Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gündüz güneşi altında özgürsünüzdür ve gecenin yıldızları altında da; Ve ne güneş, ne ay, ne de yıldızlar olmadığında özgürsünüz. Hatta ortalıkta olan her şeye gözlerinizi yumduğunuzda da özgürsünüz. Ama sevdiğinizin kölesisinizdir, onu sevdiğiniz için. Ve onun kölesisinizdir, o sizi sevdiği için.
Sayfa 27 - Yason yayınlarıKitabı okudu
Yine berk urmadadır leyle-i kadrin nuru Andırıp durmada her saha mukaddes turu. Yine etmekte tecelli o şeb-i fevz ü felâh Gıptalar etmede envarına binlerce sabah, Ne hayırlı gecedir bu, ne muazzam bir an! Bu gece başladı hikmetle tulûa Kur'an. Beşerin ruhuna bir feyz-i mealî kattı, Açtı zulmetleri dünyaları aydınlattı. Devr-i fetret
Sayfa 317
Reklam
"Sırrını rüzgâra fısıldarsan, ağaçlara söylediği için suçlayamazsın.".......... "Kim demiş bunu?" "Halil Cibran"
Sayfa 173Kitabı okudu
ibrâhîm içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı ibrâhîm güneşi evime sokan kim asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı ibrâhîm gönlümü put sanıp da kıran kim
Sayfa 13 - YKY
ibrâhîm içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı ibrâhîm güneşi evime sokan kim
Sayfa 8 - Everest Yayınları / Şiir Adı: İbrâhîmKitabı okuyor
Hz. Enes'den [radıyallâhu 'anh] rivayet edilen bir hadisi şerifte Resûlullah [sallallahu 'aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: مَنْ فَارَقَ الدُّنْيَا عَلَى الإِخْلَاصِ اللَّهِ تَعَالَى وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ وَأَقَامَ الصَّلَاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ فَارَقَهَا وَاللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ رَاضٍ "Kim namazını kılıp, zekatını verir, bir olan ve hiçbir ortağı bulunmayan Allah için ihlaslı olarak dünyadan ayrılırsa, o kimse Allah kendisinden razı olmuş bir şekilde dünyadan ayrılmıştır.” Muaz b. Cebel [radıyallahu 'anh] anlatıyor: "Ben Yemen'e vali olarak gönderildiğimde Allah Resûlün'e (sallallahu 'aleyhi ve sellem), Bana nasihat ediniz” dedim. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu: أَخْلِصْ دِينَكَ يَكْفِكَ الْعَمَلُ الْقَلِيلُ "Dinini Allah'a halis kıl, az amel sana yeter. "
Sayfa 162
Reklam
İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim şakaklarıma dayanınca güneş can çekişen bir sansar edasıyla uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum kadınların sahiden doğurduğuna toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum nicedir kavrayamam haller içinde halim demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum duydum yağmurların gövdemden ağdığını.
Memur olmak hiçbir kayda tabi değildir; nazır istediğini kaç yaşında ve tahsili ne derecede olursa olsun memuriyete koyabilir; bir şartla ki, yazısı "hüsnühat"ta uygun ve işlek bulunsun; tefeyyüz etmeye bu, ekseriya kâfi gelir. Devam saati de yoktur; kaleme şafak vakti gelip güneş batıncaya kadar çalışanlar olduğu gibi bir uğrayıp çıkanlara, hatta ayda bir görünüp gidenlere de rastlanır.
Çünkü, bu kişi çocukken yanlış bir şey yaptığında annesinden işittiği "Bir işi bile beceremiyorsun ... Eli­ne iş yakışmıyor ... Düşüreceksin ... Yapma, bırak sen o işi. .. Çekil kenara ... Senin bu halin ne olacak ... " gibi sözlerle hassasiyet oluşturmuş... "suçlanmayla olu­şan bu hassasiyeti işittiği kötü sözlerle bastırmayı alışkanlık haline getirmişti ... " Şimdi ne zaman yanlış bir şey yapsa, kendisine kızmaya, hakaret etmeye, aşağılamaya (ve böylece rahatlamaya) devam ediyordu.
"Siz kalabalıksınız, bense tek başımayım. Bana dilediğinizi yapabilirsiniz. Kuzu gece karanlığında kurda yem olabilir, ama kanı şafak söküp güneş doğana kadar vadinin taşlarını boyar."
Sayfa 64 - Martı Y.Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.