...Böyle bir sevmek görülmemiştir...
Deneyimlerime dayanarak söylüyorum, muhatap olması en zor kişiler cahillerdir.
Sayfa 100 - İthaki Yayınları - Bardaki HadiseKitabı okuyor
Reklam
Boğulan balıklar varmış, bunu duymuş muydun? Tamamen suyun altında yaşamaya göre dizayn edilmiş olmalarına rağmen bir şekilde nefessiz kalıp ölüyorlarmış. Bence etraflarındaki balıkların hayvanlıklarına daha fazla dayanamadıkları için... Diğer balıklar sadece nereye geldiğinle ilgileniyor, oraya nereden geldiğine kimse bakmıyor. Birileri için üç kulaçlık yolları kat edebilmek adına solungaçların şişene kadar yüzmüş olsan da okyanus için bu hiçbir şey ifade etmiyor. Zor demiyorsun, kolay sanıyorlar Osman.
"çünkü anlattığım her hikaye, ardında cevaplanmamış birsürü soru bırakıyor."
Muzip arkadaşlarımız çok olurdu. "Şişmatra" lakabıyla Mülkiye'ye mal olmuş bir arkadaşımız vardı: Nihat Öztekmen. İspanyol bir kızla evlendi sonra. İki çocukları oldu. Çok iyi bir kızcağızdı. Severdi, katlanırdı. Hoca Nihat'ı tahtaya kaldırmış. "Şurayı anlat," diyor. Bilmiyor. Okumamış orayı. "Şişmatra
Selma ayağa kalktı, başı önünde, ben de arkasında, babasının odasına girdik. Zoraki gülümsüyor, kaygısız gibi görünmeye çalışıyordu. Hasta da, rahat ve güçlü görünme çabasındaydı. Ama ikisi de birbirinin kaygısını hissediyor, birbirlerini sessizce tüketen zıt ve eşit iki güç gibi, zayıflıklarını seziyor, kalplerinin vuruşlarını duyuyorlardı! Can çekişen baba kızının acıklı durumuna acıyor, sevgili kızı da babasına... iki can karşı karşıyaydılar, biri ölüme doğru yola çıkmak üzere öbürü ümitsiz bir aşka doğru. Ve ben, onların arasında, hem bu iki can için, hem de kendim için acı çekiyordum! Üç insan yazgının eliyle bir araya gelmiştik: Sağanakla yerle bir olmuş eski bir barınağı temsil eden yaşlı bir adam, orakla başı gövdesinden ayrılmış bir zambağa benzeyen genç bir kadın ve kar altında eğilmiş bir fidan gibi genç bir adam; aynı yazgının ellerinde bir oyuncak gibi mahvedilmiş üç varlık.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.