik basit işlerini yapıp duruyorlar ve sonra unutuyorlar. Bir koca ve çocuklardan daha fazla şeyler istiyorum. Hiç tanımadığım insanların hayatına bir şeyler katmak istiyorum. Öldükten sonra bile yaşamak istiyorum..."
"Kendine yakılmış bir ağıt gibi duruyor annem."
Babam sanki çok yorulmuş gibi iki eliyle alnını ovuyor. Sonra pencereden dışarı bakıyor. Annem yüzünden üzgün, kendisi içinde üzgün.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Çok hoş bir insandır annem. Arkadaşları gibi o da her olayı mutfak zamanlamasına göre anlatır: Tam fasulyemi ayıklayıp, soğanını soymayı bitirmiştim, tencereye koyacaktım ki sokaktan bir gürültü geldiğini duydum. O sırada, iki kişinin ölümüyle biten bir trafik kazasından söz etmektedir ama sizin bunu anlamanız biraz zaman alır. Sabah kalktım. Geceden ıslattığım barbunyayı süzeyim de kara suyu çıksın diye mutfağa gidiyordum ki, tam o sırada askerler bizim sokağa daldı. Annemin arkadaşları da böyle konuşur. Eminim insanoğlunun aya ilk olarak ayak bastığı saniyeyi bile, tencerede soğan öldürmeyle birleştirerek anlatır bunlar. Ve yaptıkları yemekten birinci tekil kişi mülkiyetiyle söz açarlar: Etim, fasulyem, barbunyam, soğanım, pırasam, kıymam, böreğim.
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Reklam
''Bebek,neden başkaları arabaları ile bize çarpmaya çalışıyorlar?'' ''Çünkü mutsuzlar ve mutsuz insanlar acı vermeyi severler,annem.'' ''Mutlu insan yok mu?'' ''Mutluymuş gibi yapan çok insan var.''
...Bunun üzerine bende büyükler gibi cevap verdim: "Bende seni seviyorum." "Gerçekten mi?" "Yemin ederim." "Peki,beni nasıl seviyorsun?" "Nasıl mı seviyorum?" "Evet Michel,nasıl sevdiğini bilmem gerekiyor.Yoksa ne düşünürüm?Beni sevmediğini düşünürüm ve sonsuza kadar kalp acısı yaşarım.Ben kalp acısı yaşamak istemiyorum.Annem kalp acısının kadınları yaşlandırdığını söylüyor.Annem de yaşlı görünüyor.Sanırım babam,onu NASIL sevdiğini hiç söylememiş.Ben yaşlanmak istemiyorum."
2013 Eylül Kan… Kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum, bu gece av var. Semra çok hoş, biraz fazla hülyalı bir kadın. Şu, her ilişkisinde sözü hemen evliliğe getirenlerden. Oysa ki Semra, bir erkeğin otoritesi kar- şısında tuz buz olacak biri. Yazık, bu kadar güçsüz biri nasıl aile hayatından bahsedebiliyor ki? En ufak bir sorunda tamamen dağılacak bir tip. Ben onun dağılmasına izin vermeyeceğim. Onu ebedi istirahatini yapacağı yere göndereceğim. Ben ayrılsam, onu parça bölük edecek ve sindirip kendi egemenliğinde yaşatacak birçok erkek var. Babam gibi. O zaman Semra da hiçbir şey yapmadan sadece ağlayacak. Annem gibi.
Tanıdığımı hissettiğim tek kişiydi. Sorular sormak zorunda değilmişim gibi. Onun yanında rahattım. Benim sevgilim, annem, ailem gibiydi.
Çocuğa Şiddet
Küçücük yüreği ile korkarak sindiği yerde uyuyakalmıştı. Annesinin kendisini çok sevdiğini biliyordu ama neden hep bağırdığını ve canını yakacak şekilde vurduğunu bir türlü anlayamıyordu. Kendi kendine daha çok küçüğüm, sadece altı yaşındayım ama büyüdüğüm zaman anneme bunları soracağım; belki de sormam çünkü üzülebilir. O beni çok seviyor, nasıl bilmiyorum ama seviyor. Fatma teyze Zeynep'i sürekli öpüyor canım diyor, ömrüm diyor. Oysaki annem bana sadece Elif bazen de şeytanın dölü diyor. Keşke Fatma teyzenin kızı olsaydım neden bunu istiyorum onu da bilmiyorum. Annem beni seviyor, ben onun dediğini yapmaya çalışıyorum. hiç bağırmıyorum, ağlamıyorum, bir tane oyuncağım var onu da hep elimde tutuyorum. kızar diye yere bile bırakmıyorum. Annem bana bağırdığı zaman çok korkuyorum. beni döveceğini biliyorum. O çok yoruluyor, babam nerede bilmiyorum. Bir kaç kez sordum çok kızdı ben de artık sormuyorum. Annem yüzüme vurduğunda orası değil ama karnımın üstünde bir yer daha çok acıyor. İçimde bir yer. Orası neresi henüz bilemiyorum. Soramıyorum da. Sadece çok korkuyorum. Annem beni bugün yine dövdü ve yine üstümü ıslattım. Çünkü o bağırarak bana vurmaya çalışınca annem olmuyor başka bir şey oluyor. Yüzü annem gibi olmuyor .Ben ona ne yaptığımı bilmiyorum ki.... Ama o benim annem beni seviyor... En çokta beni sevdiği için canım yanıyor...
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.